Şahin, ''Sıcak temas doğrudur ama temasın an ve an ayrıntısı hakkında bilgi paylaşımımız, o temasın karşı tarafına hizmet eder. Kağızman'daki sıcak temas, bu büyük kaosun, büyük bölücü oyunun sadece küçük bir sahnesinden ibarettir'' dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Erzurum'a gelen ve Vali Sebahattin Öztürk'ü makamında ziyaret eden Şahin, bir gazetecinin Kars'ın Kağızman ilçesinde teröristlerle sıcak temas sağlandığı ve operasyon başlatıldığı yönündeki sorusu üzerine, şöyle konuştu:

'Sıcak temas doğrudur ama temasın an ve an ayrıntısı hakkında bilgi paylaşımımız, o temasın karşı tarafına hizmet eder. Sonuçlanınca zaten hiçbir şeyi hiç kimseden saklamıyoruz. Keşke kandırılmış, beyinleri yıkanmış, serseri mayın gibi dağlara salınmış kişiler, maalesef ülke çocukları bu hallerde olmasalar. Okullarında olsalar, tarlalarında üretseler, fabrikalarında çalışsalar da askerimiz, polisimizle şu anda ellerinde silahla bir sıcak temas halinde bulunmasalar. Bunu sağlamak bizim görevimiz. Bir taraftan onlarla sıcak teması gerektiğinde devam ettireceğiz ama bizim çalışmamız ve gündemimiz sadece eli silahlılarla sıcak teması sağlayıp onları mümkünse sağ yakalamak, değilse kaçmalarını önleyecek derece kendilerine müdahil olmaktan ibaret değil, o bataklığı besleyen zehirli kaynaklarını kurutmaktır. Milletimizi bilinçlendirmektir. Adlarına hareket ettiklerini söyledikleri Kürt kardeşlerimizi aydınlatmaktır. Onların kaldırılmasını, önleyici bilgi paylaşımında bulunmaktır. Bunu da yapıyoruz.''

Bakan Şahin, ''Dağa istekli çıkışlar iyice azalmıştır. Kaçırma ve korkutma yöntemiyle gençler dağa çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ama bir bilseler o dağda neler var- Nasıl bir hayat var- Ne kanarlar ne de kaçırılırken teslim olurlar. Pembe hayaller vadediliyor kendilerine'' diye konuştu.

-''Bir mevsim Zerdüştlük, bir mevsim Tevrat, Zebur hayranlığı bir hayat''-

Dağa kaçırılan gençlere vadedilen hayalin farklı olduğunun altını çizen Şahin, şunları söyledi:

''Vadedilen hayalin gerçeği şu: Mağara devri yaşamı. Dinsiz, inançsız, ahlaki ölçüleri olmayan, gayri insani bir hayat. Senede bir derede banyo yaparak, yapılabilirse bir hayat. Deterjanla yıkanma. Dağlarda avlanan domuzları keserek protein ihtiyacını karşılayan bir hayat. Babalarının, dedelerinin hayatlarını feda ettikleri, din ve inancın yok edildiği bir hayat. Bir terörist başının, yerine göre tanrı, yerine göre önder, peygamber diye kabul ettirilmeye çalışıldığı bir hayat. Bir mevsim Zerdüştlük, bir mevsim Tevrat, Zebur hayranlığı bir hayat. Kendilerine, arzularına boyun eğmeyen genç kızların namuslarını kirletilerek, hayatlarının sona erdirildiği bir hayat. Kurşuna dizilip öldürükten sonra, (üzerine çığ düştü ya da içeride gaz sıkışması oldu, öldüler) denilen, kaçırılan genç kızlarımızın hayatlarının sona erdiği bir hayat...''

''Türkiye'de ortalama ömrün 76 yıla çıktığı, son 10 yılda insanın ortalama ömrünün dört yıl daha arttığı, mağaralarda ise ortalama ömrün 20 yılı geçmediğine'' dikkati çeken Şahin, ''40 yaşın üzerinde sadece baronların yaşadığı, kandırılan gençlerin, şu anda Kağızma'nda sıcak temasta bulunanlar dahil hiçbirinin ömrünün 40'ı geçmediği bir hayat. Bu hayatı bilseler, bilebilseler, hiçbirinin gitmeyeceği bir yol'' diye konuştu.

