Sarıkamış bir destandır; asırlarca anlatılacak, unutulmayacak, unutturulmayacak.
Sarıkamış bir hüzündür; gözyaşlarını akıtacak, yürekleri donduracak.
Sarıkamış bir yatırdır; binlerce şehidi bağrında tutacak, yerle gök arasını duayla dolduracak.
Sarıkamış bir okuldur; vatanı anlatacak, bayrağı anlatacak, ezanı anlatacak.
Sarıkamış bir sevdadır; bazen sırmalı saçları omuzuna dökülmüş yavuklu, bazen ceylan gözlü sevgilidir. Yardır, yarendir.
Sarıkamış; soğuğun dondurduğu insanların, içimizi yaktığı ilahi bir senfoninin melodileridir.
Kahramanlar geçididir,
Fedakârlıktır,
Vatan olmanın adıdır,
Sarıkamış anlatılmalıdır fakat anlaşılmalıdır da.
Sarıkamış kardeşliktir,
Paylaşmaktır,
Birleşmektir.
Ya düşmanı yok etmek, ya da yok olmaktır.
Sarıkamış; soğuk kış gecelerinden, huzurlu cennet bahçelerine yolculuktur.
Sarıkamış; peygamberlere komşuluktur.
Sarıkamış bir okuldur;
İstiklal için yapılması gerekeni öğreten,
Onursuzca yanmaktansa, onurluca donmasını gösteren,
Bir hilal uğruna candan vaz geçilmesi gerektiğini bildiren,
Tahtasız, sırasız, öğretmensiz bir okuldur, Sarıkamış.
Görebilene; beyaz kar tebeşir, şehit kanı mürekkeptir.
Yazabilene; süngüler divit, gök kubbe kâğıttır.
Anlayabilene; Sarıkamış derstir.
Bize bu dersi veren şehitlerimizin ruhları şad olsun.