Kasım 2013’te Kars’ta yapılan cadde düzenleme çalışmaları kapsamında, bölge tarihinin saklı yüzü bir mezar taşıyla ortaya çıktı. Mezar taşı 1905 yılında, Rus işgali altındaki bölgede meydana gelen olaylarda ölen 154. Derbent Alay Komutanı Anatoli Petroviç’e aitti. Mezar taşının ortaya çıkmasından sonra aradan tam üç ay geçti. Bu süre içerisinde ne ilgili kurumlardan ne de üniversitelerden konuyla ilgili kamuoyunu aydınlatacak tek satırlık bir açıklama bile yapılmadı. Medyada yer alan haberlerle ilgi odağı haline gelen mezar taşının akıbeti bilinmiyor. Ama bunda birazda kurumların konu hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadıklarının payı olduğuna inanıyoruz.
İlgili kurumların mezar taşına yönelik verecekleri karara katkısı olacağı inancıyla Sezai Yazıcı’nın hem Anatoli Petroviç’in ölümü hem de o günlerde yaşanan ama hiç bilinmeyen Kars’taki olaylarla ilgili kaynaklara dayanan yazısını yayınlıyoruz:
BİR MEZAR TAŞI ÜZERİNDEN 1905 RUS DEVRİMİNİN
KARS’TAKİ İZLERİ
Sezai YAZICI
sezaiyazici@yahoo.com
2013 yılı sonbaharına girerken, Kars Belediyesi kent merkezindeki cadde ve sokaklarda “trafikte tek yön uygulaması”nı başlattı. Kazım Paşa Caddesi’nin Şehit Yusuf Bey caddesiyle kesiştiği noktadaki 14. Mekanize Tugay Komutanlığına ait duvarı yıkarak yolu genişletti. Duvar kalkınca, askeri kışlalarının bulunduğu yerleşkenin alt köşesinde “şimdiye kadar hiç bilinmeyen” bir anıt mezar (Resim: 1) ortaya çıktı. Mezar taşı 230 cm yüksekliğinde 60 cm genişliğinde bir kaide ve sütundan oluşan tek parça bir granit. Taşın ön yüzünde (Resim: 2) yer alan, mezarın kime ait olduğunu ve ölüm tarihini belirtir Rusça yazı aynen şöyle:
ЗДЕСЬ ПОКОИТСЯ ПРАХ
КОМАНДИРА
154. ДЕРБЕНТСКОГО ПОЛКА
АНАТОЛИЯ ПЕТРОВИЧА
ФОН-ШЛИХТИНГЪ,
СКОНЧАВШАГОСЯ
23 ОКТЯБРЯ 1905 ГОДА.
Taşın arka yüzünde:
ЛЮБИМОМУ БРАТУ
АНАТОЛИЮ
Bu yazıların Türkçesi, küçük bir mermer üzerine tutturularak, anıtın dibine oturtulmuş olan pirinç levha (Resim: 3) üzerinde yazılı. Sonradan eklendiği anlaşılan bu levhada, mezar taşındaki Rusça sözcüklerin aşağıya aynen çıkarılmış Türkçe karşılıkları ise şöyle yazılı:
TAŞIN ÖN YÜZÜ
154 ÜNCÜ DERBENT ALAY KOMUTANI ANATOLİ PETROVİÇ FON NUTİHTIHT BURADA YATIYOR
ÖLÜM TARİHİ 23 EKİM 1905
ALLAH SENİN RUHUNLA BERABER
TAŞIN SAĞ YAN TARAFI SINITSIN
(BU İFADE MOSKOVA’DA YAŞAYAN SINITSIN SÜLALESİNDEN GELDİĞİNİ BELİRTMEKTEDİR)
TAŞIN ARKA YÜZÜNDE SEVGİLİ KARDEŞİM ANATOLİ’YE sözleri yer almış.
Levhanın altına bir not düşülerek, “Bu taşın nereden ne şeklide geldiği bilinmemektedir” ibaresi eklenmiş.
Duvarın yıkılıp mezar taşının ortaya çıktığını, Kafkas Haber Ajansı (KHA)’ndan öğrenince olay yerine gidip taşı inceledim. 154. Derbent Piyade Alay Komutanının soyadının Türkçe okunuşunun mezar taşının ön yüzüne NUTİHTIHT olarak yazıldığını görünce duraksadım. Zira aşağıda değinileceği gibi Anatoli Petroviç’in ölümüne tanık olan Sergey Aliluyev onun bir Alman olduğunu belirtiyordu. NUTİHTIHT’in önündeki Almancada aidiyete işaret eden fon sözcüğüne karşın bana bir Aman soyadını çağrıştırmıyordu. Bu yüzden komutanın soyadının nasıl okunacağını Osmanlı, Rus, Gürcü ve Ermeni arşivlerinde çalışarak bir ilke imza atmış olan Yard. Doç. Dr. Candan Badem’e sordum. Sayın Badem, komutanın soyadının Nutihtiht değil de Şlihting olarak okunması gerektiğini bildirdi.
