Hamam, sadece temizlenip paklanılan yer değildi, sosyal yaşamın varlığını sürdürdüğü, geleneklerin idame edildiği bir çevreydi.
Kars’ta şimdilerde var olmayan bir hamam kültürü vardı.
Bizim çocukluk ve gençlik yıllarımızda haftada en az bir gün hamama ayırılırdı.
O dönem dört tane kubbeli hamam varlığını sürdürüyordu, üçü Kars Kalesi eteklerinde ; Mazlum Ağa Hamamı, Topçular Hamamı, Muradiye Hamamı ve Belediye Hamamı, şu anki Bolero Cafe’nin olduğu konumdaydı.
Her gün öğlene kadar erkeklere öğleden sonra 17.00’ye kadar kadınlara hizmet verirdi.
Yaşam tarzımızın çok içinde olan hamam kültüründe “Gelin hamamı” “Bey hamamı” , “On beş hamamı” diye olmazsa olmaz kültür ögeleri vardı.
Düğün öncesi genç kızlar evlenecek olan gelin adayı ile beraber o günü hamamda geçirir eğlenir, yıkanırdı. Aynı şekilde bey hamamı da damat adayı ve yakın arkadaşları ile beraber eğlenir, muhabbet eder orta oyunları vs sergilenirdi. Hamamdan sonra herkes evine çekilir sonra düğün hazırlıkları başlardı. Ramazan ayının 15’inci gününde Kars’taki bütün bayanlar iftar sonrası hamamlara akın eder sahura kadar eğlenir ve yıkanırlardı. Evleri evin beyine emanet ederlerdi.
Şimdi o güzel paylaşımlar yok oldu. Kars Kalesi’nin hemen eteğindeki üç tarihi hamam restore edilince çok sevinmiştim. Eski Kars’a dönüyoruz diye. Maalesef restore edilen o güzelim tarihi hamamları KAFE ye çevirdiler. Her yerden kafe olur ama her yerden hamam olmaz…
Açık hava müzesi gibi olan ve turizm şehri olmaya çalışan SERHAT KARS’ta maalesef hamam kültürü yok edilmiştir.
Şu an Kars’ta düzgün kubbeli bir hamam şu an varlığını korumuyor bu gerçekten şehrimiz için çok üzücü bir tablo.
Benim gençlik yıllarımdan aklımda kalan Kars’ın renkli simalarından Muradiye Hamamı’nın sahibi Merhum Atilla Uludağ, Belediye hamamını çalıştıran Yaşar Selçuk ve Kırk kilo ağırlığındaki keseci Cibo. Saygılarımla…
Çetin ADIGÜZEL