ÇÖZÜMSÜZLÜĞE NEDEN OLAN KAYNAKSIZLIK DEĞİL, STRATEJİSİZLİK
Serhat ilimiz Kars, temel olarak üç ana sektörden ekmeğini kazanmaktadır. Birincisi canlı hayvan ticareti ve besicilik, ikincisi süt ve süt ürünleri üreticiliği, üçüncü sektör de Kars'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri ile kurulu turizm sektörüdür. Ancak ne yazık ki bu üç sektörde de Kars'ın bir Stratejik Yol Haritası yok. Ya da bilmiyorum, belki bir yerlerde var ama Karslı'nın bundan haberi yok. Kars'a gelen ilk ya da en önemli kaynak bu değildir. Kars'a bunun gibi çok kaynak gelmiştir. Bundan sonra da gelecektir. Ancak bu tür kaynaklar uygun bir strateji çerçevesinde ve planlama doğrultusunda kullanılmadığı için yapılan işlerde ana hedefe ulaşılamıyor. Çözümsüzlüğe neden olan kaynaksızlık değil, stratejisizliktir.
Süt sektörünü iki ana başlıkta ele alalım. Peynir imalatçıları ve süt üreticileri; çünkü bu sektörün iki ayağı var, daha sonra imalatçının ve üreticinin sorunlarını ele alalım, buradan da önceliklerimizi belirleyelim. AB'den Kars'a gelecek olan para ne kadar olursa olsun süt imalatçıları ve üreticilerinin sorunlarını çözmeye yetmez. Bu sorunları çözebilmek için irade, bilgi ve bu bilgiyi yönetebilecek ekip gerekli. Daha sonradan ise para gereklidir. Doğru strateji- ler, doğru projeler her zaman para bulur.
HAMMADDENİN KALİTESİNİ ve MİKTARINI ARTIRMALIYIZ
Öncelikle süt üreticilerinin sorunları ele alınmalıdır , çünkü yaptığımız imalatın ham maddesi süttür. Temiz, kaliteli ve doğru taşınmış süt olmadan Kars'taki imalatçıların sorunları da çözülemez, yapılan yatırımlar da anlamsız olur.
Üreticilerin sorunları : Hayvan barınakları kötü durumda. Sağım esnasında ineğin memesinden çıkan süt temizdir; ama memeden çıkıp kovaya gelinceye kadar havadan aldığı bakteriler, kovadan fıçıya gelinceye kadar, fıçıdan da mandıraya gelene kadar geçen evrelerde sütün içindeki bakteri sayısı artmakta ve kalite düşmektedir.
Kars'ın sütü; hayvanının ırkının doğal oluşu, meralarının kirlenmemişliği, yemlerinin kalitesi nedeni ile iddia ediyorum dünyanın sayılı sütlerinden birisidir. Besin değerleri açısından, peynir imalatı sürecinde peynirde oluşturduğu hem beslenme hem de tat açısından çok önemli bir süttür. Bu süt, üreticisinin eğitim eksikliği, tesis ve ekipman eksikliği nedeni ile memeden mandıraya ulaşıncaya kadar, kalitesiz bir süte dönüşüyor. Burada önceliğimiz ne olmalı : İmalatçıların tesislerini çalıştıracak olan hammaddenin önce kalitesini ve miktarını yükseltmeliyiz. Asıl çalışmayı bu noktada yapmalıyız. En öncelikli sorunumuz budur.
İmalatçıların sorunlarını ele almak gerekirse en büyük sorun: Kars'ta mevcut süt üretiminin beş katı kapasitede imalathane yatırımları var ve bu tesisler rantabl tesisler değil. Yılda 3 - 4 ay çalışır, 8-9 ay kapalı kalır. Bu gibi ciddi miktarlardaki paralar, atıl durumdaki işletmelere yatırıldığı için ciddi sıkıntılar yaşanabiliyor. Burada süt üreticilerinin sorunlarını çözdükten sonra kümeleşmeyi de; küçük imalathaneleri kooperatifler adı altında bir araya getirerek sağlamalıyız. Bölgemizin pazarlama sorunu da var.
ÜLKENİN EN UCUZ PEYNİRİ KARS'TA
Ülkemizdeki bütün süt ve ürünleri imalat ve satıcılarını yakından takip ediyorum. Türkiye'de en kaliteli ve en ucuz ürün Kars'ta satılıyor. Şu anda Kars kaşarının kilosu 7,5 Tl ile 8,5 Tl arasında toptanda satılmaktadır. Maliyet hesabı çıkarılırsa mandıracı gözüyle; mandıracılar burada 1kg de 1 ile 1,5 Tl zarar etmektedirler. Bölgemizdeki mandıracılar bu işi işletme kültürüyle yapmadıkları için, maliyet hesabı da yapamıyorlar. İşletme ve işletme sahiplerine de işletmecilik kursu verilmelidir. Maliyet hesabı öğretilmelidir. Peynirin pazara ulaşımı ile ilgili sorunlarımız da var ; markalaşma, ambalajlama, depolama gibi sistemler geliştirilmemiştir. Farklı farklı noktalarda küçük imalathaneler olduğu için de maliyetler yüksek miktardadır.
KARS'IN PEYNİR ÇEŞİDİ AZALDI
Kars'ta peynir çeşitliliği de azalmış durumdadır. 12 türü aşkın peynirimiz iki çeşide düşmüştür, elde sadece kaşar ve gravyer kalmıştır. Bu iki peynirimiz de pazarda hak ettiği yerde değildir.
