Tarih tekerrür etti. Batılı Devletler bir kere daha Türk'ü düşman olarak görüp gerçek yüzlerini bir kez daha göstermiştir.
Onların bu düşmanlıklarının sebebi Türk'ün şanlı tarihidir. Bu yüzden yeryüzünde en çok düşman olarak Türk milletini görüyorlar. Öyleki her batılı devlet Türk”ün bu coğrafyada yaşamasını ve varlığını bir türlü kabul edemiyor. Yüzyıllarca çeşitli oyunlar ve planlar yaparak her türlü ahlaksızca işlerle Türkleri geldikleri yere geri göndermenin hesabını yapmıştır ve hala yapmaktadırlar.
Şimdi de sözde Ermeni soykırımı yalanıyla bir kere daha uydurdukları yalanlarla Türk milletini suçlu olarak gösterip suçlamak istiyorlar. Amaçları ecdadımıza söyleyemediklerini ve yapamadıklarını bugün bizlere yapmak istemektedirler. Nedeni ise bizi yöneten AKP iktidarının kendi tarihini suçlu ve katliamcı ilan etmesi ve Türk'ün düşmanlarından akılları sıra özür dilemesidir. Bunlardan cesaret alan Fransız Parlamentosu ve Senatosu'da sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasayı kabul etmiştir. Burada suçlu olan Fransa Parlamentosu ve Fransa Senatosu değil; bizi yöneten siyasi iktidardır. Çünkü onların ellerine koz vermişlerdir. Onlarda bu fırsatı kaçırmamış ve değerlendirmişlerdir.
Türkler, Fransa Parlamentosunun ve Fransa Senatosunun sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasayı Azerbaycan'da ve Fransa'da yürüyüş ve gösteri yapıp protesto edebilirken Türkiye’de ise nedense bu yapılamamıştır.
Fransa Parlamentosunda bu yasanın görüşüleceği ve bu kararın çıkacağı ta başından beri belliydi. İktidar Partisi başından beri cılız bir tepki koymuş; son derece basit söylemlerle geçiştirmeye çalışıp kamuoyunu adeta uyutmuştur. Ayrıca Toplumsal olarakta bir tepki koyamadık. Çünkü sokaklar artık bölücüler ve Ermenilere açık olurken "ben Türküm" diyenler ise sokağa çıkmaz olmuştur. Çünkü Türk'e hak aramak suç olmuştur. Hemen terör suçu işlemiş olarak hakkında işlemler yapılıp adlarını hiç duymadıkları terör örgütüne üye olmaktan suçlanmaktadır. Bunun için Türkiye de toplumsal bir tepki ortaya koyulamamıştır. Uluslararası arenada da Hükümetin herhangi bir gayreti olmamıştır. Zaten böyle bir düşüncesi de yoktur. Örneğin Türk Cumhuriyetlerine herhangi bir girişimde bulunulup haklı olduğumuz bu konuda destekleri dahi alınmamıştır.
Sadece Azerbaycan kendi başına başta cumhurbaşkanı sayın İlham ALİYEV ve Azerbaycan Dışişleri Bakanının girişimleriyle Azerbaycan Meclisi iki gün üst üste toplanarak Fransa'yı kınamışlar ve yine Azerbaycan Şeyhülislamı olan Allahşükür Paşazade ve sivil toplum örgütleri de Fransa'ya her tüllü tepkiyi koymuşlardır. Peki ama bizim meclisimiz ne yapmıştır. Hiçbir doğru dürüst girişimde bile bulunamamıştır.
Peki Arap ülkeleri nerededir? Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan Suudi Kralını Esenboğa Havalimanında uçağın kapısında karşılamamışlar mıydı. Gazze için İsrail'le savaşın eşiğine gelmedik mi. Libya’ya uçaklar dolusu paralar götürmedik mi. İslam Konferansı Örgütü'nün Başkanlığı'nda da bir Türk oturuyor mu. Neden bir tanesi bile hiç tepki vermiyor. Elbette hiçbir tepki vermezler. Çünkü bunlar göbekten Batıya bağlıdır..
Sayın Başbakan bunları görmeniz lazım. Arap ülkeleri, Türk milletini ve Türk Devletini hiçbir zaman sevmedi ve sevemezlerde...
Yine yalnız başımıza kaldık. Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur.
Bizim tarihimiz anamızın ak sütü kadar aktır. Kimse bize katliamcı ve katil diyemez.
Çünkü bizim yüreğimiz sevgi doludur. Bin yıldır Türk'ün ekmeği ile büyüyen, insan yerine koyduğumuz, Devletimizin en önemli makamlarına getirdiğimiz ve sadık tebaamız dediğimiz insanlara niye soykırım yapalım?
Ermenilerin kendi yaşadıkları ülkelerine ve yedikleri ekmeğe ihanete varan hareketlerinin kökünde onları kendi emelleri doğrultusunda siyasi oyunlarına alet eden bazı devletler vardır. Bu devletlerden birisi de Fransa dır.
