Koçyiğit’in açıklaması şöyle: “Bilindiği üzere 14 Eylül 2011 gün ve 28054 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri yeniden yapılandırmıştır. Söz konusu yeniden yapılandırmada, daha önce de ifade ettiğimiz birçok olumsuz düzenlemelerle birlikte, eğitim hizmetini kamu hizmeti olmaktan çıkaracak ve tamamen “piyasa ilişkileri” içine çekecek bir düzenleme yapılmıştır.
652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı” başlığı altında düzenlenen 23. maddesinde yer verilen hükümler, 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5396 sayılı kanun ile Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen maddede hükümlerinden adeta kopyala-yapıştır yöntemiyle alınmıştır. Bu hükümlerin cümlesi cümlesine birbirlerine benzemesinin nedeni ise “Kamu Özel Ortaklığı” olarak ifade edilen bir modelin uygulanmak istenmesidir. Bu modelin “yap-işlet” ya da “yap-işlet-devret” gibi modellerden en önemli farkı, bir kamu hizmetini şirket ya da şirketlere kiralanmasının, devredilmesinin planlanmasıdır. Bu noktada aşağıda yer verilen 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 23. maddesine göz attığımızda kısa süre için amaçlananın ne olduğunu görmek mümkündür.
(1) d) Okul ve eğitim yerleşkesi gibi eğitim tesislerinin okul ve eğitim tesisi olarak kullanılmak kaydıyla gerçek kişilere veya özel hukuk tüzel kişilerine kiralanmasına ilişkin işleri yürütmek.
(3) a) Yapılmasının gerekli olduğuna Bakanlık tarafından karar verilen eğitim öğretim tesisleri, Bakanlık tarafından verilecek ön proje ve belirlenecek temel standartlar çerçevesinde, kendisine veya Hazineye ait taşınmazlar üzerinde ihale ile belirlenecek gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine kırkdokuz yılı geçmemek şartıyla belirli süre ve bedel üzerinden kiralama karşılığı yaptırılabilir.
c) Kira bedeli ve kiralama süresinin tespitinde; taşınmazın gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine ait olup olmadığı, bedelsiz Hazine taşınmazı devredilip devredilmediği, yatırımın maliyeti, eğitim öğretim donanımının bu kişiler tarafından sağlanıp sağlanmayacağı, kiralama konusu taşınmaz ve üzerindeki eğitim öğretim tesislerinde eğitim öğretim hizmetleri dışındaki hizmetlerin ve alanların işletilmesinin kiralayana verilip verilmeyeceği hususları dikkate alınır.
Bu düzenlemenin en basit anlamı şudur: Devlet, kamu okullarını şirketlere peşkeş çekecektir. Çünkü ifade edilen düzenlemede okullar, eğitim yerleşkeleri gibi eğitim tesisi olarak ifade edilebilecek yerlerin yapımı, eğitim-öğretim hizmetleri dışındaki bütün hizmetlerin ve ticari alanların işletilmesi, gerçekleştirilecek sözleşme ile tek bir özel şirkete 49 yıla kadar kiraya verilebilecek, dolayısıyla eğitim hizmeti şirketlere devredilebilecektir.
Eğitim hizmetini kamusal, parasız ve nitelikli olarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin değil de şirketlerin hizmetine sunanlara sesleniyoruz. Muhalif tüm kesimlere yönelttiğiniz baskı ve şiddet politikalarınıza, yandaş sendikalarınızın hızla büyümesine ve her türlü yıpratma girişimlerine rağmen dimdik ayakta duran sendikamız Eğitim Sen, bu gidişe asla izin vermeyecektir. Sendikamız gerekli hukuksal adımları atmakla kalmayıp; kamusal, parasız ve nitelikli eğitim hakkı mücadelesini daha azimle sürdürmeye devam edecektir.”