Doğunun en ücra köşesi, ekonomik ve sosyal şartları ağır, göçün durmadığı, sanayileşmenin olmadığı, Türkiye’nin en büyük etnik yapıya sahip il unvanın da olup, halkın birbiriyle kaynaştığı, acısıyla, tatlılısıyla; iyi gününde, acı gününde, birlik beraberlik içinde olan serhat şehrimizin güzel insanları bu mutsuzluğu hak ediyor mu?
Son günlerde yaşanan terör olaylarında serhat şehrimizin adının çıkması; esnafın ekonomik kriz içerisine girmesi, turizm sektörüne sekte vurulması, dışardan insanlarımızı sıkıntıya sokmuş, çaresiz bırakmıştır.
Serhat şehrimin güzel insanları bu ekonomik darboğazda erimiş, çaresiz kalmıştır. Acaba serhat şehrimiz bunları hak ediyor mu? Okuma oranını yüksek olduğu, modern insanların her şeyi takip ettiği şehir, yerine ‘sessiz, hayalet şehir’ görümünü almış, dışardan ‘terör şehri’ adını almış, hak etmediği unvan karşısında çaresiz kalmıştır, serhat şehrimin güzel insanları. İlçeleriyle bağlantıyı kesmiş, diğer illere gitmeye Karslı olarak çekinmektedir. Asılsız iddiaların olması, serhat şehrimi dışardan yanlış tanımlamaktadır. Çetin gecen iklim şartlarında hastalarımızın Erzurum’a gitmesi, devlet hastanemizin tam teşekküllü sağlık çalışanlarıyla, doktoruyla, güzel yüzlü ilgilenen personeliyle, mutlu derdine çare olan hastanemizin alt yapısının hazır olmayışı; halkımızı, sağlık çalışanları sıkıntıya koymuş, yetersiz hastanemiz sınıfta kalmıştır.
Bizler bölge hastanesi yolunda olmak isterdik. Devlet hastanesinde yoğun ilgi nedeniyle hasta sayısı fazla olunca yeni hastanemiz alt yapı sorunlarıyla baş başa kalmıştır. Bu hassas konuyla daha da ilgilenmeli ve çare bulunmalıdır. Eski hastanenin ek olarak hizmet vermesi gerekmektedir. Sayın yetkililer bu sıkıntılara çözüm bulmalı, serhat şehrimin güzel insanlarına sağlık alanında en güzel hizmet verilmelidir.