Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bizleri yoktan var eden Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve selamlar olsun. İnsanlığın en büyük rehberleri bütün peygamberlere ve peygamberlerin efendisi Muhammed Mustafa (SAV)’e selam olsun.” sözleriyle konuşmasına başladı.
Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Kars ile özdeşleşen Şehit Ebu-l Hasan Harakan-ı Hazretlerinin piri denilebilecek Eba yezidi Bestami’nin mezarını 2 sene önce görme imkanım oldu. Üzerinde Arapça küçücük iki cümle vardı. Bir soru bir cevap vardı. Soru şuydu, “Sen ne ile nail oldun bu dereceye” diye sormuşlar. Altında da Bestami Hazretlerinin cevabı, “Müminlere sevinç taşımakla ben bu dereceye nail oldum” demiş. Eğer bizde bugün bu temel atma töreni vesilesiyle bir nebzede olsa size sevinç taşıyabildiysek kendimizi mutlu hissederiz.” dedi.
BİRBİRİNİZE HEP SEVİNÇ TAŞIYIN
Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Birbirinize hep sevinç taşıyın. Birbirinize hep müjde taşıyın. Birbirinize hep güzellik taşıyın. Sevinç ve güzellik büyüyecek. Bütün ülkemizi, bütün alemi İslam’ı ve bütün kainatı kuşatacaktır.” diye konuştu.
KARS’TA YATILI BİR KUR’AN KURSU’NUN OLMAYIŞI ÇOK BÜYÜK BİR EKSİKLİKTİR
Kars’ta yatılı bir Kur’an Kursu’nun olmayışının çok büyük bir eksiklik olduğunu da belirten Görmez, “Ben müftümüzü öncelikle huzurunuzda kutluyorum. Gelir gelmez böyle bir müessesenin hemen çalışmasına başlamış olmasından dolayı kutluyorum. Ona yardımcı olan Saygı değer Valimiz başta olmak üzere arsayı tahsis eden Belediye Başkanımız ve diğer bütün görevlilere teşekkür ediyorum. Ama rakamları verirken eminim sizinde içiniz burkulmuştur. Serhat şehrine 3 tane 4 tane, hele hele yatılı bir Kur’an Kursu’nun olmayışı çok büyük bir eksikliktir. Bu büyük eksikliği en azından hemen gidermek için böyle bir müessesenin temelinde bulunuyor olmaktan büyük bir mutluluk ve bahtiyarlık duyduğumu ifade etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
KUR’AN-I KERİM BİZİM HER ŞEYİMİZDİR
“Kur’an-ı Kerim bizim her şeyimizdir.” diyen Görmez şöyle konuştu:
“Kur’an-ı Kerim bizim rehberimiz. Bize hakkı, adaleti, bizi biz kılan bütün değerlerimizi bize öğreten kitabımız, bizim ecdadımız Kur’an saygısıyla taçlandırdığı devletin büyüklüğünü ve devleti ebet müddet Kur’an’a olan saygıyla yüceldi devam edildi. Hepinizin bildiği gibi, Edebali’nin huzurunda, odasında Kur’an’a karşı ayağını uzatmayan Osman Gazi Hazretlerinin o Kur’an’a olan saygısı hürmetine asırlarca bütün dünyada bütün insanda barış ve adalet götüren bir devlet olduğumuzu hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Biz büyüklüğümüzü ve yüceliğimizi Rabbimiz’e , Rabbimiz’in Yüce Peygamberine ve o peygamberin bütün insanlığa getirdiği o yüce kitaba olan sevgiye, saygıya borçlu olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız. Kur’an-ı Kerim bizim değerlerimizi bize öğreten, insanlığımızı bize öğreten büyük kitabımızdır. Biz ona en büyük değeri vermek, onu gelecek kuşaklarımıza, çocuklarımıza en güzel şekilde öğretmekle mükellefiz.”
