Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı Ornitolog ve Ekolog Doçent Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu, Kuşların gezegenimizin geleceği hakkında bize bilgi veren kanatlı gözcüler gibi olduğunu söyleyerek, “Tüm dünyada bu kuşlar olağanüstü bir hızla yok olmaktadır. Bu yüzyılın sonunda tüm kuş türlerinin yüzde 25’inin nesli tükenebilir.” diye de üzüntüsünü dile getirdi.
Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, bunun 2500 türe tekabül ettiğini söylüyor ve uyarıyor. Diğer hayvanları, hatta insanları etkileyen en aşırı durumlar ilk başta kuşları etkiliyor. Tabiri caizse onlar “kömür ocağındaki kanaryalar”. Ödüllü bir doğa koruma kurumunun başkanı, National Geographic’de fotoğraflari yayınlanmış başarılı bir yaban hayat fotoğrafçısı Şekercioğlu, sadece bu gidişatı belgelemiyor, yapmış olduğu bilimsel çalışmalarla durumu tersine çevirmek için de çabalıyor.
Şekercioğlu (bu arada adının anlamı eski Türkçede “şahin” anlamına geliyor) önce arazi çalışmaları sonucu elde ettiği bilgilerle literatür bilgilerini özenle topluyor, daha sonra kuşların nesillerinin tükenme senaryolarını tahmin etmek için bu verileri küresel ısınma ve habitat kaybı senaryolarıyla birleştiriyor.
Dürbünü hiç durmadan çalışıyor. Bugüne kadar her kıtada ve toplam 70 ülkede tüm kuş türlerinin yüzde 55’ini görmüş. Kuşların ekolojisi, koruma durumları, biyocoğrafyaları ve göçleri üzerine toplanmış olan dağlar kadar bilgiyi küresel çapta özel bir veritabanında toplamış.
Bu detaylı veritabanı kuş bilimcilere 10 binden fazla kuş türünün popülasyonlarının nerede ve nasıl azaldığı hakkında kuş bakışı bir bilgi veriyor.
“Böyle bir veritabanı sayesinde istediğiniz bilgiye saniyeler içinde ulaşabiliyorsunuz.” Bu veritabanı, onun arazi tecrübesiyle de birleşerek, kuşların yaşamlarına özel bir bakış açısından bakmasını sağlıyor.
Şekercioğlu, Kosta Rika, Türkiye, Etiyopya, Nepal ve Tanzanya gibi biyolojik sıcak noktalarında yapmış olduğu projeler aracılığıyla kuş popülasyonlarının neslinin tükenmesiyle ilgili neden ve sonuçlar üzerine analizler yapmakta ve farklı grafikler oluşturmakta.
Şekercioğlu, fazla veri olduğu için tropik bölgelerde yaşayan kuşlara yönelik riskin önemsenmediğini söylüyor. Oysa onun çalışmaları tropik dağlık bölgelerdeki kuşların kötü durumunu izliyor.
Şekercioğlu, “Küresel ısınma arttıkça, tropik kuşlar daha serin ve nemli alanlar için daha, çok daha yükseklere doğru bir arayışa geçmekte. Ben bunu ‘yok olmaya giden yürüyen merdiven” olarak adlandırıyorum.’ Küresel ısınma bu kuş türlerini yukarılara ve giderek daha dar bölgelere itiyor. Daha kötüsü, kuşların neslinin tükenmesiyle küresel ısınma doğrusal orantılı değil. 2°C küresel ısınma eşiğini geçtiğiniz zaman soyların tükenmesi hızla artıyor.” diye konuştu.
Şekercioğlu, habitat kaybının ve alan kullanımının etkilerini belgelemek için Kosta Rika’nın bölünmüş ormanları ve tarımsal alanlarında da kuşları izliyor. En uzun vadeli tropik kuş radyo takibi ve halkalama projesi kapsamında 50 binden fazla kuş (250 farklı türden) onun kurduğu kuş halkalama istasyonlarında yakalandı ve halkalandı.
Çalışması, başta böcekçil kuşlar olmak üzere bazı popülasyonların hızlı bir azalış yaşadığını gösterdi.
Şekercioğlu açıklamasında şunlara dikkat çekti: “Bu çok özel türler orman altı bitki örtüsüyle beslenir. Çok iyi derecede adapte olmuşlardır ve kendilerini güvende hissederler, bu yüzden oldukları yeri terk etmezler. Onlar için çok daha iyi olsa bile 100 metre ötedeki bölünmüş ve insan etkisi altında olan orman bölgesine geçmeye çalışmazlar. Korunan alanlar kendi başlarına yeterli değildirler. Bu nedenle yöre insanıyla beraber çalışıp tarım arazilerinin biyolojik çeşitliliğini arttırmalı ve korunan alanların birbirleri arasında olan bağlantı ve etkileşimlerini sağlamalıyız.
