Programa rektör yardımcıları, Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda Yrd. Doç. Dr. Selçuk Ural “1. Dünya Savaşında Çanakkale Cephesi” konulu konuşma yaptı. Ural, Çanakkale Zaferinin geleceğimiz ve milletimiz için önemli bir zafer olduğunu belirterek, Çanakkale Zaferi’nin Sakarya Zaferi kadar önemli bir cephe savaşı olduğunu söyledi.
İŞTE BİZ BÖYLE TÜRK MİLLETİNİN EVLATLARIYIZ
Ural, “Askerlerimiz milli mücadelede önemli başarılara elde ettiler. Vatan toprağının geçilmezliğini tüm dünyaya duyurdular. Zaferde önemli komutanların etkisini unutmamak gerekir. Mustafa Kemal Anafartalar’da, Arıburnu’nda nasıl kahramanca, gözünü kırpmadan mücadele verdiyse, silah arkadaşları Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Fevzi Çakmak, Enver Paşa askerleriyle gece-gündüz demeden cepheden cepheye koştular. Osmanlı Devleti o zamanlarda “hasta adam” kimliğiyle biliniyordu. İçte ve dışta çeşitli sorunlarla baş etmeye çalışıyordu. Ancak buna rağmen istikrarını korudu. “Çanakkale Neden Çanakkale?” diye soruyoruz. Çanakkale cephesinde kadını, çocuğu, genci, yaşlısı, hep beraber, topyekun hazırlık yaparak düşmana karşı mücadele verdiler. Şartlar zor, malzemeler kısıtlı, komutanlar belli kurallar çerçevesinde hareket ediyor. Ama bütün bu koşullara rağmen inanç var, kararlılık var. Bütün bu olumsuzluklar onları karalarından yıldıramıyor. İşte biz böyle Türk milletinin evlatlarıyız.”
Ural daha sonra şunları söyledi:
“Kara harekatı Ocak ayında başlamış ve 8 ay sürmüş. İngilizler bütün imkanları seferber etmiş, ileri teknoloji ürünlerini kulanmış, gaz bombalarını kullanmış, sivil yerleşim yerlerini yakıp yıkmıştır. Birçok çocuk, sivil, masum insan can verdi. İngilizlerin amacı; Türk Milletinin gücünü kırmak, devleti güçsüz ve perişan bırakmaktır. Kara ordumuz itilaf ordusunun üçte bir durumundaydı. Asker az, imkân yok ama gönüller sağlam, hedefler bellidir. Atatürk, cephe sırasında ‘askerler ben size ölmeyi emrediyorum’ diyerek vatan toprağı için gerekirse ölüm bile baki kalır. Vatan toprağı yabancı millete verilemez. Vatan toprağı kutsallığını dile getirmiştir. Çanakkale’nin kayıp edilmesi demek İstanbul’un kayıp edilmesi demek, İstanbul’un elden çıkması demek, Anadolu kayıp edilmiş demektir. ‘Adımlarımızı sağlam, kararlı atmalıyız’ diye belirtmiştir. Çanakkale bir kahramanlık destanıdır. Mehmetçik cesurca savaşmış ve destanlara konu olmuştur. Balkan savaşındaki o çöküntü yerini Çanakkale savaşındaki başarıya bırakmıştır. ‘Artık savunma yok taarruz vardır’ diyerek bulutların yerini güneşe bıraktığını dile getirmiştir. Mustafa Kemal, Çanakkale’de bir ilke daha adım atılmıştır. İngiltere Fransa Türk milletinin gücünü bir kez daha iyi anlamıştır. Türk milleti asla yılmadı, yılmayacak da. Çanakkale geçilemez, geçilmedi, geçilemeyecek de”
ÇANAKKALE, GERİLEME DÖNEMİNDE KAZANILAN İLK VE SON ZAFERDİ
Ardından Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Nurhan Aydın, savaş sırasındaki mevcut durum ve dönemin genel yapısına ilişkin bir konuşma yaptı. Aydın, “Çanakkale muharebesi, Türk milletinin en kazançlı muharebesidir. İçte ve dışta önemli kazanımlar elde etmiştir. Siyasi, ekonomik, hukuksal anlamda etkinliği artırmış, eski saygınlığını kazanmıştır. Gerileme döneminde kazanılan ilk ve son zaferdi. Gerçekliğin yansıtıldığı büyük bir cephe savaşıdır. 8 ay süren cephe savaşında yaralı düşen askerlerimiz sağlık kuruluşlarının özverili çalışmaları ile kurtarılmaya çalışıldı. Yaralıların yaraları sarılmaya çalışıldı. Türk askeri yatacak yatağı yokken yerde yatıyor, üzerine örtecek battaniyesi yokken ve imkanlar bu kadar kısıtlı olmasına rağmen hiç gözü korkmamış, bütün kalbiyle cepheye koşmuştur. Savaş, çarpışırken sadece ölümden ibaret değildi. Malzeme eksikliği, teçhizat azlığı onları bir kez daha yaralıyordu. Birçok kan aktı, can verildi ama vatan toprağı kurtarıldı. Bu vatan için, vatan toprağı için mücadele eden, canlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Onlara tekrar tekrar şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.