Tacettin DURMUŞ
Kars’ın Kağızman ilçesinin Çallı köyü doğan, gençliğinde tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşan emekli olan Mikail Kotan hazırladığı projeyi hayata geçirmek istiyor.
Adına “Merkez Köy Projesi” diyen Mikail Kotan bu projeyi hazırlamasında ki amacının Türkiye’nin artık üretici durumda iken tüketici duruma düşmesinden, ihraç ederken ithal etmeye başlaması nedeniyle hayata geçirmek olduğunu söyledi.
Kotan, hazırladığı Merkez Köy Projesinin ilgili bakanlıklar ve kurumlarca benimsenip hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’nin tekrar ihraç eden bir ülke olup ithal eden ülke konumundan çıkacağını savundu.
Bu projeyi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının dikkatine sunan Kotan, “Merkez Köy Projesi”nin ilk olarak Kağızman Gözlem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sait Küçük’e anlattı.
Merkez Köy Projesi ile öncelikli olarak Kars ve çevresinde olduğu gibi Türkiye'deki tarım alanlarının daha verimli kullanılmasının hedeflendiğini açıklayan Kotan, projenin amacını, hedeflerini, gerekçesini, uygulama planını, merkez köylerde kurulan çiftliklerin önemini Gazeteci Saik Küçük’e anlattı.
Uzun uğraşlar vererek ve araştırmalar yaparak hazırladığı projesini Gözlem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sait Küçük’e anlatan Kağızmanlı Mikail Kotan, projesini şu şekilde anlattı:
PROJENİN ÖZETİ
Yakın zamana kadar daha ilkel yöntemlerle üretim yaparken dünyada kendi kendine yeten tarım ülkelerinden biriydik. Bugün ise insanlarımıza hububat ve kırmızı et ithal eder duruma gelmişiz. Hatta hayvanlarımıza saman ithal ediyoruz. Bundan başka, zaman zaman tarlalarda sebzelerin, bahçelerde meyvelerin çürümeye terk edildiği duyulmaya başlandı. Bu ise yakın zamanda sebze ve meyveyi de ithal edeceğimiz anlamına geliyor.
Oysaki Türkiye tarıma elverişli geniş arazisiyle, yetişmiş insan gücüyle ve ekonomisiyle ithal ettiğimizin kat kat fazlasını ihraç edecek durumdadır. Tarım alanlarında (köylerde) arazilerin küçülmesi, köylüler arasındaki anlaşmazlık, mirasçıların tapu işlerindeki yılgınlıkları, terör gibi çeşitli sebeplerden ötürü haneler terk ediliyor. Arazisini satmayan, satamayan, sattırmayan, emeğinin karşılığını alamadığı için ekmeyenler derken araziler boş kalıyor.
Hayvancılık da tarım kadar sorunlu olacak ki ahırlar hayvana hasret, meraları ise boş kalıyor.
Görüldüğü üzere tarım ve hayvancılığın önünde aşılması çok da zor olmayan engeller var bunların aşılması lazım.
PROJENİN AMACI VE HEDEFLERİ
1. Çeşitli sebeplerden ötürü üretim dışında kalan tarım alanlarını üretime kazandırmak.
2. Türkiye'yi ithal eden ülke olmaktan kurtarmak.
3. Piyasada dengeyi sağlamak.
4. Fırsatçılara meydan vermemek.
5. Tarım alanlarının amacına uygun olarak kullanılmasını sağlamak.
6. Üretilmiş olan özellikle meyve ve sebzedeki fireyi asgariye indirmek.
7. Güvenli alışveriş ortamı sağlamak.
8. Arazi davalarındaki bürokrasiyi en aza indirmek, mahkemelere hız kazandırmak.
9. Haneleri boşalmış, arazileri atıl hale gelmiş olan köyleri yeniden aktif hale getirmek.
10. Alınmayan, satılmayan tarım arazilerini alınır, satılır hale getirmek.
11. Alırken üreticinin, satarken tüketicinin hak ve hukukuna saygı göstermek.
12. Üreten vatandaşa kolaylıklar sağlamak ve emeğinin karşılığını (maliyet ve yüzde üzerinden kâr olarak) vermek.
