Suç duyurusunda bulunuldu!

HDP’Lİ MİLLETVEKİLİ GARO PAYLAN, KARS ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI TOLGA ADIGÜZEL HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekili Garo Paylan, artan nefret söylemlerini gündeme taşıdığını iddia ettiği Ermeni toplumunu hedef gösteren Kars Ülkü Ocakları Başkanı Tolga Adıgüzel hakkında suç duyurusunda bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunmasın ardından bugün de Kars’ta görev yapan 10 avukat aracılığıyla Tolga Adıgüzel hakkında Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’a vekâleten suç duyurusunda bulunan Av. Kahraman Özçağin kendisine ait bürosunda konu ile ilgili olarak basın toplantısı düzenledi.

Av. Özçağın düzenlediği toplantıda yaptığı açıklamada Adıgüzel hakkında; ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama’ ‘Suç İşlemeye Tahrik’ ve ‘İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme,’ suçlarından TCK m.216, m.214 ve m.115 maddeleri gereğince cezalandırılmasını istediklerini söyledi.

Özçağin açıklamasında: “HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan bizim ilimizde 24 Haziran’da yapılan bir basın bildirisiyle ilgili bize vekalet vermek üzere bugün (10 Temmuz 2015) Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurusunun konusu daha önce de basında yer alan Kars Ülkü Ocakları İl Başkanlığı tarafından verilen basın bildirisiydi. Biz bu suç duyurusuyla ilgili kişi hakkında, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama’, ‘Suç İşlemeye Tahrik’ ve ‘İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme,’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunduk. Dilekçemizi sabah Müracaat savcılığına teslim ettik. Müracaat Savcılığından aldığımız bilgiye göre bu konuda olay günü itibariyle de yapılan bir soruşturma var. Muhtemelen bu her iki soruşturma birleştirilecek. Çok talihsiz bir durum. Yani her zaman söylüyoruz Kars ili bir mozaik. Türkiye’deki birçok etnik yapının barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir yer. Ülkemizin tamamı böyle ama bu basın açıklamasının içeriği itibariyle gerçekten bazı tehlikelerin hala güncel olduğu, hala birilerinin bir şeylerle uğraşmak istediğini görüyoruz.”dedi.

Av Özçağın yaptığı açıklamada ayrıca Adıgüzel hakkında açılan davada şu ifadelerin yer aldığını söyledi:

 “Tigran Hamasyan 25 yaşında, dünyaca tanınan, geleneksel Ermeni müziğini başarı ile yorumlayan ödüllü bir piyanisttir. 2015 yılı 22. İstanbul Caz festivaline katılmış ve bu festivalde iki (2) konser vermiştir. Tigran Hamasyan, 21 Haziran 2015 tarihinde de Ani Antik kentinde konser vermiştir.

2. Ülkü Ocakları Kars İl Başkanı Tolga Adıgüzel 21.06.2015 tarihli konseri gerekçe göstererek 24.06.2015 tarihinde basın açıklaması yapmış ve bu açıklamada: “Geçtiğimiz günlerde Anı Ören yerinde papaz kıyafetiyle ne idüğü belirsiz insan müsveddeleri tarafından verilen konseri esefle, şiddetle ve nefretle kınıyorum” 1915 olaylarında yüz binlerce Müslüman Türk soydaşımız bu Ermeniler tarafından soykırım ve katliama uğratılmadı mı? Fazla değil, daha 23 yıl önce Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin Hocalı köyünde yüzlerce soydaşımıza soykırım yapan bu Ermeniler değil miydi? Yaptıkları bu hareketle ne amaçlanmak isteniyor? Bunların içerideki destekçileri kimlerdir ? Hangi satılmış basın mensupları bunlar ile ortaklaşa hareket ediyor. Herkes haddini bilecek ve bu saatten sonra ayağını denk alacaktır. İçeriden ve dışarıdan satılmış hain beyinler tarafından sabrımız zorlanmak mı isteniyor? Yoksa bizler de Kars caddelerinde Ermeni avına mı çıkalım’ şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

3. Şüpheli Tolga Adıgüzel bu ırkçı ve tehlikeli beyanları ile ‘İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme,’ ‘Suç İşlemeye Tahrik’ ve ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama’ suçlarını işlemiştir.

Şüpheli beyanları ile Ermeni toplumuna yönelik kin ve düşmanlık yaratmayı amaçlamıştır. Beyanları, kamu güvenliği yönünden açık ve yakın bir tehlike oluşturmaktadır. Nitekim 5 Şubat 2006 tarihinde işlenen Rahip Andera Santoro ile 19 Ocak 2007 tarihinde işlenen Hrant Dink cinayetinin ve 18 Nisan 2007 tarihinde Tilman E. Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel cinayetlerinin işlenmesinde bu türden ‘zehirli’ söz ve söylemlerin ciddi şekilde zemin oluşturduğu açıkça ortadadır.

Şüpheli ayrıca halkı suç işlemek için alenen tahrik etmiş, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını da engelleye çalışmıştır.

4. Yaratılmaya çalışan tehlikeli ve zehirli algının bertaraf edilmesi, ortak yaşamın sürdürülebilmesi için şüpheli eylemi ile benzer eylemlerin cezalandırılması önem taşımaktadır.