Anıt mezarın ortaya çıkışından bugüne değin doksan günü aşkın bir süre geçti. Google’a Anatoli Petroviç Kars yazıldığında yüz bini aşkın sonuç gösteriliyor. Ama 154. Derbent Alay Komutanını Kars’ta ölüme götüren gelişmelerle ilgili benim o gün olay yerinde ayaküstü KHA’ya yaptığım açıklamaların dışında henüz hiçbir kişi ya da kurumun konuya ilişkin en küçük bir görüşü internette yer almadı. Ayrıca ortaya çıkan anıt mezarı, Kars mahreçli habere dayandırarak sütunlarına taşıyan Rusya’nın çok satan gazetelerinden Argumentı i Faktı da bile 1905’te Kars’ta yaşananlar ve Anatoli Petroviç Fon Şlihting’le ilgili bir bilgi yer almadı
Yani salt Türkiye’de değil, Anatoli Petroviç’in ülkesi olan Rusya’da bile komutanın ölümüne dair -en azından şimdiye kadar- basında hiç bir bilgiye rastlanmadı. Tüm bu nedenler konunun -şimdilik- “hiç bilinmediğini”, ortaya koymaya yetiyor.
BU MEZAR NEYİN NESİ, YA DA 23 EKİM 1905 ÖNCESİ KARS’TA NELER YAŞANDI?
20. Yüzyılın ilk yıllarında, başta Petersburg ve Moskova olmak üzere Çarlık Rusyası’nın her yerinde yeni yeni baş gösteren toplumsal olaylar, giderek şiddetlenip ülkenin dört bir yanına yayılmıştı. Tutuklamalar, kovuşturmalar, yaşamın bir parçası olmuştu. Bir süre sonra bu olaylar Güney Kafkasya’ya ve Rusya’nın işgali altında bulunan Kars’a da yansıdı. Güney Kafkasya’da devrimci ulusal bağımsızlık hareketlerini sosyal demokrat örgütler yönetiyordu. Sosyal demokratların ideolojik ve örgütsel güçlenmesinde Leninist Iskra önemli rol oynuyordu. 1902 yılında kurulan Sosyal Demokrat Birliği ve onun bir bileşeni olan Proletarya adlı gazete, işçilerin, köylülerin ve askerlerin devrim hareketini örgütleme konusunda önemli görevler üstlendiği görülüyordu.
1904 yılında bir grup sosyal demokrat Kars’ta örgütlenerek eylemlere başladı. Demiryolu işçileri greve giderek tüm Kafkasya’da seslerini duyurmayı başardı. Aslında ilk işçi eylemleri ve buna bağlı olarak başlayan olaylar, Kars’ta 1903 yılında ortaya çıktı. 9 Ocak’ta demirciler, marangozlar, ayakkabıcılar ve diğer zanaatkârlar greve gitti. 1905 Devrimi arifesinde Kars merkez ve bazı bölgelerde işçiler, zanaatkârlar ve aydınların temsilcilerinin katıldığı Iskra Sosyal Demokratlar Örgütü giderek güçleniyordu. Nisan 1905’te bir dizi grev gerçekleştirildi. Bu grevlerin en önemlisi Tiflis-Gümrü-Kars demiryolu çalışanlarının grevi idi.
23 Nisan 1905’te maaşlarının artmasını ve barınma sorunlarının çözülmesini isteyen Kars’taki fırıncılar işi durdurdu...
Alınan tüm önlemlere karşın işçi ve köylülere “devrim ruhunu” aşılayan Bolşevik propagandaları asker kaputları içerisinde kışlalara sızdı. Bu sırada 154. Derbent Piyade Alayı askerleri arasında el yazısıyla hazırlanmış bildiriler dikkat çekiyordu. Bu bildirilerin bir tanesinde komutanlık, “düşman” olarak gösteriliyor Çarlık rejimi “lanetleniyordu”. Başta 154. Derbent Piyade Alayı olmak üzere garnizondaki askeri birliklerde “Devrim Komiteleri” oluşturulmaya başladı. Giderek tüm Kars bölgesinde askerlerin “itaatsizliği” baş gösteriyordu.