KUR’AN KURSLARININ ÖNEMİ
Kur’an Kurslarının önemine de vurgu yapan Görmez, “Kur’an Kurslarımız Cumhuriyet tarihinde çok önem arz eden müesseselerimiz olmuştur. Kimse bunu bilmez. Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra, Diyanet İşleri Başkanlığı kurulduktan hemen sonra merhum ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Allah rahmet eylesin. Derhal Türkiye Cumhuriyeti Cumhur Başkanı Gazi Mustafa Kemal’e giderek şöyle demiştir, “Paşam, büyük bütün illerimizde derhal gelecek nesillere gelecek kuşaklara Yüce Kur’an’ımızı öğretecek kurslar yapmalıyız.” demiştir. İlk etapta 10 Kur’an kursuyla yoluna başlamıştır. Ama daha sonra yanlışlıklar olmuştur. Bunu hepimiz içimiz burkularak tarihimizi okurken içimiz burkularak okuruz ve üzülürüz. Ancak bir müddet sonra 41 yıllara gelindiğinde derhal bunun ne büyük bir hata olduğunu ne vahim bir hata olduğunu bütün idareciler bütün üreticiler görmüş hissetmiş ve yaşamıştır. Daha sonra Kur’an eğitiminin önü açılarak 40’lı 50’li yıllardan itibaren bugüne kadar Kur’an kurslarımız sadece Kur’an öğretme merkezlerimiz olmamıştır. Bunlar aynı zamanda insanı insan kılan yüce değerlerimizi, Kur’an’ın bize getirdiği hakkı, hakikati, adaleti ve Kur’an-ı bize getiren Yüce Peygamberimizin hayatını, ahlakını, iyi bir kul olmayı, iyi bir evlat olmayı, iyi bir eş olmayı, iyi bir komşu olmayı en güzel bir şekilde öğreten müesseseler olmuştur. Adı Kur’an kursudur. Ancak içine girin ve oradan nitekim Cumhuriyet tarihi boyunca bu kurslarda, bu milletin çocuklarına Kur’an öğreten bütün büyük hocalarımızı rahmetle yad diyorum. Yüce Rabbimiz onlara gani gani rahmet eylesin. Bizleri de onları unutanlardan eylemsin. Gerçekten ülkemizi, milletimize, milletimizin dini ve manevi hayatına büyük hizmetlerde bulunan çok büyük hocalarımız olmuştur. Yüce Allah hepsine rahmet eylesin. İçine girdiğinizde göreceksiniz ki orada sadece Kur’an-ı Kerim değil, aynı zamanda çok zengin bir program ile buralarda yetişen çocuklarımızın en azından dinini, imanını seven Rabbini, peygamberini, milletini seven insan sevgisiyle dolu insanlar olarak yetiştiklerini biliyoruz. Son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığımız çok önemli işleri yaptı. Kurslarımızın bütün müfredatını bütün programını yeniden gözden geçirdi. Bütün ders kitaplarını yeniledi. Bütün hocalarını, hocalarının ders kitaplarını yeniledi. Pedagojik formasyona uygun olmayan hiçbir unsur söz konusu değildir. Hepsi yerine getirildi. İnşallah bu merkezde Kars’ta geleceğin annelerini yetiştiren, geleceğin nesillerine Kur’an öğreten annaler yetiştiren çok önemli bir merkez olacaktır. Kur’an elbette çok önemlidir.Kur’an kursları elbette çok önemlidir. Ama kız Kur’an kursları daha çok önemlidir.” dedi.
