Tacizcisini öldüren liseli Azra Erdağ için karar

Savcı mütalaasında Azra Erdağ’ın 'haksız tahrik altında kasten adam öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti, Erdağ’a önce müebbet, sonra tahrik altında öldürme ve iyi halden 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Volkan KARABAĞ

Kars'ın Arpaçay ilçesinde, kendisini 3 yıldır taciz ettiği iddiasıyla Birdal Doğan'ı (40) köy meydanında tabancayla öldüren ve olay tarihinde 18 yaşından küçük olan lise öğrencisi Azra Erdağ hakkında karar verildi. Savcı mütalaasında Erdağ’ın 'haksız tahrik altında kasten adam öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti, Erdağ’a önce müebbet, sonra tahrik altında öldürme ve iyi halden 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca mahkeme heyeti, Azra Erdağ’ın adli kontrol tedbirlerinin uygulamasının devamına karar verdi.

Olay, 1 Mart 2022 tarihinde Arpaçay ilçesi Kardeştepe köyünde meydana geldi. Şehit Engin Yılmaz Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Azra Erdağ, köy meydanındaki çeşmede hayvanları sularken yanına 3 çocuk babası Birdal Doğan geldi. 3 yıldır genç kızı taciz ettiği öne sürülen Doğan, iddiaya göre, Azra Erdağ'a, "Seni kaçıracağım, kendime kadın yapıp, sonra da satacağım" dedi. Bu sözler üzerine Erdağ, Doğan'ı, babasına ait yanındaki ruhsatsız tabancayla vurdu. Vücuduna 4 kurşun isabet eden Doğan, olay yerinde hayatını kaybetti. Olay sonrası gözaltına alınan Azra Erdağ, tutuklandı. Hakkında 12 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan Azra Erdağ, 5 Temmuz 2022 tarihinde ilk kez hakim karşısına çıkmış ve tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.

Davanın karar duruşması bugün Kars 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Savcı mütalaasında Erdağ’ın 'haksız tahrik altında kasten adam öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Erdağ burada yaptığı savunmasında önceki ifadelerini tekrar ederek, “Babama ait hayvanları çeşmeye götürdüm. Birdal Doğan karşıma geçip 'Seni kaçıracağım, kendime karı yapacağım. Sonra seni başkalarına satacağım' diye sözler söyledi. Zaten 3 yıldır hep rahatsız ediyordu. Beni kaçırması için birilerine para bile vermişti. Onun korkusundan okulda maket bıçağı ve biber gazı taşıyordum. O gün de annem ve abim hastaneye gideceği için okula gitmedim ve babama yardım etmek için köyde kaldım. Hayvanlara su içirmek için çeşmeye gittim ve yanıma silah aldım. Çeşmede benim yanıma gelen Doğan, bana ağır hakaretlerde bulundu. Ben de yanımda taşıdığım silahı çıkarıp korkumdan gözümü kapatarak ateş ettim. Maksadım korkutmaktı. Onun yüzünden okulumu tamamlayamadım. Eğitim hayatım yarım kaldı. Genç yaşta hapse girdim. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.

