Milletvekili Mahmut Esat Güven; ülkelerin ekonomik kalkınmasını ve toplumsal refah düzeylerini belirleyen en önemli etkenlerin başında hiç kuşkusuz teknolojik gelişmeler ve bilimsel alandaki ilerlemeler gelmektedir” diye konuştu.
Küreselleşen dünyada artan rekabetin, teknolojik bilgiye dayalı üretimi, kaçınılmaz hale getirdiğini dile getiren Milletvekili Güven, “Kendine özgün teknolojisini üreten, ürettiği teknolojiyi ticaretleştirerek uluslar arası pazarlarda satabilen toplumlar, dünya piyasalarına damgasını vurmaktadırlar. Bir ülkenin dünya pazarlarında rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi ve küresel süreçlerde söz sahibi olabilmesi, ancak bilim ve teknoloji alanında gösterdiği başarılarla mümkün olabilmektedir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızda, 2002 yılından bu yana, yaptığı büyük değişimlerle, bilim ve teknolojide önemli mesafeler kat etmiştir.” ifadesini kullandı.
Mahmut Esat Güven daha sonra sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Ülkemizde sanayi mülkiyet başvurularında,2002 yılından bu güne çok büyük artışlar gerçekleşmiştir. Bu dönemde yerli patent başvuruları %525 oranında artış göstermiştir.2008 yılında cumhuriyet tarihinde ilk defa,10 binin üzerinde buluş için, patent ve faydalı model başvurusu yapılmıştır. Ülkemiz, son birkaç yıldır marka ve tasarım başvurularında, Avrupa’da en çok başvuru yapılan ilk üç ülke arasına girmiştir. Türk Standartları Enstitüsünün yapmış olduğu faaliyetler çerçevesinde bugüne kadar;
-30.500’e yakın Türk Standardı hazırlanarak, Avrupa Birliği standartlarına %99 oranında uyum sağlanmış,
- Toplam 11.411 firmanın 24.708 ürününe TSE veya TSEK belgesi verilmiş,25.614 firmaya 27.000 TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi tahsis edilmiş,
- 4.000 firmaya kalite sistem belgesi verilmiştir.
-TSE’nin laboratuarlarında her yıl ortalama 30.000 deney raporu hazırlanmakta, ayrıca ithal malları uygunluk değerlendirmesi alanında yılda ortalama 95.000 adet ithalat uygunluk belgesi düzenlenmektedir.
Türk Standartları Enstitüsü, bu görevleri yerine getirirken, devlet bütçesinin herhangi bir tertibinde ödenek almamakta, gelirleri tamamen verdiği hizmetlerden meydana gelmektedir.
Hizmet ve ticaret sektörlerindeki KOBİ’leri de KOSGEB hedef kitlesine dahil eden 5891 sayılı kanun,5 mayıs 2009 tarih ve 27219 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylece KOSGEB’in daha önce 400 bin işletme olan hedef kitlesi, yaklaşık 3,1 milyon işletmeye ulaşmıştır.
“YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE KURULUŞUN YENİ İSMİ “KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI” OLMUŞTUR”
KOSGEB kuruluş kanununda yapılan değişiklik ile, 1990 yılından 2002 yılına kadar 4000 KOBİ’ye ulaşılan rakam, bugün itibari ile 450 bindir. 1990-2002 yılları arasında KOSGEB tarafından toplam 25 milyon dolar tutarında destek verilebilmişken, 2003’ten 2010 aralık ayına kadar verilen destek tutarı 710 milyon doları bulmuştur.KOSGEB İdaresi Başkanlığının toplam bütçesi 2011 yılında bir önceki yıla göre %8 oranında artarak 387.388.000 TL’ sı olmuştur.
KOBİ’lere ayrılan bütçe yine 2010 yılına göre %6 oranında artırılarak 256.459.000 TL’ sına ulaşmıştır. Ayrıca KOSGEB Başkanlık Teşkilatı, 49 ilde yer alan Hizmet Merkez Müdürlükleri ile, faaliyetlerini sürdürmektedir. Kurum teşkilat yapısını güçlendirmek için,81 ilde KOSGEB Merkez Müdürlüğü açılmasına ilişkin karar almış olup, kuruluş çalışmaları devam etmektedir. Görüldüğü üzere AK-Parti iktidarları döneminde yaşanan değişim ve dönüşümler, bakanlığımız nezdinde de fazlasıyla gerçekleşmiş bulunmaktadır”dedi.