13. Büyük çiftliklerin oluşmasına ön ayak olmak.
14. Savaşta bile üretime devam edebilen ve rayına oturmuş bir tarım sektörüne sahip olabilmek.
PROJENİN GEREKÇESİ
1. Piyasada denge unsuru olmadığı için suni sebeplerle enflasyonun artırılıyor olması.
2. Tarım arazilerinin amacına uygun kullanılmaması.
3. Bilhassa meyve ve sebzelerde sadece kâr amaçlı hareket edilmesi.
4. Halkın ürettiğine, alın terine gereken önemin verilmemesi.
PROJENİN UYGULAMA PLANI
Merkez Köy Projesi uygulanma alanı bulursa, kanuni düzenlemeleri sağlama görevi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına düşer.
Birinci hamle:
Diyelimki Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ön planda kanuni düzenlemeleri ilçe ve ildeki mevcut kurumları ile yürütmek istiyor; o zaman: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İlçe Tarım Müdürlükleri kanalıyla ilçenin merkez köy ve çevresindeki köyleri belirlemeli. Sonra merkez köye uzak olup ilçe merkezlerine yakın olan köylerden uygun olanını ilçe merkez köy olarak belirlemeli. Çevresindeki köylerle birlikte kümeleştirmeli. İl de, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü de il merkezinin yakın köyü "il merkez köy" diye çevresindeki köylerle birlikte belirlemeli.
İkinci hamle:
İlçelerde İlçe Tarım Müdürlüğü, illerde İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü birer arazi fiyat tespit komisyonu teşkil etmelidir. Mesela; Bir kişi Tapu Müdürlüğünden, bir kişi Tapu Kadastro Müdürlüğünden, bir kişi Mal Müdürlüğünden, bir kişi Belediye Başkanlığından, bir kişi ziraattan (ziraat mühendisi), bir kişi veterinerlikten (veteriner), iki kişi arazisinin fiyatı tespit edilecek köyden oluşturulur.
Not: Sayı artar ve azalabilir. Önemli olan komisyonun teşkilidir.
Köye giden komisyon, köyün mevki mevki 1. 2. 3. sınıf toprağını belirler ve arazinin fiyatını, yıllık kirasını (ileriki yıllarda enflasyon hariç) arazinin birim (1 dönüm) fiyatını belirler. Herhangi bir değişiklik (yol geçmesi, baraj yapılması vs.) olmadığı sürece alım-satım komisyonunun tespiti üzerinden yapılır. Bu arada yıllık kira da arazinin fiyatına göre yüzde üzerinden belirlenir. Anlaşmazlıklarda (halk arasında olsun, resmiyette olsun) komisyonun tespiti önemsenir.
Merkez Köy'ün (ileriki yıllar da düşünülerek) imar planı çıkarılmalıdır. Ayrıca konumu göz önünde bulundurularak birim fiyatı yüzde üzerinden biraz fazla tutulabilir.
Zamanımızdaki alım satımlarda satan "Ben bu kadar istiyorum.", alan "Ben bu kadar veriyorum." diye diretiyor. Derken satan koparmaya, alan kırpmaya çalışıyor. Yani hakka riayet edilmiyor. Alanın, mecbur oldum pahalı aldım. Satanın, yazık oldu ucuza sattım demeyeceği; alırken satanın, satarken alanın hak ve hukukunu düşünmesi gerekir.
Eskiler bir arazinin fiyatını birim fiyatından hareketle on yıllık gelirinin toplamının peşin olarak alınması veya verilmesi ile neticelendirirdi. Böylelikle alım-satım tamamlanırdı. Bağ, bahçe satılacağı zaman ilgili komisyon durumu görerek belirlemelidir. Resmiyette ve ihtilaf durumlarında komisyonun tespiti esas alınmalıdır. Her köyün arazi fiyatı ve kira tespit listesi ilgili makamlarda bulunmalıdır. Ancak ev yerleri, arsa durumunda olduğu için halk arasında rayiş fiyatı üzerinden işlem görebilir.
