Serhat şehir Kars'ın en önemli tarihi mekanı sayılan Harakani Külliyesi ve Camisi'nin avlusuna inşa edilen ve kamuoyunda UCUBE yapı olarak nitelendirilen tuvaletlerin yıkım işlemlerine başlandı.
Geçtiğimiz Ramazan ayında Kars'ı ziyaret eden Dünya Karapapak Türkleri Birliği Başkanı, gazeteci Seyfullah Türksoy'un gündeme getirdiği ucube tuvaletler kamuoyunda büyük tepki toplamıştı. Bir önceki Kars Valisi Günay Özdemir dönemde inşa edilen ucube tuvaletler, tarihi sit alanı olarak bilinen Kaleiçi'nin estetik güzelliğini bozduğu gibi, Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan surları ve Külliye bahçesindeki ağaçlar da yok edilmişti. Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan Istanbul Üniversitesine mensup teknik kurul da ucube yapımın tarihi dokuyu bozduğu ve derhal yıkılması gerektiği konusunda görüş bildirmişti. Daha önce de Kars'ın yeni valisi Rahmi Doğan bir açıklama yaparak bu çirkin yapının yıkılacağı mesajını vermişti. Konuyu Türkiye gündemine taşıyan ünlü gazeteci ve televizyon programcısı Seyfullah Türksoy, beklenen yıkımın gerçekleşmesiyle çok büyük bir ayıbın ortadan kaldırılmış olacağını vurgulayarak, "Fakat bu çirkinliğe imza atanların da kamu vicdanı önünde yargılanması gerekir. Ben yaptım oldu mantığıyla, bin yıllık bir tarihi yapıyı tahrip etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur" şeklinde konuştu.
KARPAT Genel Başkanı Türksoy sözlerini şöyle sürdürdü: "Hasan Harakani, Anadolu'yu Türkleştiren Alperen Dervişlerin öncüsüdür. Onun türbesinin ve külliyesinin olduğu yer Kars'taki inanç turizminin merkezidir. Daha önce yapılan restorasyonda zaten külliye çok güzelleşmiş ve ekilen fidanlarla, çiçeklerle adeta gül bahçesine dönüştürülmüştü. Üstelik herhangi bir tuvalet ihtiyacı da yoktu çünkü yerin altında yüzlerce insanın aynı anda abdest alacağı, ihtiyac göreceği tuvalet yaptırılmıştı. Hangi düşünceyle bu kültür ve çevre katliamının yapıldığını anlamakta zorlanıyorum. Tarihi 12 Havariler Kilisesi (Kümbet Camii) ile Evliya Camiinin tam ortasına ve yer üstünde inşa edilen 300 metrelik tuvalet hem tarihi dokuyu bozmuş hem de Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan surlara ve diğer yapılara zarar vermiş. Üstelik Külliye etrafındaki yaklaşık 100-150 ağaç da bir gecede yok edilmiş. Böyle bir vahşete dünyanın neresinde müsade ederler. Mesela İstanbul'da Ayasofya veya Sultanahmed Camii'nin avlusunda böyle bir çirkinlik yapabilir misiniz? Ya da Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de, Rusya'da tarihi bir kilisenin girişinde kafanıza göre böyle bir çirkin yapı inşa edebilir misiniz? O nedenle diyorum ki, ucube yıkımın başlaması çok sevindirici olmuştur ama bu rezaletin yapılmasında katkısı ve sorumluluğu olanlar mutlaka bunun hesabını vermelidirler"