Türkiye Kamu-Sen: Bu da oldu!..

Türkiye Kamu-Sen Kars İl Temsilcisi Kemal Erginbay, Ülke tarihinde bir ilk yaşandığını belirterek, kamu çalışanının 15 Ocak’ta zamsız maaş almasını üzücü bir gelişme olarak değerlendirdi.

Yıllardır kamu görevlilerini ezen, hakir gören, yok sayan Hükümet, sonunda bir ilke imza atmış ve tarihinde ilk defa memurlar yeni yılda maaş zammı alamamıştır.

Anayasaya göre memurların maaş artışları toplu sözleşme ile belirlenmek zorundadır.

Hükümet ise toplu sözleşme masasını kurmamakta ayak diremekte; kamu görevlilerimizi, emeklilerimiz ve 4/C’li çalışanlarımızı kaderiyle baş başa bırakmaktadır.

Memurlara toplu sözleşme hakkı getiren anayasa değişikliğinin üzerinden tam 16 ay geçmiştir.

Ancak hala toplu sözleşmenin nasıl yapılacağına dair kanun tasarısı ortada yoktur.

Üçlü Danışma Kurulu çerçevesinde yapılan müzakereler çöpe atılmış, Bakanlar Kurulu’nda görüşülen taslağın akıbeti bir muamma olarak kalmıştır.

Bütün bunların ötesinde 2011 yılı enflasyonu %10,45 olurken, memur ve emekli maaşlarına yapılan artış kümülatif olarak %8,2; ortalamada ise %6,1 olmuştur.

Dolayısıyla memur maaşları 2011 yılında aylık ortalama %4,3 erimiştir.

2010 yılı Eylül ayından beri toplu sözleşme masasını oluşturmayan hükümet, 2011 yılı boyunca da memur maaşlarının erimesini yalnızca seyretmiştir.

Hükümetin sorumsuz davranışları bununla da kalmamış, tarihinde ilk defa memurlarımız yeni yıla maaş zammı alamadan girmişlerdir.

Bu durumun bir tek sorumlusu vardır; o da toplu sözleşme kanununu çıkarmayan hükümettir.

2012 yılının Ocak ayının ortasına geldiğimiz şu günlerde bütün kamu görevlileri, emekliler, dul ve yetimler ile 4/C’li çalışanlar toplu sözleşme görüşmelerini dört gözle beklemekte, maaşlarındaki erimenin durdurulmasını istemektedir.

16 ay içinde TBMM gündemine sayısız kanun getiren, hatta şike yasasını meclisten 2 kere geçiren, milletvekili maaşlarını artıran tasarıyı 15 dakikada oylatan hükümet, bu kadar sürede memurların toplu sözleşme kanununu bir türlü hazırlamamıştır.

Buradan Sayın başbakan’a soruyoruz:

Memurlarla ilgili kanunu çıkaracak zamanınız mı yoktu da 16 aydır, toplu sözleşme kanununu çıkaramadınız?

Yoksa nasıl kanun yapılacağını mı bilmiyorsunuz?

Milletvekillerine %45 zam yaparken, üst düzey bürokratların maaşını bir kalemde %35 artırırken, memurlara sıfır zammı reva görmek adalet midir?

Bu tavrınız memurlara ve emeklilere olan sevgisizliğinizin bir tezahürü değil midir?

Biz kamu görevlilerinin adil temsilinin sağlandığı, Hakem Kurulu’nun gerçekten bağımsız olduğu, memurlarımızın tüm sorunlarının tartışılıp, çözüme kavuşturulabileceği bir kanun istiyoruz

Ancak hükümet, kirli hesaplar peşinde koşuyor, kanunu taleplerimiz doğrultusunda çıkarmamakta direniyor.

İlkleri yapmakla övünen iktidar, bir ilke daha imza atarak, tarihte ilk defa yeni yıla kamu görevlilerinin ve emeklilerimizin zamsız maaşla girmesine neden oluyor.

Kimsenin çalışanını bu kadar ezmeye ve mağdur etmeye hakkı yoktur.