Erdağ’ın avukatı Sinan Erdağı ise yaptığı savunmasında, “Cumhuriyet Savcılığının kabule ilişkin değerlendirmelerine kısmen katılmakla birlikte, hukuki değerlendirme ile olayın TCK 29. Madde anlamında Tahrik altında işlendiği yönündeki kabulüne katılmamız mümkün değildir. Şöyle ki; olayın oluş şekli dikkatlice bu anlatımlar ve dosyadaki delillerle birlikte değerlendirildiğinde, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan müvekkilin, 14 yaşından beridir maktülün sözlü tacizlerine, sosyal medya üzerinden takiplerine, yine fiilen takip edilerek iç huzurunun bozulduğu ve yine aynı zamanda tanık anlatımlarında görüldüğü üzere, müvekkili kaçırarak evlenmek istediği ve bu amaçla da üçüncü kişilere para teklif ederek, aynı zamanda yardım talep ettiği hususları net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu hususlar artık tartışma dışı kalmaktadır. Azra'nın uzun zamandan beridir takip edildiği, bunun sosyal medyadan, telefonlardan ve aynı zamanda fiziki olarak gerçekleştirildiği, maktülün Azra'yı evlenmek amacıyla kaçırmak konusunda bir fikri bulunduğu ve bu fikrini eylemsel olarak ortaya koymaya başladığı, bu amaçla da kaçırma organizasyonu yaptığı, bu konuda kendisine yardım edebilecek kişilere para ve çıkar teklif ederek, gerek kaçırmak için araç temin etme ve gerekse kendisine yardımcı olacak kişileri temin etme çabası içerisinde olduğu dosyadaki tüm delillerle sabittir. Bu husus Cumhuriyet Savcılığı tarafından da kabul edilmektedir. Müvekkil, burada uzun zamandan beridir devam eden saldırıların kendisi üzerinde oluşturduğu kızgınlık ve öfke ile intikam almak ya da cezalandırmak amacıyla hareket etmenin ötesinde, bu saldırıyı defetmek amacıyla hareket etmiş ve bunu da maktülden olan korkusunun etkisi ile gerçekleştirmiştir. Bu da bizi TCK 27/2. Madde anlamında Yasal Savunma Sınırının aşılması sonucuna götürmektedir. Aynı zamanda Cumhuriyet Savcılığı makamı da esasen, mütalaasında kabul olarak bu durum ortaya koymaktadır. Müvekkil hakkında TCK 27/2. Maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini saygıyla talep ederiz.” dedi.

Mahkeme heyetinin talebi üzerine son söz verilen Azra Erdağ, “Pişmanım, bilerek yapmadım.” ifadesini kullandı.

Mahkeme heyeti, Erdağ’a önce müebbet, sonra tahrik altında öldürme ve iyi halden 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca mahkeme heyeti, Azra Erdağ’ın adli kontrol tedbirlerinin uygulamasının devamına karar verdi.

Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan avukat Sinan Erdağı, “Bugün buradaki sonuç mahkemenin hukuki değerlendirmesidir. Zaman zaman bizim düşüncemizden farklı kararlar çıkmakta. Bu tür kararlarda istinaf ve Yargıtay yolu mevcuttur. Beklediğimiz bir karar değildi. Aslında çok daha iyi bir karar bekliyorduk biz burada savunmalarımız da bunun üzerineydi. 14 yaşından veri tacize uğrayan bir çocuğun fiziki ve sözlü tacizlere, sürekli korku altında yaşayan bir çocuğun kasten bu suçu işlemediği, korku ve panikle bu suçu işlediği yönünde savunmalarımız vardı. Sayın mahkeme tahrik altında olayın gerçekleştirdiğini kabul ederek nihayetinde 8 yıl 4 ay ceza verdi. Azra Erdağ hakkında bir tutuklama kararı verilmedi. Bundan sonra üst düzey yargı makamlarında önce Bölge Adliye Mahkemesinde gerekirse de Yargıtay’da bu noktadaki savunmalarımızı ileri sürerek daha hakkaniyete uygun karar için çabalarımıza devam edeceğiz. Tabi burada bugün verilen karar toplum vicdanını yaralayacak bir karardır. Bazen dosyadaki yansımalarıyla toplumdaki yansımaları aynı olmayabilir kararların, delillerin takdirinde zaman zaman farklı düşünceler hukuk camiasında olabilir. Bunları da biz saygıyla karşılamaktayız ancak toplum vicdanını yaralayan 3 yıl boyunca tacize uğrayıp korku içinde yaşayan bir çocuğun içinde fazla bir ceza olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu yanlışında ileriki yargı aşamalarında düzeltileceğine inancımızı da korumaya devam edeceğiz.” dedi.