Kuşlar yok olduğunda sağlığımızı, yiyeceğimizi, paramızı ve kuşların ücretsiz sağladığı tüm ekosistem hizmetlerini kaybederiz. Jamaika’da kahve bahçelerinde kuşların zararlı böceklerle mücadelesinin maliyetinin hektar başına 310 $ civarında olduğu hesaplandı. Hollanda’da elma ağaçları kuşların böcekleri yememesi için deneysel olarak ağlarla çevrelendiğinde, kuşların yiyemediği böcekler bu ağ gözeneklerinden geçerek, elde edilen mahsulun 60 civarında azalmasına yol açtı. Olağanüstü çeşitli bitkilerle beslenen yağmur ormanı türleri geniş alanlarda ormanların büyümesi ve yeniden gelişmesi için tohumları yaymakta ve bırakmaktadır (Aslında bir kuşun bağırsaklarından geçen bir tohum da daha az patojen üretebilir).
İnsan nedenli kuşların neslinin tükenmesi dünyanın başka hiçbir yerinde Hindistan’da olduğu kadar dramatik değildir. Akbaba popülasyonları yüzde 95 oranında azaldı ve meydan çürüyen leşlere, nüfusları patlayan yabani kedi ve köpeklere kaldı. Takip eden yıllarda 30 binden fazla insan kuduzdan öldü, hıyarcıklı veba salgını çıktı, karantinalar ve boşaltmalar meydana geldi ve bu konulara oluşan medya ilgisi ambargolardan sonra Hindistan’a 2 milyar dolara mal oldu. 2008 yılında yapılan bir araştırma akbabaların yok olmasının Hindistan’a maliyetinin 48,000 hayat ve 35 milyar dolar olduğunu söylüyor. Aslanlar ve diğer hayvanların leşlerin üzerinde dönen kuşları takip etme kabiliyetlerini kullandığı Afrika kıtasında da artık akbabaların nesli tükeniyor.
Dünya çapında bilimle yerel koruma çabalarını birleştiren Şekercioğlu’nun nadir bulunan yeteneği nesli tehlike altında bulunan canlıları korumak için toplumlara nedenler sunuyor.
“Ben doğa korumayı insanlarla doğanın bir çatışması değil, bir işbirliği olarak görüyorum” diyor. Etiyopya’da yapmış olduğu çalışma oradaki çiftçilere gölgede yetiştirdikleri kahvelerin özel bir sertifika kazanmasını, kuş ve doğa dostu organik ürünlerinden daha fazla para kazanmalarını sağlıyor. Kendi ülkesi Türkiye’de ülke kuşlarının yarısının görülebildiği küçük bir göle kuş gözlemcilerini getirdi ve o köyde biyokültürel köy tabanlı turizmini organize etti.
“Zamanımızı bu işe harcadık ve bu yüzden de elde edilen tüm kar ve getiri yöre halkına gitti. Bu durum gölü korumak için yöresel bir gurur, gelir ve girişim nedeni oldu” diyen Şekercioğlu, Fotoğraf tutkusunu da popüler ve akademik makaleler, sunumlar, kitap ve eğitsel malzemeyle birleştiriyor.
Gerçeklerin ve istatistiklerin yeterli olmadığını gözleyen Şekercioğlu, “İnsanlar fotoğrafın sağlayabileceği kişisel ve duygusal iletişimden etkilenirler ve gördükleri bu canlıları korumak isterler” diyor.
Şekercioğlu, “Küçükken hayvanları toplamayı çok severdim, böcekleri, köstebekleri ve kertenkeleleri eve getirirdim. Annem, endişelenip 6 yaşındayken beni psikiyatra götürmüştü”, diyor. Şüphesiz ki dünya kuşları, onun kuşlara olan bu tutkusunun tedavi edilmediğinden dolayı çok mutlu.
Kuş bilimci ve doğa koruma ekoloğu Doçent Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu kuşların nesillerinin tükenmesinin nedenleri ve sonuçlarını dünya çapında araştırıyor ve gelişmekte olan ülkelerde araştırma sonuçlarını yerel organizasyonlar aracılığıyla toplum tabanlı doğa koruma çalışmalarına uyguluyor.