Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Yüksel Öztürk, 20 Temmuz 1974 tarihinde yapılan ve şanlı tarihimize altın harflerle yazılan Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kıbrıslı Türkleri Rum vahşetinden kurtararak yüce Türk milletinin ve silahlı kuvvetlerimizin emsalsiz gücünü dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türkler, 20 Temmuz 1974 tarihinden beri kendi vatanlarında hür ve bağımsızca yaşamaktadır.” dedi.
Öztürk, “1570 yılında Osmanlıların yönetimine geçen Kıbrıs, 308 yıl Osmanlılar tarafından idare edilmiştir. 1877 yılında Osmanlı-Rus harbi neticesinde, Osmanlı ordusunun yenilmesiyle Ayastefanos antlaşması imzalanmış ve bu antlaşmayla Osmanlı çok güç durumda bırakılmıştır. 4 Haziran 1878 iki maddelik bir antlaşmayla Kıbrıs, İngiltere’ye yıllık 92 bin 986 sterline kiralanmıştır. Ancak yıllık kira bedeli hiçbir zaman ödenmemiş, Osmanlı’nın borçlarına sayılmıştır. Adaya çıkan İngilizler, adaya vali ve altı kazasına da askeri komutanlar tayin ederek yeni düzen kuruluncaya kadar Osmanlı yönetimini aynen yürüttüler.” diye konuştu.
Öztürk daha sonra şunları söyledi: “Rumların Türklere karşı başlattığı şikayet, iftira ve baskıcı tutumları gün geçtikçe kin, nefret ve intikam hırsıyla adanın her yerini kapsadı. Aynı zamanda İngiliz yönetiminin de taraflı tutum içerisinde olduğu İngiltere parlamentosuna rapor edildi. Oradaki Rum lobilerinin de desteğiyle İngiltere parlamentosu, 1879 yılında adanın yönetimini dışişlerinden alarak Sömürgeler Bakanlığına verdi. Sömürgeler Bakanlığının yetkileri sınırsız olduğundan Kıbrıs’ın başka bir ülkeye devredileceği dedikoduları yayılmaya başladı. Rumlar, Enosis’i gerçekleştirme ve adadaki Türk varlığına son verme planlarına başladı.
Kıbrıs’ta bu olumsuzluklar devam ederken büyük Helen İmparatorluğu hayaliyle yıllarca avunan Rum ve Yunan lobileri soykırım direncini etkili ve diri tutmak için “Megali İdea” yeminini tanrı buyruğu gibi hiçbir zaman unutmamıştır. Öyle ki Filiki Eterya Cemiyetinin yayınladığı on yedi maddelik bir bildirinin ilk maddesi şöyledir: “Ezeli ve ebedi düşmanımız Türklerdir.” Bu madde tarih boyunca devam edecek sinsi bir düşmanlığın açıkça işaretidir.
Önce Teselya, Epir, İyonya adaları sonra da Girit adası resmen Yunanistan’ın olmuştur. Bunu kendilerine örnek alan Rumlar, “Megali İdea”nın gerçekleşmesi için Yunanistan’la işbirliği içine girmişlerdir. 15 Temmuz 1974’te EOKA’cı Makariosa darbe yaparak Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanmasını ve Kıbrıs’ta yaşayan Türkleri yok etme planını hayata geçirmek istediler.
Bu gelişmeler üzerine Londra ve Zürih Antlaşmaları gereği garantör devlet olan Türkiye, Kıbrıs’ta barışı tesis etmek, soydaşlarımızın güvenliğini sağlamak ve Yunan tehdidini bertaraf etmek amacıyla adaya müdahale etmek zorunda kalmıştır. 20 Temmuz 1974 Cumartesi günü “Ayşe tatile çıktı.” parolasıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz havadan indirme, atma ve çıkarma ile başarılı bir harekat icra etmiştir.
20 Temmuz 1974 tarihinde yapılan ve şanlı tarihimize altın harflerle yazılan Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıslı Türkleri Rum vahşetinden kurtararak yüce Türk milletinin ve silahlı kuvvetlerimizin emsalsiz gücünü dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türkler, 20 temmuz 1974 tarihinden beri kendi vatanlarında hür ve bağımsızca yaşamaktadır.”
Gazilere de seslenen Öztürk, “Sayın kahraman gaziler; Yavru vatan Kıbrıs’ta geri dönüş asla düşünülmemiştir. Aziz şehitlerimizin mübarek kanlarıyla hamur olmuş topraklar artık vazgeçilmez vatan toprağıdır, asla terk edilemez. Kıbrıs’ta Türk varlığını yaşatmak gelecek nesillere ve yirmi yaşında kara toprağın kara bağrında kefensiz yatan aziz şehitlerimize karşı namus borcu olmuştur. Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden otuz yedi yıl geçmiş olmasına rağmen, Kıbrıs gazileri olarak ilk günkü gibi heyecanlı ve coşkuluyuz. Bu cennet vatana savaş meydanlarında en değerli varlığımız olan canımızla hizmet etmiş olmanın gururunu yaşamaktayız.
Birlik ve erincimizin yaşayan sembolleri olan sizlerin bu mutlu ve gururlu gününü yad etmenin heyecanı içerisindeyiz. Modern çağda karşılaştığımız çelişkilerin başında geçmişle geleceğe hak ettikleri değeri vermede yaşadığımız zorluklar gelmektedir. Bir taraftan değişen ve gelişen dünya entegrasyonunun mutluluğunu yaşarken diğer taraftan farkında olmadan tarih bilincimizin zamanla zayıflayarak kaybolmakta olduğunu görüyoruz. Özellikle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda yaşananları ve bizlerin huzuru için canını feda eden bir neslin dramını genç kuşaklara anlatmada ve algılatmada zorlanıyoruz. Bu yüzden bir ulusun yaşayan anıtları olan sizlerin varlığı daha da önem kazanıyor. Çünkü sizler, geçmişle gelecek arasındaki güçlü bağın ve ulusal bilinci oluşturan değerlerin merkezinde yer almaktasınız. Sizler en zor durumda bile “Vatan Sağ olsun.” diyebilen, devletine sarsılmaz bir sadakatle bağlanmış çelikten birer kalesiniz. Sizler şehitlerimizin bu dünyadaki madalyalarısınız. Türkiye Cumhuriyeti sizlerle gurur duymaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle başta büyük Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatan toprakları ve yavru vatan toprakları için kanlarını döken kahramanlara, Kıbrıslı mücahitlere ve vefat eden kahraman gazilerimize Allah’tan rahmet diler, bu gururlu günde sizlerle beraber olmanın mutluluğuyla hepinize saygılarımı sunarım.” diye konuştu.
Öztürk ayrıca, 22 Temmuz Cuma günü Evliya Camii’nde şehitler ve gaziler için mevlit okutulacağını hatırlatarak, tüm Kars halkı, gazi ve şehit ailelerini davet etti.