Öte yandan 13 Ekim 1905’te başlayan grev hareketleri ülke geneline dalga dalga yayılıyordu. Çarlık yönetimi kitlesel eylemlerin bastırılması için silahlı şiddet yoluna başvurdu. Güney Kafkasya demiryolu işçileri 14 Ekim’de bir bildiri yayınlayarak bu grevlere katıldı.
17 Ekim’e gelindiğinde, Rusya, grevlerle sarsılmaya başlamıştı. Rusya’yı kasıp kavuran grev fırtınası Çarlık yönetimini kimi ödünler vermeye zorladı ve Çar, 17 Ekim’de bir bildiri yayınlamak zorunda kaldı. Bildiride “Rus devletinin refahının, Rus halkının refahından ayrı düşünülmeyeceğini” belirtti. “Düşünme, konuşma ve toplantı özgürlüğü gibi birtakım hak ve özgürlükleri” tanıdı ve 6 Ağustos Yasası ile kabul edilen Devlet Duması ve Devlet Konsülü için yapılacak seçimleri ilân etti.
ÜNLÜ BOLŞEVİK DEVRİMCİ SERGEY ALLİLUYEV VE ARKADAŞLARI KARS’TA
Rusya’da bu gelişmeler yaşanırken, daha önce Bakü hapishanesinden nakledilmiş olan ve aralarında; Stalin’in yakın arkadaşı ve kayınpederi Sergey Alliluyev (Resim: 4 Bolşevik Devrimci Sergey Alliluyev), Alyoşa Caparidze, Mihail Bagradza, Anton Gabernkorn gibi ünlü Bolşeviklerin bulunduğu Bakü Sosyal Demokrat Örgütü’ne mensup 32 tutuklu eylemciye Kars hapishanesinde “iyi haberler” veriliyordu. Sergey Alliluyev anılarında hapishanedeki son günlerde yaşadıklarına değinerek ortaya çıkan yeni durumu şöyle anlatıyor:
“(...) Her nasılsa, her gün hep bir ağızdan devrim şarkıları söyleyerek, hapishane gardiyanlarını rahatsız etmeyi başarmıştık. Kent otoriteleri ülkedeki devrimci hareketten adamakıllı korkmuştu, hoşlansalar da hoşlanmasalar da bu türden davranışlara katlanmak zorundaydılar.
“18 Ekim 1905’de, aynı kent temsilcileri öğle yemeğinden hemen sonra ve Çar’ın önceki günkü bildirgesinin ardından serbest bırakılacağımızı, cezalarımızın iptal edilerek genel af çıkarılacağını duyurdular. Onlara teşekkür etmek yerine, hep bir ağızdan haykırdık: ‘Çok Yaşa Devrim! Zulme son!
“Halkın gücünün dışavurumuyla hapishaneden serbest bırakıldık kentimize doğru yola koyulduk. Burada, halkın hissiyatını ölçmek için gruplara ayrıldık. Kars kenti, birçok askeri ve kamu çalışanları, siviller ve askerler topluluğu içeren etkileyici bir kale idi.”
“Büyük bir heyecan egemen oldu ve kent kalabalıklaştı. Herkes 17 Ekim bildirgesinin büyüsü altındaydı. Kentimizin toplantısını gerçekleştirmek için bu genel kıvanç ortamından faydalandık. Birçok kişi katıldı. Çar ve mevcut düzen aleyhine nutuklar attık.”
(Resim: 4) Bolşevik Devrimci Sergey Alliluyev
Alliluyev’in bundan sonraki anlattıkları daha da ilginç. Hapishaneden salıverilmelerine karşın, karanlık çöktüğünde, gidecekleri bir başka yer olmadığı için yeniden hücrelerine dönmek ve geceyi orada geçirmek üzere hapishane müdürünü ikna ediyorlar. Ertesi gün hapishaneden ayrılıp aralarında askerlerin, subayların, öğrencilerin ve çeşitli birimlere mensup kamu görevlilerinin bulunduğu büyük bir kalabalığı parkta (Kars’ta) topluyor konuşmalar yapıyorlar.
20 Ekim ve sonraki günlerde Sergei Alliluyev ve arkadaşları kentte müdahaleye hazır motorize devriyelere karşın yine topladıkları büyük kalabalıklara konuşup, “görkemli mitingler” düzenliyorlar. Yerel bölge valisi ve polis müdürü olayların tırmanmasından çekiniyor ve olası büyük çatışmalardan korkarak Bolşevik devrimcilere karşı sürekli alttan almak zorunda kalıyor.
