Kafkas Üniversitesi Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonunda düzenlenen 3. Türkiye Kaz Yetiştiriciliği Çalıştayı ve Kaz Günü Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
3. Türkiye Kaz Yetiştiriciliği Çalıştayı ve Kaz Günü’ne 65. Dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, Kars Valisi Türker Öksüz, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Cihan, Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Oktay Güven, AK Parti Kars İl Başkanı Adem Çalkın, daire amirleri, akademisyenler, yetiştiriciler ile öğrenciler katıldı.
Türkiye Kaz Yetiştiriciliği Çalıştayı ve Kaz Günü etkinliğinin ilkinin Yozgat’ta, ikincisinin Muş’ta ve üçüncüsünün de bugün Kars’ta yapıldığını dile getiren Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgut Kırmızıbayrak, “Bu yılki Kaz Yetiştiriciliği Çalıştayı’nın yeri bakımından Kars, Türkiye coğrafyası içinde oldukça büyük bir öneme sahip bir ildir. Kanatlı hayvanlar bakımından çok güvenilir olmasa da TÜİK verilerine göre çeşitli yıllara göre değişmekle birlikte, Türkiye kaz varlığını yüzde 25-30’u Kars’ta bulunmaktadır. Yani resmi verilere göre Türkiye’deki her 3-4 kazdan biri Kars’ta bulunmaktadır. Kars’ı Muş ve Ardahan illeri takip etmektedir. Kars’ın Türkiye içindeki yerini daha iyi anlamak bakımından yıllara göre en yakın takipçisi bu illerin her birinin Türkiye içindeki paylarının ancak yıllara göre yüzde 8-12 arasında olduğu bilgisi oldukça çarpıcıdır. Çalıştayın Kars’ta bir anlamda kazın başkentinde yapılıyor olması son derece anlamlıdır. Kaz varlığının yüzde 25’i Kars’ta olmakla birlikte Ardahan ile kaz eti tüketiminin ve pazarının ise belki yüzde 50’den fazlasına kaynaklık etmektedir. Bu açından da Kars ve Ardahan Türkiye için belirleyici konumdadır. Çalıştayda kaz yetiştiriciliği konusunda ele alınacak konular bakımından akademi ile sahanın yani yetiştiricilerin görüş ve önerilerinin Türkiye kazcılığının geleceğine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.” dedi.
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Cihan, “Fakültemiz uzun zamandan beri Kars bölgesine hayvancılık konusunda hizmet etmektedir. Bu toplantıda Karsımız için önemli bir gelir kaynağı olan ve iyi bir protein kaynağı olan kazın, kazcılığın gelişimi hakkında bilgiler verilecektir.” ifadesini kullandı. Cihan, veteriner fakültesinin hizmetlerinin daha iyi yürümesi ve özellikle Hayvan Hastanesinin bir an önce yapılması, laboratuvarların gelişmesi gerektiğini vurgulayarak, Hayvan Hastanesi olduğunda Kars’a daha iyi hizmet edeceklerini sözlerine ekledi.
Kars Tarım ve Orman İl Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün ise TÜİK verilerine göre hayvancılıkta Kars’ın 580 bin büyükbaş hayvan varlığıyla Türkiye’de 5’nci sıradaki yerini koruduğunu ve küçükbaş hayvan varlığının da küçümsenmeyecek kadar olduğunu ifade ederek, “İsmiyle müsemma olan Kars dediğinizde kaz akla gelen bir iliz. Kazda da ülkemizin diğer illerinde ufaktan hareketlilik olsa da “kaz Kars’ta yetiştirilir” diyoruz biz, bu manada da çalışıyoruz. 315 bin anaç kaz varlığımızla toplam Türkiye’deki kaz varlığının üçte bir oranına sahip bir iliz.” diye konuştu.