Merkez köyler tespit edilmiş, kümeleştirmeler tamamlanmış, arazi fiyatları belli olmuştur. Sıra artık arazi alım-satımına gelmiş demektir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçelerdeki teşkilatları vasıtasıyla arazi alımlarına başlar. Bir taraftan alınırken diğer taraftan alınan arazilerin ekimi ve dikimi ile sevk ve idaresi yine bu teşkilatlar tarafından yürütülür. Ta ki merkez köyde çiftlik kurmaya yetecek arazi temin edilinceye kadar...
Arazisini satacak olan şahıs, herhangi bir vatandaşa satarsa ne la ne güzel... Satamazsa ilçedeki bakanlık adına işlem yapan "Arazi Fiyat Tespit Komisyonu"nun belirlediği fiyata satar. Söz konusu durum, Merkez Köy Çiftliği (çiftlikleri) kuruluncaya kadar devam eder. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı köydeki hazineye ait tarım arazisini de satın alarak çalışmalarını sürdürür.
Yeteri kadar arazi temin edilince merkez köy çiftliği kurma çalışmaları başlar. Çiftlik hizmet binaları -elbette ki- çiftlik arazisinde yapılır. Konutlara gelince, konutlar imar planı çıkartılmış olan merkez köyde yapılmalıdır.
Merkez Köy Çiftliği kurulunca yönetim çevre köylerde tapusu bakanlığa ait arazilerle birlikte Merkez Köy Çiftliği Müdürlüğüne devredilmelidir.
Bütün bu çalışmalardaki maksat, memleketin her karış toprağını ekonominin parçası haline getirmektir. Maksat, haneler terk edilmesin, araziler boş kalmasın, ahırlar ve meralar hayvanına kavuşsun, insanlarımızın karnı tok, gönlü hoş olsun. Şimdilerde arazilerin birçoğu boş. Bunun sebebi araştırıldığında şu söylemlere rastlandı: "Arazi benim değil mi ekmiyorum, dikmiyorum; ihtiyacım yok satmıyorum. Müşterisi yok satamıyorum" Ayrıca arazilerini boş bırakanların bir kısmı da şöyle diyor: "Emeğimin karşılığını alamıyorum; onun için ekmiyor, yetiştirmiyorum, beslemiyorum. Bir kısım vatandaş da arazisini satmasına düşmanının mani olduğunu dile getiriyor. Maksat bu tür sıkıntıları olan vatandaşlar için bakanlık gibi bir alternatif sağlayarak işi kolaylaştırmaktır. Mesele iş buraya kadar gelmişken, yeni seçenekler varken, birileri kalkıp hala “arazi beni değilmi ekmiyorum, dikmiyorum ve ihtiyacım yok satmıyorum” dememeli şayet diyecek olursa, muhatabı: Tamam, mülkiyet hakkına saygılıyız, ama arazi sahibi olmakta amaç ekmek, dikmek, önce aile ekonomisine sonra ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. Ve parasıyla da olsa vatandaşın ihtiyacını karşılamaktır. Eğer arazine sahip çıkmak istiyorsan ya bizzat ekip biçeceksin ya ortağına vereceksin ya da kiraya vereceksin. Bunların hiçbirini yapmak istemiyorsan amaç ihlal edilmiş demektir. Araziyi ya dilediğine devret ya da devlet, bir kuruluşu ile takdir edilen fiyatı verir ve araziyi elinden alır, diyebilmelidir. Çünkü ülkenin menfaati şahsın veya şahısların menfaatinden üstündür. Sonuç olarak komisyonun takdir ettiği fiyatı verip kişinin arazi ile olan ilişiği kesilmeli ve arazi Merkez Köy Çiftliği'ne devredilmelidir. Kişi arazisini yukarıda sayılan ve diğer türlü nedenlerden dolayı satmak isterse fiyatlandırma konusunda başvuracağı birim Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıdır.