ANATOLİ PETROVİÇ’İN ÖLÜM ANI
22 Ekim’de yerel Sosyal Demokrat Örgütü’nün girişimiyle Kars’ta büyük bir gösteri daha yapılıyor. Olaylar tırmanınca gösteriye müdahale etmek üzere 154. Derbent Alayı çağrılıyor ve sonuçta 7’si kadın 58 gösterici tutuklanıyor . Alliluyev anılarında olayların kontrolden çıktığı an Anatoli Petroviç’in ölümüne neden olan gelişmeleri şöyle aktarıyor:
“İğrenç, antipatik bir Alman olan bu subay, kalabalığı dağıtmak için garnizonun askerlerini cesaretlendirmeyi denedi ancak güvenilir adamlardan oluşan bir grup bulmakta başarısız oldu, şiddetli bir heyecana kapıldı ve kalp krizinden öldü.”
Artaşes Mihayloviç Pogosyan kitabında Anatoli Petroviç’in ölümüyle ilgili bilgi vermiyor. Pogosyan salt 154. Derbent Piyade Alayı’nın çağrıldığını belirtiyor. Ardından da yapılan tutuklamalardan söz ederek olağanüstü bir gün yaşandığının altını çiziyor. Ama olayın birinci derecede görgü tanığı olan Alliluyev, anılarında komutanın adını anmasa bile ölen subayın aidiyetinin özellikle bir Alman olduğunu belirtmesi, ölenin kesinlikle albay Anatoli Petroviç’in fon Şlihting olduğunu kanıtlamaya yetiyor.
(Çizim: 1) Mezar taşının 1910 yılı şehir planındaki yeri
(Çizim: 2) Mezar taşının 1947 yılı kent planındaki yeri
Bu mezar taşı, Birinci Bolşevik Devrimi olarak da anılan 1905 Rus Devrimi’nin Kars’taki izlerini ortaya koyduğu için bölgenin sosyal tarihi bakımından önemlidir.
MEZAR TAŞININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİ NE ZAMAN YAPILDI?
Mezar taşındaki Rusça yazıların çevirisi Tugay Komutanlığı’ndaki bir subayın bireysel istenciyle değil de bizatihi komutanın emriyle gerçekleştirilmiş olduğundan kuşku duymuyoruz. Hem çeviride kullanılan sözcükler bakımından hem de pirinç levhanın fazla korozyona uğramadığı dikkate alındığında sonradan mezar taşının altına konan pirinç levhanın 1970’lerde yapılmış olabileceğini söylemek yanlış olmasa gerektir.
Anıt mezarın konuşlandığı nokta hem Rus işgali döneminde yapılan 1910 şehir planında (Çizim: 1) hem de Kemal Ahmet Arûn’nun hazırladığı Cumhuriyet sonrasının ilk kent planında (Çizim: 2) askeri bölgedir. Mezar bu nedenle 118 yıldan beri hasar görmeden günümüze kadar gelebilmiştir.
DİPNOTLAR
The Alliluyev Memoirs, Recollections of Svetlana Stalin’s maternal aunt Anna Alliluyeva and grandfather Sergei Alliluyev, Translated and edited by David Tataev, Michael Joseph, London, 1968, s. 97
Candan Badem, Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti, Bir Zamanlar Yayıncılık, İstanbul, Haziran 2010, 479 s.
Bkz. http://www.aif.ru/society/1020480 (erişim: 22.12.2013)
Artaşes Mihayloviç Pogosyan, Karsskaia a oblastʹ v sostave Rossii, Erivan, 1983, s. 136. (Kitabı benim için Rusçadan Türkçeye çeviren G. Gözoğuz’a teşekkür ediyorum.)
agy., s. 136.
agy., s. 136.
agy., s. 137.
agy., s. 137
agy., s. 139
Kezban Acar, “1905 Rus Devrimi’nin Genel Bir Değerlendirmesi”, Dîvân: Disiplinlerarası Çalışlalar Dergisi, 2008/1, s. 93.
Artaşes Mihayloviç Pogosyan..., s. 139.
The Alliluyev Memoirs , London, 1968, s. 92.
agy., s. 94
agy., s. 96.
Artaşes Mihayloviç Pogosyan..., s. 140.
The Alliluyev Memoirs..., s. 97.
Georg Kobro, Das Gebiet von Kars und Ardahan: Historisch-landeskundliche Studie zu einer Grenzregion in Ostanatolien/Transkaukasien, München, 1989, ekler.