Kars’ta bir garip Keloğlan türbesi

Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Meydancık Köyünde bulunan Keloğlan türbesi, yöre halkının duaların kabul olunması için umut dağıtıyor.

Tacettin DURMUŞ

Anadolu’nun tüm illerinde olduğu gibi Kars ve çevresinde de neredeyse her köyde bulunan türbeler, inanç sisteminin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Meydancık Köyünde bulunan Keloğlan Türbesi de ziyaretçi akınına uğruyor. Birkaç yüzyıl önce yaşandığı ileri sürülen bir rivayete göre türbesi yapılan saçı olmayan Keloğlan ve eşinin hikayesi dilden dile dolaşıyor. Bir hayırseverin rüyasında görmesinin ardından yaptırdığı türbe içerisine taşınan Keloğlan ve eşinin mezarının inananlara şifa dağıttığı söyleniyor.

Meydancık Köyüne 3 kilometre uzakta yapılan türbeyi ziyaret edenler, türbe içerisine isimlerini yazıyor ve çeşitli dileklerde bulunuyor. Ziyaretçiler türbe önünde kurban kestikten sonra evlenmek isteyenler mezarlar üzerine gelin çiçeği, çocukları olmayanlar beşik ve bu yıl da kuraklıktan kurtulmak için de bazı bitkiler bırakarak çeşitli dileklerde bulunuyor. Ayrıca türbenin duvarlarına bir dilek tutarak taş yapıştıran vatandaşlar mum yakarak da dilekte bulunuyor. Türbe ziyaretçileri aynı yerde namaz da kılarak dualar ediyor. 

Meydancık Köyü sakinlerinden Taner Kaya, uzun yıllardır köylerinde bir efsane olarak dilden dile söylenen Keloğlan hikayesini kameralarımıza anlattı. 

Keloğlan’ın Mekke’de haç vazifesini yetine getirmekte olan ağası Murat Bey’e helva götürüp aynı anda geri döndüğüne inanıldığını söyleyen Kaya, kendisinin eşi ile birlikte erdiğini söyledi. 

Ağası Hac’dan döndükten sonra kendisi yerine Keloğlan’ı ziyaret etmelerini söylediğini ve o sırada bir anda eşi ile birlikte türbenin bulunduğu yerde kaybolduğunu da söyleyen Taner Kaya, “Kars Arpaçay köyünde oturuyorum. Bu yatır Meydancık Köyü hudutlarında bulunuyor. Keloğlan'ın türbesinin hemen aşağısında dere var. 

O yıllarda Murat Bey isminde bir ağa varmış. Keloğlan da O’nun çobanıymış. Murat Bey tabii ki Allah herkesin hayrını kabul etsin Hacca gidiyor. Tabii ki eski zamanlarda hacca gitmek çok daha zordu ve uzaktı. Şimdiki gibi otobüs ve uçak yoktu. Yaya olarak, deve veya katır sırtında Hacca gidiyordu. Keloğlan’ın ağası Hac’da iken bir gün aklına helva düşüyor ve diyor ki ‘keşke bir helva olsa da sıcak sıcak burada yeseydim’ der.  O anda Keloğlan’a ağasının isteğini rüyasında görüyor ve ayan oluyor.  Erkenden kalkıyor. Ağasının eşine ağasının Hacda helva istediğini ve helva yapmasını istiyor. ‘Helva çal da ona götüreyim’ diyor.  Hanımı da ‘herhalde Keloğlan aklına helva düştü’ diyor. Böylece Ağanın eşi ‘bir helva çalayım da yesin’ diyerek helvayı çalıyor ve Keloğlan'a veriyor. O anda da Keloğlan helvayı aldıktan sonra ortadan kayboluyor.  

Keloğlan daha sonra Hacca kadar gidiyor ve ağasını görüyor. Ağası şaşkınlıktan konuşamıyor. Ve ağasına diyor ki ‘Ağam sen benden helva istemiştim, sana helva getirdim’ diyor. Ağası da şaşkınlıkla elinden helvayı alıyor. Ve sonra Keloğlan yine gözden kayboluyor. Tabii ağası 3 ay sonra Hac’dan dönüyor. Dönünce de köy halkı Murat Beyi karşılamaya ve ziyarete geliyor. Çobanın evi biraz köyün dışındaymış.  Kendisini ziyarete gelen köylülerine ‘beni değil Keloğlan’ı ziyaret edin’ diyor. O sırada Keloğlan da eşi ve çocuğu ile birlikte kapının ağzında duruyormuş. Ardında da Keloğlan eşinin ve çocuğunun elinden tutarak koşmaya başlıyor. Köy halkı da onların arkasından koşuyor ve türbenin olduğu bu dereye kadar geliyorlar. O sırada da Keloğlan ve eşi ortadan kayboluyorlar. Ve o zamandan bu zamana kadar asırlardır buranın ismi Keloğlan olarak kabul ediliyor.”dedi.