Son yıllarda Kafkas Üniversitesi olarak misyon değişikliği yaptıklarını ifade eden Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, “İleriki süreçte temel misyonumuz daha çok bölgenin yöresel ürünlerini ve değerlerini öne çıkartıp onları kayıt altına alıp ve bunları ekonomik, sosyal ve kültürel değerlere dönüştürme hedefimiz. Bu bağlamda özellikle Kars kaşarının ve balının coğrafi işaretleri alındı, ilk hedefimiz şimdi özellikle yöresel kazın coğrafi işaretini almak.” şeklinde konuştu.
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç da, herkesin kazı yetiştirmeyi öğrendiğini kaydederek, “Kaz bir kültür, kaz sadece diğer sektörlerdeki gibi bir üretim değil. Sanayicilik şeklinde yaptığınız kazcılıktan ziyade halk elinde yapılmaya devam eden bir uğraş. Zaten ekonomikliği de ondan geliyor. Bir kaza arpa ve buğday verdiğinizi düşündüğünüzde bu kaz ekonomiklikten çıkıyor. Kaz tarlalardan ve dışarıdaki besinlerden beslenerek büyüyen ve lezzeti de bundan gelen bir üründür. Kars kazının diğer illerdeki kazlardan daha lezzetli olmasının nedeni ise yetişme ve beslenme tarzı ve kesim için soğuk mevsim beklenmesidir. O yüzden sanayileşme ile üretilen kazın bizim kazın yerini ve lezzetini tutması mümkün değil.” diye konuştu.
“Serhat şehir Karsımızın, son yıllarda turizm alanında göstermiş olduğu ivme ve ekonomik anlamda yakaladığı başarının yanında ilimiz ekonomisinin temelini tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır.” diyen Kars Valisi Türker Öksüz ise, “Sulanabilir tarım alanları, geniş mera ve çayırları ile tarım ve hayvancılık konusunda doğal avantaja sahip olan ilimiz, 1 milyon büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının yanı sıra ismi şehrimizle özdeşleşen, sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti olan kaz yetiştiriciliğinde de büyük bir potansiyele sahiptir. İlimiz, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan yaklaşık 1 milyon 150 bin adet kaz mevcudiyetinin yaklaşık 315 bin adet kaz varlığı ile ilk sırada yer almaktadır. Bunda en önemli etken ilimizin sahip olduğu 400 bin hektarlık mera alanı ve buna bağlı olarak üretim maliyetinin minimum seviyede olmasıdır. İlimizde kaz besiciliği yapan 50 civarında büyük işletmenin yanında yaklaşık 15 bin aile de geleneksel yöntemlerle kaz besiciliği yapmaktadır. Tarım ve orman bakanlığımızca damızlık kaz yetiştiriciliği için yüzde 75, ekonomik destek kapsamında yüzde 50 hibeli ve genç çiftçi projesi kapsamında da tamamı hibe olmak üzere kişi başı 30 bin TL destek sağlanmaktadır. Tarım ve kırsal kalkınmayı destekleme kurumu olarak da en az 350 en fazla 3 bin kaz kapasitesine sahip yeni ve mevcut işletmelerden kapasite artırımı yapan işletmelere yüzde 40 ve kapasite artırımı yapmayan işletmelere ise yüzde 50 destek sağlanmaktadır. Kaz yetiştiriciliği konusunda böylesine büyük bir potansiyel ve avantaja sahip olmamıza rağmen üretimde çoğunluğun geleneksel yöntemlerle, ticari kaygıdan uzak, hane ihtiyacına yönelik yapılmasından dolayı kaz yetiştiriciliğinden elde ettiğimiz ekonomik katma değerin arzu edilen seviyede olmadığını görmekteyiz. Bu durumu tersine çevirerek geleneksel üretimin yanında modern besi çiftlikleri ile birlikte kuluçkahane, kaz kesim tesisi ve buna bağlı olarak kaz işleme ve paketleme tesislerini hayata geçirip markalaşma ve pazarlama konularında gerekli çalışmalarımızı yaptığımız zaman kaz üreticiliği konusunda sahip olduğumuz bu potansiyeli ilimiz ekonomisine katma değer olarak kazandırmış olacağız. Bu amaçla valiliğimiz öncülüğünde modern üretimin yanında yerli kaz ırkının korunması adına geleneksel kaz üretiminin devam ettirilmesi, kaz üretiminin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için kazların aşılanması ve yapılan üretimin işlenerek paketlenip ticari faaliyete konu olabilmesi adına modern kesimhanenin yapılması adına hazırladığımız projeleri hayata geçireceğiz. Yapılacak bu çalışmalarda nitelikli kazcılığı, ortak akılla, tecrübe paylaşımıyla, el birliğiyle, gönül birliğiyle, önce Türkiye'ye sonra da dünyaya tanıtmaya hep birlikte gayret sarf etmemiz gerekiyor. El ele vererek, şehrimize ait bütün değerleri teker teker zirveye hep birlikte taşıyacağımıza inanıyorum.” dedi.
65. Dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan ise “Geçen hafta gazetelerde bir haber vardı. ‘Tokat’ta biz de kaç yetiştiriciliği yapıyoruz.’ Hatta burası çok önemli, ‘Hatta Kars’a bile gönderiyoruz.’ Şimdi bilmeyen birisi, bunu şöyle yorumluyor. ‘Evet, orada yetiştiricilik yapıyor. Kazları o kadar güzel ki, Karslılar bile alıyor.’ Bilmeyenin yorumu bu, ama Karslı biliyor ki, Kars kazının geldiği günümüzdeki değeri nedeniyle herkes kendi kazını, Kars kazı diye satmaya çalışıyor. Biraz daha gerçekçi olsun diye kazı oradan Kars’a gönderip, Kars’tan pazara sürüyor. Bu konuda hem bizim Karslılar olarak çok dikkatli olmamız lazım. Hem kaz yetiştirici olan diğer şehirlerinde bu anlamda dikkatli olması lazım. Kars kazı adı altında biz bütün şehirlerde yetiştirilen kazları piyasaya sunarsak, bir süre sonra bu sektör küçülür. Oysa herkes kendi ilindeki değeri kendi değeriyle pazarlamalı, Kars kazını seven Kars kazını yemeli, Tokat kazını seven Tokat kazı yemeli, Elazığ kazını yetiştiren Elazığ kazını yemeli, Yozgat kazı öyle bilinmeli, Muş aynı, Niğde aynı, başka illerimiz öyle bilinmeli. Bu konuda hocalarımız da öncü olmalıdır. Herkes kendi ürününü kendi değeriyle bir markalaştırma ve piyasa sunmalı ki Türkiye şunu desin; ‘Evet, sadece Kars’ta değil başka yerlerde de kaz var, her birinin de tadı bir birinden farklı’ elbette ki böyle olmalı. Kaz yetiştiriciliği artmış olmasına rağmen yetmiyor, işte orada da görev siz saygıdeğer hocalarımıza ve çalıştay çıktılarına düşüyor. Değerlerimizi kaybetmeden bunu nasıl daha artırabiliriz, nasıl marka değerini yükseltebiliriz ve bu marka değerini sadece Türkiye’de değil Dünyada bilinir hale getiririz bu konuda Kars’ın bir avantajı var. Kadim bir şehir olma hasebiyle, bin yıldır sadece bizler Türker Anadolu’da buradayız, bizden öncede birçok kadim medeniyete başkentlik yapmış bu şehrin değerleri var. Misafirlerimiz o değerleri görmeye gelirken kazımızda dahil ürünlerimiz, değerlerimiz daha bilinir hale geliyor.” dedi.
Açılış konuşmasının ardından üç oturum halinde yapılacak olan 3. Türkiye Kaz Yetiştiriciliği Çalıştayı ve Kaz Günü başladı.