Yavru baykuş doğaya bırakıldı

Yuvadan düşerek yaralanan yavru baykuş doğaya bırakıldı...

Kars’ta yuvadan düşerek yaralanan yavru baykuş, KuzeyDoğa Derneği’nde tedavisi ve bakımı tamamlandıktan sonra Kafkas Üniversitesi (KAÜ) kampüsünde Rektör Prof. Dr. Sami Özcan tarafından doğaya bırakıldı.

Duyarlı vatandaşlar tarafından getirildiği KuzeyDoğa Derneği’nde korumaya alınan ve bakımı yapılarak uçuş talimleri yaptırılan 280 gram ağırlığındaki 6 haftalık olduğu tespit edilen yavru Kulaklı Orman Baykuşunun doğaya salınması için dernek yetkilileri, yabancı turistler ve üniversite yetkilileri Veteriner Fakültesindeki kampus alanında bir araya geldiler.

KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu, ve derneği bilim koordinatörü Emrah Çoban, başkuşun özellikleri, beslenme bakım sürecini anlattılar.

6 haftalık olduğunu belirledikleri yavru Baykuş’un uçma zamanı olduğunu ve uçma talimi yaparken yuvadan düştüğünü söyleyen Şekercioğlu, 280 gram ağırlığında olduğu tespit edilen baykuşu, ciğer ve köpek maması ile beslediklerini ve bugün de baykuşu doğaya bırakmak için bir araya geldiklerini belirtti.

Bu tür baykuşlar genelde kemirgenlerle beslendiklerini de ifade eden Şekercioğlu, “Bize geldiği zaman bitkin haldeydi. Günde 5 ila 6 defa ciğer ve köpek maması ile besledik” dedi.

ÇİFTÇİ DOSTU

Bu baykuşların kemirgenleri özellikle fareleri yedikleri için çiftçilerin dostu olduklarının bilinmesi gerektiğinin de altını çizen Şekercioğlu, “İsrail’de binlerce baykuş yuvası yapılarak çiftliklere konuluyor. Tarımla mücadelede baykuş çok önemlidir. Zarar vermek çok yanlıştır. Baykuşları öldürdüğümüzde kendimize zarar vermiş oluruz. Biz bu yavruyu günde 5 ile 6 defa besliyoruz. Etle beslenir genelde, böcekleri de yiyorlar fakat en çok fare yiyorlar.” diye konuştu.  

BAŞKUŞLAR UĞURSUZ DEĞİLLER

Gözlerinin önde olması ve yüzü itibariyle insanı andırdığı için halk arasında uğursuz olduğu yönünde söylentilerin ağır bastığını da hatırlatan Şekercioğlu, “Baykuşların tüyleri genelde çok yumuşaktır. Sebebi ise sessiz avlanmalarıdır. Gözlerinin büyük olması avlarını rahatça yakalamalarına yardımcı oluyor. Baykuşlar bize insanları andırıyorlar. Nedeni ise gece avlandıklarından dolayı gözleri önde ve çok güçlüler. Yüzünün çevresindeki tüy yapısı da sesleri odaklayıp daha iyi duymalarını sağlar. Muazzam tipte bir kulakları var. Baykuşlarda kafa neredeyse göz ve kulaktan oluşmaktadır. İnsana benzediği için çok zaman uğursuz derler ama aslında güzel ve yararlı bir kuş türüdür. Pençeleri son derece keskin ve ufak bir kemirgenin hiç şansı yoktur. Boyuna göre çok güçlüdür. Yırtıcı hayvan olduğu zaten tırnaklarından da anlaşılıyor. Gagası sivri ve çevresindeki tüyler ise avını yakaladığında gagasına odaklıyor. Gagasını tak-tak sesleri çarpar buda kendisini savunmayla alakalıdır” şeklinde konuştu.

Gerekli bilgiler verildikten sonra muhafaza edildiği karton kutudan çıkarılan baykuş, doğaya bırakılmadan önce son bir kez daha ciğerle beslendi. Bilim koordinatörü Emrah Çoban’ın büyük bir titizlikle beslediği baykuş daha sonra Rektör Prof. Dr. Sami Özcan tarafından kampus alanına bırakıldı.

KAÜ kampüsü; Türkiye’deki kuş türünün 3’de 1’ni barındırıyor ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin kampusundan sonraki 2. sıradaki sulak alan özelliğini taşıyor. KAÜ kampüsünde 158 kuş türü bulunuyor.