Bugüne kadar kitaplarda yer alan Aşık Şenlik şiirlerinin aslında Şenlik’e ait olmadığının açıklanması tartışmalara yol açtı. Salonun genelde boş olması, çelenklerin de sadece Üniversite camiasına ait olması dikkatlerden kaçmadı. Hemen hemen boş salona anlatılan sempozyumun ilk oturumuna Halk ozanlarının da katılmaması da eleştirildi.
Bir çok yayında Aşık Şenlik adına yer alan bir çok değişin Şenlik’e ait olmadığı belirtildi. Şenlik’in torunlarından Yılmaz Şenlikoğlu, bu duruma çok üzüldüğünü söyleyerek, yanlışların düzeltilmesini istedi. Ardahan Çıldır doğumlu olan Kars’ın Arpaçay İlçesine bağlı Göldalı Köyünde ikamet eden aşık Ömer Dumanoğlu da kendisini sempozyuma davet etmediğini belirttiği Murat Çobanoğlu Aşıklar Derneği’nden istifa ettiğini açıkladı.
Uluslararası Aşık Şenlik Sempozyumu Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda yapıldı. Sempozyuma Kars Belediye Başkan Yardımcısı Haydar Yılmaz, Rektör Yardımcıları, Prof. Dr. Mitat Şahin, Prof. Dr. Hidayet Metin Erdoğan, Âşık Çobanoğlu Derneği Başkanı Mahmut Karadaş, Kars Aşıklar Otağı Başkanı Âşık Günay Yıldız, Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan programda, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mitat Şahin bir konuşma yaparak, sempozyumun ülkemiz ve Kars kültürüne yapacağı katkılara değinerek, katılımcılara ve sempozyumu tertip edenlere teşekkürlerini iletti. Ardından söz alan Türk Halk Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kürşat Öncül de kültürel ve manevi miraslarımıza gerek yaşarken gerekse de öldükten sonra sahip çıkmanın altını çizerek sempozyumun önemine vurgu yaptı.
Tanınmış Aşıklardan Günay Yıldız ise aşıklık geleneği ve Aşık Şenlik’in özellikle kültürümüzdeki önemine değinerek görüşlerini ifade eden bir konuşma yaptı. Aşık Çobanoğlu Derneği Başkanı Mahmut Karadaş ise 7. vefat yıldönümü münasebetiyle merhum Murat Çobanoğlu’nu andıktan başka aşıklık geleneğinin yaşatılması ve yeni nesillere de aktarılmasıyla ilgili düşüncelerini ifade etti.
KAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencilerinden Serpil Türkmen’in konuşmasından sonra söz alan Aşık Şenlik’in torunlarından Yılmaz Şenlikoğlu, dedesiyle ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdi.
AŞIK ŞENLİK YAŞATILAN BİR SANAT ADAMIDIR
Aşıkların değişleri ve atışmalarından sonra oturumlara geçildi. Prof. Dr. Nebi Özdemir’in başkanlığını yaptığı birinci oturumda Prof. Dr. Ali Duymaz “Aşık Şenlik’in Hikayeleri Çevresinde Halk Hikayelerinin Tasnifi Meselesine Dair Bir Değerlendirme” konusunu ele aldı. Duymaz, “Aşık Şenlik, Türk aşıkları içerisinde çok önemli bir yere sahiptir. Çok güçlü bir aşıklık koluna sahiptir. Aşık hem hikaye anlatıcısı hem de dile getiren önemli şahsiyetlere sahiptir. Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı bütün bu hikayeler onların ağzından dile geliyor. Bu hikayelerin icrasında onların bizzat emeği geçmiştir. Aşık Şenlik’in 147’ye yakın şiiri vardır. Bütün bunlar başka aşıklar tarafından şu anda okunuyor. Hikayelerdeki konular benzerdir. Ancak anlatılan dile gelen bu kültür aşıklık geleneğinin yaşatılmalıdır. Aşık şenlik yaşatılan bir sanat adamıdır” dedi.
Doç. Dr. Vurğun Eyyuy ise “Şenlik ve Azerbaycan Aşık Edebiyatı Gelenekleri” konusunu işledi. Doç. Dr. Vurğun Eyyuy, konuşmasına başlamadan önce hararetli bir konuşma yapacağını belirtti ve konuşmasında bir yayında yer alan Aşık Şenlik şiirlerinin aslında Şenlik’e ait olmadığını söyledi. Bunun üzerine söz alan Aşık Şenlik’in torunlarından Yılmaz Şenlikoğlu, bunun kendisini çok üzdüğünü ve yıllarca Şenlik’e ait olmayan değişlerin onun muş gibi gösterilmesinden son derece büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Bunların düzeltilmesi ve Şenlik’e ait sözlerin yayınlara konulmasını isteyen Şenlikoğlu, Şenlik’e ait sözlerden de örnekler okudu. Şenlikoğlu, “Aşık şenlik bade içen aşıklarımızdandır. Güzel eserler, değerli yapıtlar vermiştir. Ancak Aşık Şenlik çok dinleyip az konuşmaktan, az ve öz yazmaktan yanadır. ‘Şu ana kadar yazılan eserler ona ait değil’ diye bir haber söz konusudur. Ancak onun olmayan bazı eserler şiirler onun adı üzerinden veriliyor. Mukayeseli olarak söylenen sözlerin çoğu aşık babaya ait değildir. Daha iyi araştırılsa orada Şenlik Babanın lehçe kullanmadığı da görülür. Üslübu yok o sıralarda. Örnek; Üstadından ders alanlar yol bilir erken bilir/ Şeytana tabi olanlar ateş-i Suzan bilir/ Dört kitabın dördünü hak okuyan hak yazan bilir/ Manasız, mantıksız sözü bilmenin faydası ne?/ Az anlayıp, çok söyleyip, gülmenin faydası ne?/ Dil hasta, gönül şikaste, ahu-zar tarumar olmuşam diyerek Aşık Şenlikten sözler okumuştur. Ve sözlerine şunu eklemiştir: Aşık Şenlik avradına söz geçmeyenin köye muhtar olduğu gibi bir söz söylediği nerede görülmüştür? Şenlik öyle bir telaffuzda bulunmamıştır.” diye konuştu.
