Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile hazırlanan asırlık tarih ve Türk mutfağından hareketle hayata geçen Türk Mutfağı Haftası, Türkiye genelinde, ülkemizde, yurt dışında ve Kars’ta kutlanmakta.
Kutlamalar kapsamında "Gastromik Açından Kars Mutfağı" konferans düzenlendi. Konferansta bir konuşma yapan Kültür ve Turizm İl Müdürü Hayrettin Çetin, kafkas Üniversitesi (KAÜ) Fen Edebiyat fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Doç. Dr. Adem Balkaya ve Sarıkamış Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Dekan Yrd. Sayın Erol Geçgin tarafından bir konuşma yapıldı.
Ayrıca Sultan Aydın, Gastronomi Destanı adlı şiirini okudu.
Kars Kültür ve Turizm İl Müdürü Hayrettin Çetin yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Küreselleşen dünya yaşamında yeme içme tercihlerinin değişmesiyle yöresel mutfakların önemi gün geçtikçe değer kazanmıştır. Türk mutfağının sahip olduğu ve bölgelere göre değişiklikler gösteren zengin mutfak kültürü turizm endüstrisi için önem arz etmektedir. Özellikle gastronomi turizmi adı altında turizm faaliyetlerini gerçekleştiren ve son yıllarda adından sıklıkla söz ettiren gastro turistlerin daha sağlıklı ve lezzetli olarak ifade ettikleri yöresel mutfak ürünlerine eğilimi artmıştır. Değişen yeme içme algıları çeşitli destinasyonların ön plana çıkmasına, bölgesel mutfakların tanınmasına ve zengin deneyimler kazanılmasına ortam hazırlamıştır.
Yöresel yemekler; toplumların kültürel öğelerini içerisinde barındıran, dini ya da milli etkilerle şekillenen, yöreye ait olan ürünlerden elde edilen, yöresel araç gereç ya da pişirme tarzları kullanılarak üretilebilen ve bölge halkın beslenme şekillerini ortaya koyan yiyecekler olarak tanımlanabilir. Yöresel yemekler bir bölgeyi diğer bölgelerden ayıran, bölgenin kendi özerkliğini yaratmasında etkili olan unsurlar olarak kabul edilebilir. Yöresel yemeklere ve lezzetlere verilen önemin artması ve çeşitli çalışmalara konu olmasıyla birlikte bölgeyle özdeşleşmiş Coğrafi İşaretli Ürünler ortaya çıkmıştır.
Anadolu’da binlerce yıllık bir geçmiş ve farklı medeniyetlerden damıtılmış bir özden bahsediyoruz. Gastro-kültür, gastro-Turizm, gastro-diplomasi gibi birçok yeni terim, mutfağın başlı başına bir güç haline geldiğinin kanıtı. Fastfood kültürünün albenisi azaldı. Dünyanın her yerinde karşılaşılan standart mekanlar gücünü kaybetti. Tüm dünyada bir uyanış var. İnsanlar, sağlıklı ve yöresel olanın peşindeler. Helal, vejetaryen, organik gibi seçenekler en çok tercih edilenler arasında. Bu arayışa en iyi cevabın Türk mutfağında saklı olduğunu düşünüyorum.”
Dünya mutfakları içinde ilk üç mutfak arasında gösterilen Türk mutfağının geçmişten günümüze köklü bir kültürel değere sahip Binlerce yıllık kültürel birikime sahip olan Türk milletinin geçmiş izlerini Asya, Avrupa, Afrika’da görmek mümkündür. Orta Asya dönemindeki sınırlı yiyecekler yerini Osmanlı döneminde zengin menülere bırakmıştır. Osmanlı dönemi, hayvansal ürünlerin yanında bitkisel ürünlerin de yoğun tüketildiği bir dönemdir. Anadolu’da dört mevsimin bir arada yaşanması, farklı türde bitki ve hayvan türlerinin yetiştirilmesini sağlamıştır. Bu durum bölge mutfaklarının oluşumu ve yöresel yemek kültürünün gelişmesine katkı sağlamıştır."
Son dönemlerde turistlerin tatil yapacakları yer seçiminde destinasyona özgü yiyecek ve içecekler de önem kazanmaya başlamıştır. Bu nedenle binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türk mutfağının ve özellikle ilimizdeki yöresel lezzetlerin turizme kazandırılması çok önemlidir. Bu nedenle ilimizde de gastronomi turizmine daha çok önem verilmesi gerekmektedir. Bize ait olan lezzetlerimizi özgü yemeklerimizi önce Türkiye’ye sonra da Yurt dışına tanıtmak istiyoruz.