Alibeyoğlu'nun yazsısı şöyle:
“1999 yılının son günleridir Ermenistan’ın Gümrü Kenti Ticaret Odası’nın yöneticileri Kars Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, Borsa Başkanı İsmet Çelik, Erzurum Borsa Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu’nu davet ederler. “Başkanım siz de gelin birlikte gidelim” önerisiyle Naif’te katılır bu ziyarete.
Gereken izinler alınır.Kars’tan
kırk dakika sonra kapalı doğu kapıdan geçerek hemen yanı
başındaki Gümrü kentine varılır. Onurlarına Belediye Başkanı ve şehrin ileri gelenleri büyük bir ziyafet verir. Öğleden sonra Gümrü’de çeşitli işyerleri ve fabrikalar gezilir. 1988 Gümrü depreminin ağır izleri hala sürmektedir. Yoksulluk ve sefalet bariz bir şekilde görülmektedir.
Naif Alibeyoğlu akşam yemeğinden sonra Gümrü Belediye Başkanı ile televizyon programına çıkar ve şunları söyler: “Bugün şehrinizi gezdik, gördüğümüz ilgiden,
misafirpeverliğinizden ziyadesiyle memnun olduk. Bakın çok daha yakın bir
geçmişte 2. Dünya savaşında 66 milyon insan öldü. Bunların çoğu Avrupa ‘da yaşandı. Gaz odalarında milyonlarca insan yaşamını yitirdi. Ama bugün büyük Avrupa Birliği’ni oluşturdular, neredeyse
tek bir devlete dönüşüyorlar. Oysa bizim çok daha uzak bir geçmişte, kabul ediyorum karşılıklı tatsızlıklar ve acılar yaşandı. Benim atalarımdan bazıları da Ermeniler tarafından öldürülmüş. Bunun
faturası biz torunlara niye çıksın.-Düşmanlıklar ezeli değil ebedi de olmamalı.- Bugün AB gibi bir araya gelebilir,
Kafkasya’yı pekala büyük bir barış adası yapabiliriz. Gelin ortak geleceğimizi birlikte kuralım. Bugün Karabağ’dan dolayı yüzbinlerce insan mağdur durumdadır. Bu insanların vatanlarına, işgal edilen topraklarına geri dönmesi gerekmektedir. Sizden, yöneticilerinizden
bu konuda gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Lütfen küçük hesaplar uğruna büyük projelerden olmayın. Bugün gördük ki yoksulluk diz boyu. Demiryolu, karayolumuz var, Anadolu üzerinden Avrupa’ya
açılırsınız. Bakü-Ceyhan boru hattı ülkenizden geçer, siz de payınızı alırsınız. Gelin ticaretimize bakalım.”
Program sonrası Kars heyeti, Başkanı büyük bir coşkuyla: “Başkan bir devlet adamı gibi konuştun” diyerek tebrik ederler.
Ertesi gün kentin sokaklarında gezerken, bazı yaşlı Ermeniler
önlerine çıkarak “Menim atalarım Kars’tan, Muş’tan,
Kayseri’den gelip. Akşam izledik. Sen yahşi deyirsen, ticaretimize bakak.” diyeceklerdir.
Başka ülkelerin, insanların kötü olmasını düşünerek mutlu olamazsınız.
Hiçbir ölümün haklılığı savunulamaz, hiçbir zaman
hiçbir insana ölüm yakışmaz. Ölüm ne kadar doğal olsa da,
öldürmek o kadar doğaya aykırıdır. Ölümlere, savaşlara karşı çıkmak insan olmanın gereğidir. Ve zaman en doğruyu söyleyecek olan.”
Mehmet Öz “ Naif Alibeyoğlu Bir Kars Sevdalısı” kitabı sayfa 46.
Yöneticilerinin kendi saltanatlarını yürütmek adına dış düşmanlıkları kullanarak bu konuda adım atmamaları gelinen noktada karşılıklı binlerce insanın ölümüne neden oldu. Oysa o günlerde bu sorun çözülmüş olsaydı Bölgede barış sağlanmış ,sınır kapıları açılmış olacak, karşılıklı kazanımlar olacaktı.
Görünen odur ki yakında sınır kapıları açılacak. Umarım bunca sıkıntı bu kriz ortamında Kars ve bölge biraz nefes alır.
Saygılarımla…