Kars’ta 1 Mayıs kutlamaları, KESK Kars Şube ve Temsilcilikler Platformu, DİSK Genel İş Kars Şubesi, Türk İş Kars İl Temsilciliği, Kars Devrimci 78’liler Derneği’nin birlikte Cumhuriyet meydanında yapıldı. Yaklaşık 2000 kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamalarına Kars milletvekili Mülkiye Birtane, HDP Kars Milletvekili adayı Ayhan Bilgen, CHP milletvekili Adayı Zeki Naci Tarhan ve EMEK partisi Kars il örgütleri de katılarak 1 Mayıs kutlamalarına destek verdi.
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanmakta. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlandı. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi. Bugün de tüm dünyada ve Ülkemizde olduğu gibi Kars’ta da 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler bayramı Kürtçe, Türkçe ve Kars yöresine ait aşıkların atışması ile ünlü sanatçı Cevdet Bağca konseri eşliğinde çekilen halaylarla kutlandı. Sabah saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan 1 Mayıs kutlamalarında hayatını kaybeden işçiler için saygı duruşunda bulunuldu.
TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞME KONUSUNDAKİ KARNESİ
Açılış konuşması yapan KESK dönem sözcüsü Hayati Mehmetoğlu şunları söyledi;
“1 Mayıs, yıllardır tüm dünyada ve Türkiye’de işçi sınıfının ve ezilen halkların eşitlik-özgürlük-kardeşlik ve insanca bir yaşam talepleriyle harekete geçtiği, mücadele kararlılığını alanlara yansıttığı bir gün olarak kutlanıyor. Siyasi iktidar, işçiler, kamu emekçileri, emekliler, toplumun ezilen, dışlanan, yok sayılan, ötekileştirilen tüm kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen sorunlarını geri plana iterken, karşısına çıkan her fırsatta toplumu ayrıştırma ve kutuplaştırma politikasını sürdürüyor. İşçi ve emekçiler yapay ayrımlar üzerinden birbirine karşı kışkırtılıp düzen güçlerinin etkisine girmeleri hedeflenirken, onların kendi sınıf çıkarları etrafında birleşmeleri ve birlikte mücadele etmeleri fiilen engelleniyor.
Siyasi iktidar, son dönemde giderek arttırdığı baskı ve şiddet politikalarını güvence altına almak, kendisini korumak için iç güvenlik yasası çıkardı. Zaten sınırlı olan özgürlükleri kısıtlamayı hedefleyen iç güvenlik yasası ile devlet şiddetine yasal kılıf hazırlamayı, sıkıyönetim uygulamalarını olağan hale getirmeyi hedeflediler. Bir taraftan kamuda esnek çalışma, angarya, taşeronlaştırma uygulamaları ile güvencesiz istihdam uygulamaları artarken, diğer taraftan eğitim, sağlık gibi en temel kamu hizmetleri hızla piyasa ilişkileri içine çekildi.
Kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının yaygınlaşması, iş güvencemiz başta olmak üzere, en temel özlük haklarımızın elimizden alınmak istenmesi, zorunlu rotasyon başta olmak üzere çalışma ve yaşam koşullarımızı zorlaştıran uygulamalar karşısında susmamız, geleceğimizi ipotek altına alan yasal düzenlemelere ve fiili uygulamalara daha fazla seyirci kalmamız mümkün değildir. Kamu emekçilerine yönelik olarak başlatılan soruşturma, sürgün ve performans değerlendirme uygulamaları ile angaryaya ve köleci çalışma koşullarına karşı tüm eğitim ve bilim emekçileri olarak ortak talepler etrafında birleşmek ve hak gasplarına karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bugüne kadar attığı her adımda, sadece kendisi gibi düşünenler için demokrasi ve özgürlük talep eden, en demokratik talepleri bile baskı ve şiddet uygulayarak bastırmaya çalışan siyasi iktidarın kendine demokrat, sahte özgürlükçü yüzü toplumun geniş kesimleri tarafından görülmeye başlandığı bir dönemde 1 Mayıs’ın güçlü bir şekilde kutlanması önemlidir. Bugün işçi ve emekçilerin yaşadığı sorunlar ile yıllardır ezilen, yok sayılan, ötekileştirilen halkların sorunları, demokrasi, barış ve özgürlük talepleri iç içe geçmiştir. Bu nedenle bu yıl 1 Mayıs, Türkiye’nin temel sorunlarının kalıcı olarak çözülmesi talebinin öne çıktığı bir mücadele günü olarak görülmelidir. Türkiye’nin demokratikleşme konusundaki karnesinin daha da kötüleşmesine neden olan iç güvenlik yasası ve tüm anti demokratik düzenleme ve uygulamalara karşı eşitlik, özgürlük ve demokrasi talebimizi haykırmak için,
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, yağma ve talana karşı çıktığımızı, hırsızların ve siyasal uzantılarının peşini bırakmayacağınızı göstermek için, Başta parasız eğitim ve sağlık hakkı olmak üzere, herkesin kamu hizmetlerinden eşit ve parasız olarak yararlanması için,
Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınmasına, esnek, kuralsız, güvencesiz ve angarya çalışmaya karşı çıktığımız için, Taşeron ve sözleşmeli çalışmanın yasaklanması, herkesin kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmesi için, Madenler ve elektrik santralleri başta olmak üzere, özelleştirme saldırısına karşı altında olan alanların savunulması için,
İşçilerin iş cinayetlerine kurban gitmemesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin tam olarak alınması ve denetimlerin arttırılması için, İşçi cinayetlerinin, işten atmaların ve işyerlerinde psikolojik yıldırma uygulamalarının son bulması için, Kadın cinayetlerine, kadınlara yönelik şiddet ve tacize son verilmesi için,Gelir dağılımındaki eşitsizliklerin son bulması, eşit işe eşit ücret ve insanca yaşam talebimizin gerçekleşmesi için, Emperyalist saldırganlığa karşı ülkemizde ve bölgede barışın sağlanması, emekçilerin birliği ve halkların kardeşliği için,
Kamu emekçileri olarak, iş güvencemize, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak, çocuklarımızın güven içinde yaşayabileceği, demokratik bir Türkiye talebini haykırmak için, 1 Mayıs’ta taleplerimizle Türkiye’nin her yerinde alanlardayız! Yaşasın 1 mayıs birlik, mücadele ve dayanışma günü! Yaşasın emekçilerin birliği, halkların kardeşliği! Dedi.
SİYASAL VE EKONOMİK DEMOKRASİ YOLUYLA ÖZGÜRLÜK
Ardından Kars Şeker İş Sendika Başkanı Yaver Kop da bir konuşma yaptı. Kop, Kars Şeker fabrikasının özelleştirilmemesi için alanda bulunan herkesi destek olmaya çağırdı. Şeker İş Sendika Başkanı Kop şunları söyledi:
“Bugün 1 Mayıs Bugün işçilerin uluslararası düzeyde mücadele, dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığı gösterdiği gündür. Bugün tüm dünyada emekçiler, hak ve özgürlükleri için hep birlikte sesini yükseltiyor. Ülkesi, ulusu, ırkı, siyasal görüşü, dini, mezhebi, dili, cinsiyeti, yaşı, mesleği ne olursa olsun, yurdumuzda ve dünyanın dört bir yanında emekçiler bir araya gelip taleplerini haykırıyor. Ekmek, barış, özgürlük için bir araya geldik. Herkese ekmek Siyasal ve ekonomik demokrasi yoluyla özgürlük. Adalet temeline dayalı toplumsal barış…Çoğulcu ve özgürlükçü demokratik düzenin tüm kural ve kurumlarıyla ülkede egemen olması için bir araya geldik. Yine ve yeniden alanlardayız. Yine dünyaya ve ülkemize eşitliği, barışı, kardeşliği, özgürlüğü çağırıyoruz. Emeğin çıkarının savaşta değil, barışta olduğunu biliyor, savaştan yana hiç bir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Biz daha çok demokrasiyi herkes için hemen istiyoruz. İnsana yakışır şartlarda yaşamak istiyoruz. Bugün 1 Mayıs 2015. Tüm dünyada emekçiler, daha dün kölelik koşullarında çalışmaya karşı çıkarken, 8 saatlik çalışma uğruna canlarını verirken, bugün, hala birçok ülkede, benzeri çalışma koşullarının var olmasını kabul etmiyoruz. Ülkemizdeki işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz çalışmaya, baskılara karşı çıkıyoruz. Sağlık ve eğitim, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine karşı çıkıyoruz. Sosyal devlet uygulamalarının budanmasına, sosyal yardımlarla sınırlı tutulmasına karşı çıkıyoruz. Bugün ülkemizde emek karşıtı yaklaşımlarla kıdem tazminatımıza göz dikiliyor. Asgari ücret düşük tutuluyor. Esnek ve kuralsız çalışma biçimleri egemen kılınmak isteniyor. Taşeron işçiliğini yaygınlaştırma, işçiyi özel istihdam bürosu aracılığıyla kiralama planları yapılıyor. Örgütlenen işçiler işten atılıyor. İş kazası adı verilen cinayetler durmak bilmiyor. Sorumlulara hesap sorulmuyor. Özelleştirme adı altında talan sürdürülüyor. Sefalet sürdürülmek, çocuklarımızın geleceği karartılmak isteniyor. Şimdiye kadar uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla, işçiler, kamu emekçileri, emekliler, köylüler, esnaf, yani iktisaden güçsüz geniş halk kesimleri bedel ödemek durumunda bırakılıyor. Artık bu gidişe “dur” diyoruz. Biz insana yakışır koşullarda çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Özgürlükçü, adaletli, barış içinde bir dünya ve ülke istiyoruz. Alanlardan yankılanan bu sesimiz iyi anlaşılmalıdır. Emekçilerin hak ve özgürlük taleplerine kulak verilmelidir. Emek karşıtı politikaların ekonomik refah ve toplumsal barış getirmeyeceği bilinmelidir. Şimdi karar verme zamanı…7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde, içinde bulunduğumuz şartları dikkate alarak geleceğimizi ve nasıl bir ülkede yaşamak istediğimizi belirleyeceğiz.