HATUNU DUN OLAN MİLLET ZEBUN OLUR
Görmez daha sonra şunları söyledi:
“Hayatını araştırdığım bir İslam bilginin bir cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kars’ta pek çok lehçede kullanılan bir ifadedir. Diyor ki, “Hatunu dun olan millet zebun olur.” Bir milletin kadını eğer konumu, şerefi, mevkisi, bilgisi, birikimi ve donanımı itibarıyla aşağıda bir yerdeyse o millet zebun olur. Başkasına köle olur. O millet yüce olmaz. Onun için biz hatunlarımıza, kadınlarımıza, kızlarımıza, annelerimize, eşlerimize çok değer vermek zorundayız. Hz. Ömer’in bir sözünü söylemek isterim, Peygamberimizin vefatından hemen sonra diyor ki, “Biz peygamberimizin zamanında eşimize yüksek sesle bağırmaktan korkardık. Aleyhimizde nazir olur diye. Aleyhimize semah hareket geçer, vahi hareket geçer diye.” Eşine diyor ki, “Artık vahi kesildi hatun.” diyor. Eğer biz Resulü Ekrem’in kadınlarımıza ve kızlarımıza kazandırdıklarımızı bilirsek halimizden utanırız. Bir baba kendi kızını kardeşinin oğluna yani kızının amcasının oğluna zorla vermek nikahlamak istemiştir. Kız doğruca Allah Resulüne gidecektir. Babasını şikayet edecektir. Resulü Ekrem babayı huzuruna çağıracaktır. Ona diyecektir ki, “Babaların bu konudaki yetkisi buraya kadardır. Sen onun rızasını almak zorundasın. O kendi evini ve ailesini koruyor.
Nikahta “Akit” diye bir şey vardır. Ona soruyorsunuz. Onun rızasını alacaksınız” diyor. “Peki ya Resulü” diyor o da. Kız söz alıyor, “Ya Resulü şimdi amcamın oğluna varabilirim” diyor. Resulü Ekrem, “Kızım madem varacaktın neden babanı şikayet etmeye geldin.” Peygamber terbiyesinde yetişmiş Medineli kız da, “Ya Resulü babalar bu konudaki yetkilerini öğrensinler diye geldim ben sana.” İşte bizim yüce dinimizin kadına, kızlarımıza verdiği değer budur. İşte bu yüzden Kur’an ve kız Kur’an kursları önemlidir. Çünkü burada yetişecekler geleceğin anneleri olacaklar. Onlar güzel nesiller yetiştirecekler. Onlar mutlu aileler yetiştirecekler ve geleceğin kuşaklarına da Yüce Kitabımızı, Yüce Kitabımızın hakikatini, oradaki adaleti, sevgiyi, öğretecekler. Bu açıdan çok önemlidir. Doğuda 2 sene önce bir Kur’an kursumuzu ziyaret ettim. Her kızımıza sordum. “Ne öğrendin burada?” Birisi, “Kur’an-ı Kerim’i öğrendim” dedi. Diğeri, “Sevgili peygamberimizin hayatını öğrendim” dedi. Başka biri, “ İnsanlarla nasıl güzel ilişkiler kuracağımı öğrendim.” Ama hafızama nakş eden başka bir cevap duydum ben. Biride dedi ki, “Ben burada kuma olmamayı öğrendim.” Hiç unutamayacağım bir ders verdi. Ben bu cümleden, nasıl güzel bir aile kurulur. Bu cümleden ben onu anlıyorum. Onun için lütfen önemseyelim.
Sayın müftümüz bunu başlattı. Bizde başkanlık olarak arkasındayız. En kısa zamanda inşallah bu binamız bitecektir. Ama Serhat şehrimize bu yetmez. Trabzon ve ilçelerinde ki Kur’an kursu sayısı Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki bütün Kur’an kurslarından fazladır. Diyanet İşleri Başkanı olarak bu konuda bende mahcubiyet hissediyorum. Şimdi el ele vereceğiz inşallah bu merkezleri bütün illerimizde en kısa zamanda çoğaltarak hizmete açmayı hedeflemiş bulunuyoruz. Tabi sizlerde maddi manevi destek vereceksiniz. Zaten bütün müesseseleri hep milletimiz yaptı. Bütün camilerimizi, Kur’an kurslarımızı hatta devlet binaları olduğu halde bütün müftülük binalarını milletimiz yaptı. Bütün milletimize şükranlarımın arz ediyorum.”