Hastalığının adı; İlk kez 1838 yılında tanımlanmış olan Prune Belly sedromu. Tanımlamalarda ağır ünibel sistem anonimalleri gerçeği ortaya çıkıyor.
Kriptorşidizim, Abdominal Kas Hipolazisi veya Agenezesiz Triadı ile karakterize bir sendrom olan bu hastalıkla mücadele eden çocukların yüzde 96’sı erkek ve görünümleri tipik olmakta. Karın duvarı ince ve gevşek, deri altı dokusunun azlığı nedeni ile de kuru erik görünümüne benzemekte. Aynı zaman eağle barlet sendromu veya trias sendromu olarak da biliniyor. Bazı durumlarda cerrahi teknikler kullanılabilse de büyük çoğu tedaviye yanıt vermiyor.
Muhammed Yusufoğlu’nun Atatürk Üniversitesi’nce 28 Mart 2013’de varılan tetkikleri ise şöyle: Her iki tetkikte sonuç alınamayacağı, mesane kısmında yer alan ekstrofi vezika da yüzde 40 işlevsizlik, üriner sistemde yüzde 30 işlevsizlik, mesanesinde sonda yüzünden ekojenite durumu raporlandı. Balthazard formülüne göre özür oranı yüzde 58.
Tedavisinin düzgün olabilmesi için beslenmede yeteri miktarda sıvı tüketmesi, soğuktan korunması, böbrekler iyi çalışmadığı için toksit maddeleri ter yoluyla atmaları için deri gözeneğinin açık olması, bu nedenle günde iki kez banyo yapması, içilen su veya alınan besinlerin temiz olması gerekmekte.
Doğuştan karın kasları olmayan Muhammed Yusufoğlu, anne Süphan (35), baba Bilal (37) ve Doğukan (11), Melik Çınar (8), Nihal (5) isimli kardeşiyle birlikte Akbaba köyünde amcalarına ait evde yaşıyor. Muhammed’in yıllar süren tedavisi Kars’ta değil yapılamıyor. Erzurum ve İstanbul’daki hastanelere gidilmek zorunda kalınıyor. Baba Bilal Yusufoğlu da belli periyotlarla oğlunu tedavisi için il dışına götürüyor. Babanın sürekli oğluyla ilgilenmesi işsiz kalmasına da neden oluyor. Baba Bilal, Muhammed’le ilgilenirken köyde ise eşi ve diğer 3 çocuğu kalıyor. Anne ve diğer çocuklar Muhammed’in engelli maaşıyla geçinebiliyorlar. Yusufoğlu ailesi, Muhammed’in tedavisinin sürekli yapılabildiği hastaneye yakın bir ev istiyor. Çünkü Muhammed, hastalığı nedeniyle iki günde bir banyo yapmak zorunda ve kaldığı ortamın hijyen olması gerekiyor. Bu ortam ise 11 yıldır Muhammed’e sağlanamadı. Muhammed, ailenin diğer fertleri gibi mutfağı ve banyosu olmayan evin dış kapı girişinde banyo yapmak zorunda kalıyor. Kapı ve pencereler de sağlıksız olduğu için ev sürekli soğuk alıyor. Muhammed aynı zamanda yer yatağında uyumak zorunda. Kaldığı odanın kapı ve pencereleri de sağlıksız olduğu için ev rutubete maruz kalıyor. Evin çatısı bile olmadığında kışın soğuk hüküm sürüyor yazın da yağmurlu havalarda damlıyor. Mutfak ve banyodan yoksun evde iki oda bulunuyor. 6 kişilik aile sobanın yandığı bir odada yatmak zorunda kalıyor. Pencerelere 4 kat naylon vurulmuş ve tel örgülerle kapatılmış durumda.
Kars Dolunay Derneği Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak da ailenin yaşamış olduğu evi yerinde görmek ve Muhammed’in sağlık durumunu görmek için köye giderek aileyi evinde ziyaret etti ve yardımseverlerden destek çağrısında bulundu. Muhammed’in ve ailesinin yardım çağrısına kulak verilmesini isteyen Ocak, “Muhammed ancak sağlıklı koşullarda yaşama tutunabilir.” diyerek herkesi duyarlı olmaya çağırdı.
Evin en büyük çocuğu Muhammed’in tek isteği ise sağlığına kavuşup eğitim ve öğretimine devam edebilmek. Şu an bulunduğu ortamdan memnun kalmasa bile acısını ailesine ve kardeşlerine hissettirmemeye çalışıyor. Onlarla sürekli oyunlar oynayıp şaka ve esprilerde bulunarak ailesinin moralini yüksek tutmaya çalışıyor. Ailesi de aynı duyguları Muhammed için yaşatıyor. Çünkü onların Muhammed’e verebileceği sevgi, moral ve umuttan başka hiçbir şeyleri yoktur. Baba işsiz anne ise ev kadını. Baba Muhammed’le ilgileniyor anne ise diğer çocukların yaşamlarını idame ettirebilmenin derdinde.
Baba Bilal Yusufoğlu, Kars Valiliği, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden engelli evde bakım ücreti aldıklarını, Soysal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan da gerekli yardımları gördüklerini ifade ederek, “Allah devletimizden razı olsun. Gerekli destekleri görüyoruz ama çocuğumun hastalığı için yardımseverlerin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü çocuğumun tedavi burada yapılamıyor. Sürekli İstanbul’a gidip gelmek durumunda kalıyoruz. Amcamız sağolsun bizi evinde barındırıyor ama bu şekliyle evladımıza sağlıklı bakamıyoruz. Hastaneye yakın bölgede TOKİ’den ev verilmesini istiyoruz. Bu sağlanana kadar da mevcut kaldığımız evin bakım ve onarıma ihtiyacı var. Kendim için değil çocuğumun sağlığa kavuşması için yardım istiyorum.” dedi.