-''Yalanla, iftirayla dolu bir hayat...''-

''Kanlı örgütün maskesini her gün her yerde düşüreceğiz'' diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Yerine göre timsahın gözyaşlarının döküldüğü, daha sonra da düzenli sofralarda kahkahaların atıldığı bir baron düzeni, bir terör ağalarının düzeni bir hayat... Fakir çocuklarının dağlara kaldırılıp, dolandırıldığı ve tekrar kendi insanını öldürmek üzere yönlendirildiği bir hayat... Ama ağaların, baronların çocuklarının Türkiye'de, yetmedi Avrupa'da kolejlerde okutulduğu bir hayat... Çelişkilerle dolu bir hayat. Yalanla, iftirayla dolu bir hayat. Akılla ilgisi olmayan, deli saçması bir felsefenin yaşandığı, kabul ettirilmeye çalışıldığı, dayatıldığı bir hayat... Kağızman'daki sıcak temasın arkası önü kısaca bu... Bunu da aşacağız, aşıyoruz.

Hakkari'den Edirne'ye kadar Diyarbakır da, Batman da, Siirt de, Bitlis de, Erzurum da, Ardahan da, Doğubayazıt da benim insanım, benim Kürt kardeşim. Mertliğiyle, yiğitliğiyle, asaletiyle, töresiyle, misafirperverliğiyle, cömertliğiyle, inancıyla, ahlakıyla, yeniden kendine gelecektir. 'Beni birileri nasıl kullanıyor, niçin kullanıyor-' sorusunu artık sormaya başlamıştır. '30 senede, hayatın 40 bininin sona erdirildiği bir hadisenin sonucunda doğusu, güneydoğusu herhangi bölge ise 25 kuruş ne kazanmıştır-' sorusu sorulmalıdır. Artık benim Kürt kardeşim bunu soruyor.''

Kapanan kepenklerin, kapatılan iş yerlerinin zararlarının artık sorulduğunu ifade eden Şahin, ''Kullanılamayan yaylalarda üretilemeyen hayvanların değerinin hesabını sormak durumunda benim Kürt kardeşim. Kaybedilen canların, yaralanan ve hayatını özürlü bir vaziyette sürdürmek durumunda olanların hesabını sormak durumunda benim kardeşim. 'Ne, niçin, nasıl, neden, nereye, ne kadar-' sorularını artık benim Kürt kardeşim soruyor, soracak. Bu soruları hep beraber sorduracağız. Yakılan ormanların, katledilen hayvanların, koyunların sayılarını artık saymak ve değerlerini sormak durumunda'' dedi.

-''Akılla inşallah her şeyi birlikte çözeceğiz''-

İçişleri Bakanı Şahin, ''Gaziantep mutlu ve huzurlu yaşarken, Diyarbakır kavgalı ve gürültülü yaşamanın hesabını artık soruyor, soracak, soracağız. Erzurum huzuru ararken, eksiklerini telafi etmeyi düşünürken, bir başka yerde birilerinin sudan bahanelerle bu ülkede, kavga tiyatrosunu oluşturmasının hesabı sorulacaktır. Havaalanı yapılırken, suyu getirilmek üzere baraj yapılan Yüksekova'da hala birilerinin iğrenç direnişleri, insanları zorla, korkuyla sokağa dökmelerinin hesabı sorulacaktır ve sorulmaktadır'' diye konuştu.

Şahin, ''Kağızman'daki sıcak temas, bu büyük kaosun, büyük bölücü oyunun sadece küçük bir sahnesinden ibarettir. Arkasını önünü arayarak, akılla inşallah her şeyi birlikte çözeceğiz. Kürt kardeşimle Türk kardeşimle topyekun 75 milyon Türk milleti olarak her şeyi yeniden ele alacağız ve başaracağız inşallah'' dedi.