1 MAYIS’TA ALANLARDAN BİR KEZ DAHA SESLENİYORUZ
Toplumsal barış ve huzur demokratikleşmeyle sağlanır. Özgürlükçü ve çoğulcu bir demokrasi için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Anayasa, katılımcı demokrasinin tüm kurum ve kurallarının sağlıklı işleyeceği bir yapıya kavuşturulmalıdır. Emekçilerin çıkarları savaşta değil barıştadır. Barışın her alanda egemen olması için çaba gösterilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumları, hukuk devleti anlayışıyla hareket etmelidir. Basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.”İnsana yakışır iş” herkesin hakkıdır. İstihdamın korunması ve geliştirilmesi, işsizliğin önlenmesi temel yaklaşım olmalıdır. Kadına karşı şiddet son bulmalı, kadınların ekonomik ve sosyal hayatın her alanına katılımının yolları açılmalıdır.Taşeronlaşma engellenmeli, asıl işin taşeronlara yaptırılması uygulamasından ve bu uygulamanın yasalaştırılması girişimlerinden vazgeçilmelidir. Taşeron çalıştırmayla ilgili yargı kararları uygulanmalıdır. Yıllardır geçici işçi statüsünde istihdam edilenler sürekli işçi kadrosuna alınmalıdır. İş cinayeti haline gelen iş kazaları önlenmeli, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri artırılmalı, gerekli denetim yapılmalıdır.
Haksız işten çıkarmalar önlenmeli, iş güvencesi, işe iadeyi sağlayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir. Kayıt dışı ekonomi, kayıt altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması, ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.
Asgari ücret insan onuruna yakışır bir biçimde ulusal düzeyde belirlenmelidir.
Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri, işçilerin beklentisi doğrultusunda bir an önce bağıtlanmalıdır. Esnek ve kuralsız çalışma biçimlerini yaygınlaştırma girişimlerine son verilmelidir. Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir. Doğal yaşam korunmalı, ekolojik çevre tahribatına son verilmelidir. Genetiği değiştirilmiş GDO’lu ürünlerin tüketilmesi önlenmelidir. Engellilerin toplumsal yaşama eşit bireyler olarak katılması sağlanmalıdır. Öğrenim kurumları, demokratik yapının ve bilgi toplumunun gerektirdiği nitelikte özgür bireylerin yetiştiği, istihdam edilebilirliği destekleyen yapıda olmalıdır. Üniversitelerimiz bilimin üretildiği yapıya kavuşmalıdır. İnsan odaklı ekonomik ve sosyal politikalar uygulanmalıdır. İşçiler, Kamu Emekçileri, Esnaf, Emekliler, İşsizler, Yoksullar, Kadınlar, Gençler, Öğrenciler Güzel Yurdumuzun Emek ve Demokrasi Sevdalıları 1 mayıs birlik, mücadele ve dayanışma günü tüm emekçilere kutlu olsun.”
