Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı ve Türk milliyetçilerinin lideri Devlet Bahçelinin, Tunceli'ye gitmesinin olağan üstü hiçbir yanı yoktur.
Türk demokrasisinin kilometre taşı olan Milliyetçi hareket partisi, Türk milletinin dinamik gücü olan ülkücü hareket ve Türk milliyetçilerinin lideri Devlet Bahçeli, vatanımızın her karış toprağına aynı aşkla ve her zaman gider, bunun için hiç kimseden izin almaz, hiç kimseye hesap vermez, hiç kimseye eyvallah etmez.
Gittiği yere huzur, sevgi ve kardeşlik götürür.
Ülkücü hareket; inancı ve gelenekleri olan kutlu bir fikir sistemidir.
Ülkücü hareket; kendisine coğrafya biçilmesinden hoşlanmaz.
Ülkücü hareket; doktrini, teşkilatı ve lideriyle yıkılmaz bir kaledir.
Ülkücü hareket; yunus sevgisiyle, yavuz öfkesiyle, kadife eldiven içerisinde demir bir yumruğa sahip lideri ile onurlu yolculuğuna devam etmektedir.
Lider devlet bahçeli için, Doğu Türkistan'daki bir kardeşinin derdine yanmak varken, Tunceli'ye yanmaması mümkün değildir.
Devlet bahçeli için, Ankara, Konya ne ise Tunceli'de odur.
Devlet bahçeli için, Tuncel'inin Trabzon'dan farkı yoktur.
Devlet bahçeli; Çin seddini aşmış bir yüreğin temsilcisidir.
Devlet bahçeli için, gitmek kadar söylemekte önemlidir, doğru bildiğini, doğruca ve adamca.
Devlet bahçelinin sözü ilahi emrin tekrarıdır, talebi birlik ve kardeşliktir.
Devlet bahçelinin sözü, Orhun anıtlarında yazılanların tekrarıdır.
Devlet bahçelinin sözü, bilge kağanın sözüdür, Saltuk Buğranın sözüdür, sultan Alparslan'ın sözüdür, Mustafa Kemal Atatürk'ün sözüdür, Alparslan Türkeş'in sözüdür.
Devlet bahçelinin sözü, Türk milletinin sözüdür.
Devlet bahçeli, kursağında haram, sözünde yalan olmayan adamdır.
Onun için sözün söyleneceği yer değil, sözün doğruluğu önemlidir.
O; katile katil, haine hain, hırsıza hırsız demekten çekinmez.
Onun için, Tunceli'ye gitmenin olağan üstü hiçbir yanı yoktur.
Onun için, doğduğu memleket Osmaniye'yle, çay içmeye gittiği Tuncel'i aynıdır.
O, İzmir 'dede, Tunceli 'dede hep aynı şeyi söyledi,
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"
Bakalım Başbakan Davutoğlu, Tunceli'de söylediklerini karamanda söyleyebilecek mi...