Tahminime göre, piyasada denge sağlansa da Merkez Köy Projesi'nde alım satımın devam edeceği yönündedir. Peki, nasıl olur? Yön değiştirerek olur. Çünkü Merkez Köy Projesi bir seçenektir. Ve halk seçmeye devam edecektir. Halk talep etse de piyasada denge sağlandıktan sonra fazlasını elde tutmak doğru olmaz. O zaman eldeki fazla araziyi çiftlik kurmak isteyen vatandaşa satmak gerekir. Belki de çiftlik kurulup öyle vatandaşa satmak gerektir. Artık 10 dönüm 20 dönüm araziyle çiftçi ailesi olunmadığı anlaşılmıştır. Küçük arazi, sahibine bir fayda sağlamadığı gibi kendisi de yok olup gidiyor. Bu düşünceden hareketle büyük büyük çiftlikler kurmanın önü açılmış olur.
Bir kişi arazisini ekmek ve dikmek isterse Merkez Köy Projesi uygulaması kapsamında Türkiye'nin her yerinde fiyat karmaşası önlenmiş olacaktır. Herkesin anlayabileceği şekilde ifade etmek gerekirse: "maliyet+yüzde" üzerinden "kar=eder"dir. Alırken de satarken de uygulama böyle olmalıdır. Satışlar devam ettiği sürece Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili kuruluşu alımlara devam eder. Ta ki aracılık, tefecilik, karaborsacılık, fırsatçılık, haksız kazanç sağlama, suni kriz çıkarmalar, durup dururken enflasyonu yükseltmeler önleninceye kadar ve piyasada denge sağlanıncaya kadar...
MERKEZ KÖYLERDE KURULAN ÇİFTLİKLERİN ÖNEMİ
1. Atıl durumda olan arazileri birleştirmek ve üretime geçirmek.
2. İstihdamı artırmak.
3. Piyasayı canlandırmak.
4. Tarıma dayalı sanayiyi geliştirmek.
5. İthalatı ihracata dönüştürmek.
6. Vatandaşın gayri safi milli hasıladaki payını, refahını artırmak.
7. Barışta olduğu gibi -Allah esirgesin- savaşta da kendi kendimize yetebilme açısından önemlidir.
Projeler geliştirilip önlemler alınmazsa gidişat pek de iyi yönde olmayacak gibi görünüyor. Napolyon Bonapart: "Asker midesinin üstünde yürür."demiş. Biz, askeri sinesinden çıkaran bir millet olarak: "Millet midesinin üstünde yürür." dersek fazla abartmış olmayız. Midesi tok olan bir kimse hiçbir şey bulamazsa taş atar düşmanına. Ama aç olan kişi silah bile kullanamaz. Bu yüzden -aman ha- arazilerimizi boş bırakmayalım.
Merkez Köy Çiftliklerinin Faaliyetleri
1. Merkez Köy çiftliği sahip olduğu araziyi iklimine göre ekip dikerken tapulu araziye göre meradan istifade etmelidir.Mesela çiftliğin bu kadar dönüm arazisi var, bu kadar tapulu araziye meradan şu kadar dönüm pay düşer. Burada (veterinerin bileceği) 100 büyükbaş hayvan veya 400 küçükbaş hayvan yayılabilir. Fazlası vatandaşın hakkını ihlal olur ki olmaması lazım. Çevre köylerde de aynı kural uygulanmalıdır.
Ürün Trafiği şöyle olmalıdır: Merkez Köy Çiftliğinde üretilen ve temin edilen ürünler ilçe alım-satım noktalarında pazarlanmalıdır. İlçe alım-satım noktası ürünleri ilçe halinde halka sunar. İlçe gıda marketlerinde ve merkez köy hallarine göndererek pazarlar. Fazlasını il alım-satım noktasında pazarlar. Gerekirse yarı mamül ve mamül üreten tesisler kurar.
İl alım-satım noktası, il merkezindeki gıda marketlerinde ve hal binasında pazarlar. İllerdeki alım satım noktalarının ihtiyacını karşılar. Yetmez ise piyasadan temin eder. Fazla olursa iç ve dış piyasada değerlendirir. Gerekirse yarı mamül ve mamül mal üretir.
a. İl adına ihracatta bulunur.
b. Dış ülkelere yardımda bulunur.
c. Stok yapar.
2. Çevre köy halkının tarım ve hayvancılık sorunlarını da ucuz tarifeden çözmelidir.
3. Çiftliklerde çevre köy halkının sebze, meyve, hububat ve hayvan alımı yapılmalıdır. Eksperler ziraat mühendisi, veteriner olmalıdır.