CHP İKTİDARINDA TAŞERON İŞÇİSİ DENİLEN KAVRAM OLMAYACAK
Sendika temsilcilerinin ardından kutlama alanında bulunan siyasi parti temsilci ve adayları da platforma çıkarak birer konuşma yaptılar. CHP Kars İl Başkanı Özfer Koçak, “Bugün ‘emek en yüce değerdir’ diyenlerin bayramıdır. Kamuda çalışan 800 bin taşeron işçisi var. CHP iktidarında taşeron işçisi denilen kavram olmayacak, tamamını kadrolu olarak işe başlatacağız. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çağdaş köleliğe izin vermeyeceğiz. Ülkemizde iş kazaları işçi cinayetleri halini almıştır. İş kazalarındaki ölümler trafik kazalarındaki ölümlerle eş değerdedir. Bu anlamda yakın zamanda somada Ermenek’te ve Taksim’de hayatını kaybeden tüm işçi kardeşlerimi saygıyla anıyorum.” dedi.
BİZ SOKAKLA SANDIĞIN BİRBİRİNDEN AYRILMAZ OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ
1 Mayıs kutlamalarında HDP Kars Milletvekili Adayı Ayhan Bilgen de bir konuşma yaptı. Bilgen, “İşçi ve emekçi bayramınızı kutluyorum.” diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir haftadır yine Türkiye’yi geriyorlar ve geçen yıl ‘inşaat var çukura düşersiniz’ diyerek engelledikleri Taksim’e emekçilerin, işçilerin çıkmasını engellemek için her türlü provokasyonu hazırlıyorlar. Neden bu kadar Taksim için inat ediyorsunuz, niye bu kadar ısrar ediyorsunuz diye kalemşorlar soruyorlar. Eğer bilmiyorsanız, utanmıyorsanız bir kez daha hatırlatalım. Üzerinden 37 yıl geçti ama 1977 yılının 1 Mayıs’ının katilleri hala bulunmadı ve bu ayıbın ortağı aynı zamanda bütün iktidarlar gibi şuanda sizsiniz. Onun için fiziken Taksim’de olmasak da yüreğimizle, gönüllerimizle o meydanda olmaya çalışacağız. ‘Her Yer Taksim Her Yer Direniş’ Bunu sonuna kadar haykıracağız. Cumhurbaşkanı işçilerin ve emekçilerinde, işsizlerin gençlerinde Cumhurbaşkanı olmalıdır. Böyle olması gerektiği halde, Anayasa öyle yazdığı halde kendisi yemin ettiği anayasaya kendisi inanamayan Cumhurbaşkanı diyor ki ‘haklarınızı sandıkta ararsınız’ Yani gücünüz kadar konuşun, sayınız kadar konuşun. Sokakta ne işiniz var, meydanda ne işiniz var, niye sokağa çıkarak hükümeti devirmeye niyet ediyorsunuz’ diye soruyorlar. Biz sokakla sandığın birbirinden ayrılmaz olduğunun farkındayız. İnsanlık tarihi de onu gösteriyor. Bütün dünya özgürlük mücadelesinde bunu gösteriyor. Sokaklarda da olacağız ama 7 Haziran’da göreceksin sandıktan da biz çıkacağız. Soma’da 301 kişinin katledilmesine, İstanbul’un göbeğinde inşaatlarda asansörde işçilerin ölüme terk edilmesine ‘kader’ diye geçiştirmeye çalışanlar ‘iş kazası’ diye geçiştirmeye çalışanlar ‘işin doğallığında var’ diyenlere sandıkta gereken cevabı vereceğiz. Ama bir şeyi özellikle ifade etmek istiyorum; sandık bizim için kimin milletvekili olacağı meselesi değil, sandık bizim için meydanlarda kurşuna kurban gidenlerin umuduyla oynadığınız Berfo analarında hesabını sorma fırsatıdır. İşçinin umuduyla oynadınız, yetmedi çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi annelerinin, Berfo anaların umutlarıyla bile oynadınız. Ama Berfo ana kim ki yağan yağmurda birlikte ıslandığınız Hoca Efendilerin umutlarıyla oynadınız. Yol arkadaşlarınızın umutlarıyla oynadınız çünkü sizin işiniz köprüyü geçene kadar. Köprüyü geçtikten sonra kimseyi tanımayacağınızı sadece son bir ay içerisinde yaptığınız açıklamaların içerisine bakan herkes görür.”
Konuşmaların ardından yerel sanatçılar Türkçe ve Kürtçe şarkılar seslendirdiler. Meydanda bulunanlarda şarkılar eşliğinde halay çektiler. Kars’ta bu yıl ilk defa Aşıklar 1 Mayıs kutlamalarında sahne aldılar. Cumhuriyet Meydanında düzenlenen 1 Mayıs kutlamaları ünlü sanatçı Cevdet Bağca’nın seslendirdiği şarkılarla renklendi.
Yaklaşık 3 saat süren 1 Mayıs kutlamaları olaysız sona erdi.