İşte bu kışkırtmalar sonucunda batılı devletlerinin sözlerine inanmışlar, yabancı devletlerin çıkar hesapları Ermenileri ihanet noktasına taşımış ve Ermenilerin Türk toprakları üzerinde hayal kurmalarına sebeb olmuş, Kars'ın da içerisinde bulunduğu Doğu Anadoluyu Ermenistan'a katarak büyük Ermenistan devletinin kurulması hayallerine kapılmalarına sebep olmuştur.
Eğer bizler Ermenilere soykırım yaptıksa bunların toplu mezarları nerededir? Neden bu toplu mezarların yerlerini söylemiyorlar. Söyleyemezler. Çünkü böyle bir tane bile mezar yoktur.
İşte size gerçek soykırım belgeleri. Kars'ta tam 82 tane Ermeniler tarafından katledilen Türklerin toplu mezarları tespit edilmiştir. Bunlardan üç tanesi açılmış diğerleri ise henüz açılamamıştır. Açılan toplu mezarların yeri ve bu mezarlarda tespit edilebilen Türklerin sayısı ve öldürülme şekilleri şöyle:
1 Subatan köyünde 571 Türk yakılarak öldürülmüştür,
2 Derecik köyünde 360 Türk acımasızca işkenceyle ve yakılarak öldürülmüştür,
3 Büyük çatma köyünde 183 Türk acımasızca işkenceyle yakılarak öldürülmüştür.
İşte gerçekler ortadadır. Ermeniler değil aslında Türkler soykırıma uğramıştır. Sözde Ermeni soykırımı tamamen bir yalandır ve uydurmadır. Bu tarihsel yalanı Ermeniler de aslında biliyor. Amaçları daha önce nasıl ki Revan Türk Hanlığının topraklarının üzerinde Ermenistan’ı kurdularsa şimdi de batılıların desteği ile sözde Büyük Ermenistan’ı kurmak istiyorlar. Yine Türkün toprağı üzerinde büyümek istemektediler. Uluslararası kamuoyunda yalanlarına destekte alarak 4 T'yi (Terör, Tanıma, Tazminat, Toprak) uygulamak ve gerçekleştirmek için her türlü ahlaksızlığın gayreti içinde oluyorlar. Bu planlarını yılmadan ve usanmadan uygulayan Ermeniler terörle ilk hedeflerine yavaş yavaş ulaşmış ardından planlarının ikinci safhası olan tanımaya geçmişlerdir. Sırada tazminat ve onun hemen arkasından da hedeflerinin son aşaması olan toprak talebinde bulunacaklardır.
Türk diplomatlarına suikast düzenleyerek öldürmüşlerdir. Üstelik bunlara batılı devletlerin hükümetleri ve istihbaratı da yardımcı olmadı mı? Sayın Cumhurbaşkanı koşa koşa Ermenistan'a maça gitmedi mi ve bu ziyareti Ermenistan'ı tanımak olmuyor mu? Şimdi de sıra 2015'e kadar tazminat talebi ve ardından toprak istemeye hazırlanıyorlar. Amaçları Büyük Ermenistan’ı kurmaktır.
Sayın Başbakan Batılı Devletler ve Rusya, Ermenistan'ı Kafkasya, Ortaasya ve Anadolu Türklüğünün arasına bir tampon devleti olarak kurmuşlardır. Yani Anadolu Türklüğü ile Ortaasya Türklüğü arasına bir set çekerek birbirleriyle irtibat kurmayı engellemişlerdir.
Bugünkü iktidar ilk göreve başladığında bütün komşularımızla ve uluslararası diplomaside sıfır sorun parolasıyla yola çıkarak bir politika yaratmaya çalıştı. Fakat bu politikaları her alanda taviz vermelerine sebeb olmuş, hem Türk Devletini hem de Türk Milletini içerden ve dışardan kuşatma altına alınmasına sebep olmuştur.
Bizim iktidar mensupları ise hala yaranmak için çeşitli protokollerle her türlü tavizi vermek için gayret içindeler. İşte Sayın Başbakanın konuşması ortadadır. "Sabrediyoruz" diyor. Demek ki her şey kafalarında bitmiştir. Bundan sonra hiçbir tepki verilmeyecektir. Dışişleri Bakanı ise hafta sonu tatilini geçirmek için diğer Bakanlarlarla beraber Erciyes dağında kayak keyfi yapıyorlar.
Zaten kendi tarihini sorunlu ve katliamcı olarak bir hükümetten başka ne beklenebilir ki!
Fransa Senatosu sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasayı görüşmeye hazırlanırken Bizim hükümet ve devleti yönetenler ise zevk-i Alem içindedirler. Hal Böyleyken tabi ki düşmanımız kazanacaktır.
Türkiye hem devlet olarak hem de millet olarak kuşatma altına alınmıştır. Maalesef Türk milleti bir kere daha yalnız kalmıştır.