4. Nakliyelerde kolaylık sağlanmalıdır.
5. Merkez köylerde haftada bir gün pazar kurulmalı ve o gün çiftlikte veteriner tarafından hayvan alımı yapılmalıdır. Satış, ilçe ve il alım-satım noktalarından gelen talimata göre olmalıdır.
6. Çiftliklerde maliyet+kar prensibi uygulanmalıdır.
7.Vatandaşın tarlada sebze; bağda, bahçede meyve çürümeye terk edilmemelidir. Zira çürümeye terk etmek devletin şanına yakışmaz.
8.Çiftliklerde depolar ve nakliye araçları soğuk havalı olmalıdır.
9.Vatandaş satmayı değil, kaliteli mal üretmeyi düşünmelidir.
10. Devlet taliplisi olursa ziraat mühendislerine ve veterinerlere de çiftlik kurmaları için destek olmalıdır.
11. Arazi birleştirmelerde takas uygulanabilmelidir.
12. Çiftlik kurmakta ki maksat devletin üretime yön verici olmasını sağlamak, vatandaşa emeğinin karşılığını vermek, onu doğduğu yerde doyurmak, göçü önlemek, ekonomiye yük değil omuz verenlerden olmasını sağlamaktır.
13."Gıda Market"ler de sadece gıda ürünleri satılmalıdır. Gıda ürünlerini pahalıya tüketiyor olmamız bir yana, bir gün domatesten yana rüzgar esiyor ve enflasyon yükseliyor. Bir gün de fasulyeden yana rüzgar esiyor yine enflasyon yükseliyor. Bunlara alışıyoruz. Ertesi gün kabaktan yana rüzgar esiyor; kabak tadı veriyor. Zira bu sebeplerden devamlı enflasyon yükseliyor. Bunların gerçek olduğuna inanmıyorum, tamamı sunidir. Paramız değerli olsun diye altı sıfır attık; ancak yeniden tırmanıyoruz.
14) Biz insanların yediği her türlü sebze ve meyveyi hayvanlar da yiyor. Ülkemizde çok sayıda üniversite, bilim adamı, AR-GE'miz var. Gerekirse her bir meyve ve sebzeden ya da meyve ve sebzelerin karışımından hayvan yemi üretilebilir.
15. Piyasada rağbet görmeyen kalitesi düşük ama sağlam olan ürünleri hiç değilse vatandaştan maliyetine alıp (Meyve-sebze fark etmez.) gübre yapımında kullanılmalı. Bu, sanırım tarım sanayisinin bir halkasını oluşturur. Vatandaş bu tür ürünlerden aldığını kar sayar. Devlet ise ucuza yem ve gübre üretmiş olur. Bu gayretler yine döner tarıma ve hayvancılığa fayda sağlar.
16. Piyasalarda dengeyi sağlamak Merkez Köy Projesi’nin asli görevlerinden biridir. Bu bakımdan kapsamında bulunan alım satım noktaları, etkili olmak için ihtiyaca göre depo, silo, ambar ve soğuk hava deposu gibi tesisler kurup piyasaya daha fazla ürünle girmelidir.
17. Merkez Köy Çiftliklerinde yumurtacılık, tavukçuluk ve diğer kümes hayvanları yetiştiriciliği ihmal edilmemeli.
18. Merkez Köy Çiftliklerinde canlı hayvan (büyükbaş ve küçük baş) alımları perakende tabirinden sırf vatandaşın acil işi görülsün diye 3-5 adetlik küçük çaplı alımlar da yapılabilir.
SONUÇ
Kötü bir başlangıçtan ve devamından sayılamayacak kadar çok kötü sonuçlar çıkar. Tarım ve hayvancılıktaki ithalatlar kötü gidişatın sonucudur.
İyi bir başlangıçtan ve devamından ise sayılamayacak kadar iyi sonuçlar çıkar.
Öyle inanıyorum ki Merkez Köy Projesi Hakkı ile uygulanırsa Ülke ekonomisine sayılamayacak kadar iyi sonuçlar getirir.
Mikail KOTAN Merkez Köy Projesi
Proje Alanı: Türkiye'deki Tarım Alanları