İnancımıza göre, işverenin yükümlülüğü işçiye ancak gücünün yeteceği işi yüklemek, ona zulmetmemek, ücretini alnının teri dahi kurumadan veya tam zamanında ödemektir.

Bu konuda sevgili peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “sizden birinin kardeşi onun elinin altında bulunursa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin, ona gücünün üstünde yük yüklemesin.”

“Allah, zayıfların hakkını vermeyen bir milleti yüceltmez.”

“Maiyeti altındakilerin hak ve nafakalarını kısmak, bir kimseye günah olarak yeter.”

“İşçinin ücretini, teri kurumadan veriniz.”

Ama Hükümet, kul hakkı yiyor ve memurlarımızın hakkı olan ücreti, yeni yıl zamlarını vermiyor. Anayasal suç işliyor; toplu sözleşme kanununu çıkarmıyor.

Adalet düsturu ile iktidara gelenler bugün en büyük adaletsizliği yapıyorlar.

Bu tavır, 2 milyon 600 bin kamu görevlisi, 2 milyon memur emeklisi, yüz binlerce dul ve yetim ile 45 bin 4/C’liyi yok saymak ve kaderiyle baş başa bırakmak anlamı taşımaktadır.

Çıkarılan son Bakanlar Kurulu Kararı’nda sosyal devlet ilkesinin unutularak, açlıkla pençeleşen 4/C’li çalışanlarımızın aile yardımı ve çocuk parası hakkından dahi faydalandırılmamasının hiçbir mantıklı izahı yoktur.

Bu tutumu bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz.

Dilediği anda kanun çıkaran, aylarca ülkemizi KHK’larla yöneten, bakanlık açan, bakanlık kapatan; kadro iptal eden, yeni kadrolar oluşturan hükümetin, aileleri ile birlikte 20 milyon vatandaşımızı yok sayarak ihmal etmesi ve anayasal zorunluluk haline gelmiş olan bir kanunu yıllarca çıkaramaması, hiçbir mazeretle izah edilemez.

Türkiye Kamu-Sen olarak memurlarımızın toplu sözleşme hakkının gasp edilmesine ve maaşlarının daha fazla erimesine müsaade etmeyeceğiz.

Memurlarımızın, emekli dul ve yetimlerimizin ve 4/C’li çalışanlarımızın daha fazla hak gaspı yaşamaması için hükümeti bir an önce toplu sözleme kanununu hazırlamaya ve toplu sözleşme masasını oluşturmaya davet ediyoruz.

Türkiye Kamu-Sen olarak biz, toplu sözleşmelere hazırız.

Memurlarımızın, elektrik, doğalgaz, benzin, tüp ve zorunlu tüketim kalemlerine yapılan zamlar nedeniyle eriyen maaşlarının yükseltilmesini, yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz.

Bizler, elektrik, su faturalarımızı geç ödediğimizde, vergimizi geciktirdiğimizde, gecikme bedeli ödüyoruz.

Hükümet de memurun zamlı maaşını geciktirmiştir. Öyleyse onlar da bize gecikme bedeli ödemek zorundadır.

Bu nedenle 1 Ocak 2012’den geçerli olmak üzere, zam yapılmayan her ay için, memur ve emekli maaşlarına, yapılacak zamma ilave olarak, vergilerden alınan gecikme bedeli oranında telafi artışı eklenmesini talep ediyoruz.

Toplu sözleşme masasının bir an önce kurulmasını, aksi halde hak kayıplarımız karşısında   her türlü eylemi kararlılıkla yapacağımızı buradan bir kere daha duyuruyoruz.

Buradan Hükümeti son kez uyarıyoruz:

Artık bu vurdumduymazlığınıza ve sorumsuzluğunuza son verin!

Yüzünüzü bir kez olsun vatandaşa ve kamu görevlilerine çevirin!

Kul hakkı yemekten vazgeçin; mazlumun ahını almayın!

Anayasal haklarımızı düzenleyin, toplu sözleşme masasını bir an önce kurun!

Memura hesap vermeye hazırlanın!