SÜT YAN ÜRÜNLERİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Süt ürünleri işletmeleri, süt alımı sezonluk olduğu için teknolojik yatırım yapamıyorlar, Kars'ta sütten alınan ürün sayısı yalnızca birdir, yani peynirdir. Süt yan ürünleri değerlendirilmemektedir. Bu da maliyeti yükseltmektedir. Ayrıca sütçülük artıkları doğamızı tehdit etmekte Kars'ın akarsuları ve yeraltı suları üzerinde büyük kirlilik oluşturmaktadır. Süt üretimi yıl boyuna yayılarak süt kapasitesi yükseltilirse teknolojik yatırımlarla yan ürünler de değerlendirir. İşletme yatırımları artık mandıra yapımına değil, süt üreticilerine ve sütün kalite ve miktar artırımına yapılmalıdır.
İŞİMİZ ALLAH'A KALMIŞ
Kars'ta hayvan yemi sektörü ne yazık ki yok. İşimiz Allah'a kalmış, Allah verirse yem bol oluyor, vermezse köylünün hayvanı su parasına besicilere teslim ediliyor. Kars'ta boğa altı hayvan sayısı Allah'ın yağmur verdiği dönemlerde doruk noktalara çıkar, kurak dönemlerde ise hayvan sayısı yüzde elli düşer. Ve her beş yılda bir Kars'ta kuraklık dönemi yaşanır.
YEM SEKTÖRÜ OLUŞTURULMALI
Süt kapasitesini yükseltmek için bir yem sektörünün oluşması lazım. Bu tesislerin üç ay çalışıp dokuz ay yatmalarını önlemek için bir program oluşturmak gerekir, onun için de yem sektörünü destekleyen bir strateji, bir plan proje çıkarılmalı. Kars Tarım İl Müdürlüğü geçtiğimiz yıl son derece önemli bir proje gerçekleştirdi. Hayvan sağım makineleri dağıtarak köylümüzü yüzde elli destekledi. Bu çok doğru bir çalışmaydı. Buradan Tarım İl Müdürlüğümüzü de tebrik ediyorum. Bunların yanı sıra taşıma zincirleri oluşturulmalı, hayvan sağlığı konusunda köylümüzün çok büyük sıkıntıları var. Sağlıksız koşullardaki barınaklardan hayvanlarımız mikrop kapabiliyorlar. Bölgemizde en yaygın olanı ise mastitistir. Bu memeden sağılan süt iki kilo geliyor; ama diğer taraftan iki ton sütü bozuyor. Bunu tedavi etmek için köylümüz hayvanını veterinere götürmek yerine telefonla muayene ettiriyor, yanlış ilaç kullanılıyor, hem sütün kalitesi etkileniyor, hem de ekonomik kayıplar yaşanıyor.
HER KÖYDE VETERİNER veya ZİRAATÇI OLMALI
Tarım Bakanlığı'nın köylerde ziraatçı veya veteriner bulundurması gibi bir projesi var. Kars bölgesinde bu projenin işlerliği çok zayıf, bu proje de güçlendirilmelidir. Ekiplere motorize olma olanakları tanınırsa ve denetlenebilir bir kayıt tutma sistemine geçilirse daha yararlı olacağı kanısındayım.
PROJE HAKKINDA BİLGİMİZ YOK
Projenin içeriği hakkında, başlığı dışında geniş bir bilgim yok ; ama bence bu para iyi bir şekilde değerlendirilmek isteniyorsa Kars'ta ki sütçülüğün ve havyacılığın geliştirilmesi için bir strateji oluşturulmalıdır.
İSPANYA İZLENİMİ: GELENEKSEL ÜRETİM CANLI TUTULMALI
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Dünya Turizm Örgütü'nün davetlisi olarak İspanya'da dokuz gün turizm bölgelerini gezdik. Turizm bölgelerinde yıllık 20 milyon turist alan bölgelerde geleneksel üretim canlı tutulmuştur. Bu gibi projelerde turizmi de göz önünde bulundurulmalıdır.
KARS'A PEYNİR MÜZESİ KURULMALI
Dünyada iki tane peynir müzesi var, Kars'ın da dünya kültür turizminde önemli bir yer tutacağına inanıyoruz. Kars'ta da bir peynir müzesinin açılmasında yarar görüyorum. Eski süt tozu fabrikamızın yeri de müsaittir. Bina restore edilerek, peynir müzesi yapılabilir.
Geleneksel Peynir Üreticisi İlhan Koçulu Kimdir ?
İlhan Koçulu, uzun yıllar Doğu Canlı Hayvan İhracatçıları Birliği Başkanlığı yapmış olan Ömer Koçulu'nun Oğlu. O'nun bir çok özelliği var. Büyük Boğatepe'deki 100 yıllık "Gravyer Zavotunun" bacasını hala tüttürüyor olması bunlardan biri, belki de en önemlisi. O, Ulusal düzeyde tanınırlığı olan bir köy derneğinin, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği'nin kurucusu; Yerel tohumları kaybolmaktan kurtaran ve onları organik kimlikle yeniden yeşerten Yer Gök Anadolu Derneği’nin Kurucu üyesi; Dünyanın en çok üyeli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Uluslararası SLOW-FOOD Derneği’nin en aktif üyelerinden biri. Her ay ortalama 7'nin üzerinde toplantı ve eğitime katılan bir “Açık Üniversite” öğrencisi ve öğreticisi. Hiç "BEN" demeyen, hep "BİZ" diyen biri…