Konuyla ilgili tartışmalara izleyicilerden de katılım oldu ve oturum başkanı bu konunun aslında ciddi bir konu olduğunu ve araştırılması gerektiğini söyledi. Şenlikoğlu ile Prof. Dr. Vurğun Eyyub daha sonra bir araya gelerek hararetli tartışmaların ardından karılıklı gönül aldılar. Prof. Dr. Vurğun Eyyub bu arada kendisinin de aynı şeyi söylediğini ve Aşık Şenlik’e ait olmayan şiirlerin yayınlarda yer almasının yanlışlığında vurgu yapmak istediğini belirtti.
Prof. Dr. Vurğun Eyyub, “Benim söylediğim Türkiye’de basılmış kitaplardaki şiirlerin bir çoğu ne yazık ki Şenlik’e ait değildir.” açıklamasında bulundu.
Bu tartışmalara birde Kars’ın Arpaçay İlçesine bağlı Göldalı Köyünde ikamet eden aşık Ömer Dumanoğlu katıldı. Dumanoğlu da kendisini sempozyuma davet etmediğini belirttiği Murat Çobanoğlu Aşıklar Derneği’nden istifa ettiğini açıkladı ve Aşık Şenlik’i savunanların destek görmediğinden yakındı. Dumanoğlu şunları söyledi:
“Bu şekilde yapılan konuşmalar Aşık Şenlik’in değerini azaltmaz, aksine değerini kat kat arttırır. Kendisi bir liderdir, pirdir. Aşıklık geleneği he zaman sürmüştür. Toylarda, düğünlerde aşık eline sazını eline alarak çalıp söylemiştir. Aşık Şenlik de diğer aşıklar gibi usta-çırak ilişkisiyle yetiştirilmiş bir ozandır. Sanatını icra ederken elbette başka ozanlardan da etkilenmiştir. Bunların başında Hasta Hasan geliyor. Ve Aşık Şenlik’in sözlerine kendi tanıdığı şöyle ekleme yapar. Dünya benim diye ah etme gönül/ Akıbet ölüm var ne hayaldasan/ El çek fenalıktan vefasız insan/ Sonunda ölüm var ne hayaldasan. İster İskender ol Şeddin üstünde/ İster Süleyman ol mühür destinde/ İster Firavun ol Mısır kastında/ Akıbet ölüm var ne hayaldasan. Ve son olarak Aşık Şenlik’i şöyle tarif etmiştir: Okudum Kur’an içinde Süphanalllah bin de bir/ Hasta cismim yara olur derde dermen binde bir.”
Araştırmacı Gazeteci Salih Şahin de iyi bir araştırma olmadığını, gerek müziğin makamları üzerine gerekse sözleri üzerine herkesin kendine göre bir şeyler yapmasının yanlış olduğunu savundu. İyi bir araştırmanın gerektiğini belirten Şahin, “Aşık Şenlik adına bir çok yerde İstanbul’da, Ankara’da, Kars’ta festivaller, geceler düzenleniyor. Ama Aşık Yenlik’in tek bir türküsü yoktur. Müzikle ilgili çalışmaları yok. Sadece kulaktan duyma bir takım sözler yayınlanıyor. Örneğin Ayık Yenlik ile ilgili düzenlenen gecelerde, festivallerde Aşık Şenlik’in kendi torunu çağrılmıyor. Böylelikle de Aşık Şenlik’i başkaları temsil etmiyor oluyor. Bu yanlışlıkları gidermek lazım. Örneğin şu anda sempozyum var ve bu konuşmalar yapılıyor fakat salonda halk ozanları yoktur. Onun içinde ayıklık kaybediliyor. Kars’ta Aşıklar Okulu bile yoktur. Bunların eğitilmesi lazım. Edebiyatçılar, araştırmacılar tarafından bunların yetişmesi lazım. Yani ayıkların çağımıza ayak uydurmaları gerekiyor.” dedi.
Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı son sınıf öğrencisi Semra Uzun ise, “Bizler Aşık Edebiyatıyla ilgili Halk Edebiyatı üzerinden araştırma yapıyoruz. Aşık Şenlik’e ait olmayan şiirlerin yayınlarda yer alması hoş bir durum değil ama bir şekilde yayılmış ve Aşık Yenlik olarak yayılması kendi torunun ağzından rahatsızlık duyulduğunun belirtilmesi dikkate alınmalıdır. Direkt olarak nasıl söylenilmişse o şekilde aktarılması elbette ki daha güzel olur. Bizde derlemeler yapıyoruz. Aşıkların oğullarını ve torunlarının yanlarına gidiyoruz. Onlardan derlediğimiz gibi alıyoruz ama bizde makalelerimize, çalışmalarıma bunu aktarırken direkt olduğu gibi aktarmak için özün göstereceğiz bundan sonra” diye konuştu.