1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Sigorta Acenteleri Kars’ta
Sigorta Acenteleri Kars’ta

Sigorta Acenteleri Kars’ta

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOOB), Sigorta Acenteleri İcra Komitesi, Kars Sanayi ve Ticaret Odası’nın organizesiyle Kars’ta ilk kez toplandı.

A+A-

TOBB’un katkılarıyla Grand Ani Otel’de düzenlenen İcra Komitesi Toplantısına, Kars ile birlikte Doğu ve Güneydoğu illerinde bulunan sigorta acentelerinin temcileri ve ilgilileri ile Kars Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Fahri Ötegen katıldı.

Kars’ta ilk kez bir araya gelen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOOB), Sigorta Acenteleri İcra Komitesi toplantısı, Saik Yedek Üye Sigorta Acentecisi Yavuz Özçağın’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Toplantıda açılış konuşması yapan Saik Yedek Üye Sigorta Acentecisi Yavuz Özçağın, sigortacıların poliçe ve risk sattıklarında dikkat çekerek sigortacıların ne sattıklarını iyi bilmelerini söyledi.

BÖLGESEL ACENTE EĞİTİMİ OLMASI ZORUNLUDUR

Mesleklerini icra ettikleri sırada karşılaştıkları sorunları da dile getiren Özçağın: Ticaret Odası Başkanımız sigorta acentelere kapılarını açtı.  Burada sizlerin huzurunda acentelere çok teşekkür ediyorum. Ben icra kurulu yedek üyesi olduğum için Doğu ve Güneydoğu’daki özellikle acente arkadaşlarımıza gerek telefon gerek top vasıtasıyla kendilerine yazı yazdık. Bu tür toplantılara katılmaları için özellikle davet ettik. Bu meslekte tartışılacak tek yer icra kuruludur. Başka bir platform yoktur.  Hür düşüncelerinizi, isteklerinizi, önerilerinizi burada çekinmeden herkes dile getirebilir. Burada konuşup tartışacağız. Doğru yolu bulacağız. Hazineden yetki belgesi alan sigorta şirketleri neden Doğu ve Güney Doğu’da çekildiğini sordum. Özellikle şubelerin çoğalması büyük bir düzensizlik içerisinde. Bu da zaten görevleri arasındadır. İl bazında ne kadar şube açılabilir, ne kadar acente açılabilir, bunun önüne geçilebilir. Şirketlerin acente üzerindeki komisyon kesintileri. Doğu ve Güney Doğu dışında ben zannetmiyrum. Çoğu üye arkadaşlarımız batı acenteleridir. Yüzde 1 komisyon olan acenteler Doğu ve Güney Doğudadır. Komisyonumuz bu poliçeyi kestiği takdirde yüzde 1 ediyor.  Yani bu vergimizi de SSK primimizi de özellikle büromuzun masraflarını karşılayacak durumda değil. Diğer şekilde şirketlerde tekdüze sözleşmeler zaten bizi tamamen bitiriyor. Çünkü sözleşmelere boyun eğmek zorundayız.  Benim özellikle Saitlere bir talebim var. Eskiden acente eğitimini sigorta şirketleri yapıyordu. Fakat artık bu kalktı. Ben bunu TOBB’dan talep ediyorum. Özellikle bölgesel acente eğitimi olması zorunludur. Çünkü biz poliçe satıyoruz, biz risk satıyoruz. Ne sattığımızı bilmemiz lazım. Önce bizim bilmemiz lazım. Örneğin bir sigorta şirketi geçen hafta genel müdürlükte bölgede ki acentelerimize yazı gelmiş. Kaskomuz olmadığı için acenteleri kapatmak durumundayız. Bunlarda özellikle eksik sorunlarımız. Sorunlar çok. Doğu ve Güney Doğu’da ki acenteler de sorunlarımız çok. Hepimizin sorunları ortaktır. Ama bizde daha çok.” dedi.

DOYGUNLUK NOKTASI

Özçağın’ın konuşmasının ardından söz alan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç, genel değerlendirmede bulundu. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç, “Ben buraya öncelikli olarak problemleri dinlemeye geldim. Bizim sigortacılık sektörü son 20 yıldır hatta 30 yıldır istikrarlı bir şekilde büyüyor. Yani genel ekonomik büyümeden daha fazla büyüyor. Ama baz küçük olduğu için maalesef henüz istenilen noktaya gelemedik. Bu yakınlarda bir çalışma yaptım kendim. 0.5’ten başlamış bizim pirimin gayri safi yurt içi hâsılaya oranı. Bizimle aynı statüde ki ülkelerde 95 yılını kastediyorum. 95–2000.2005.2010 falan diye bir çalışma yaptım.  Mesela Almanya’da 95 yılında primin gayri safi yurt için hâsılaya oranı yüzde 6’ymış. Bugünlerde de yüzde 6. o şekilde devam ediyor. Demek ki doygunluk noktası aşağı yukarı böyle. Amerika’da yüzde 8, İngiltere’de yüzde 12. ama bu yüzde 12’nin 9’u, 8 buçuğu falan bizim hayat sigortasından yani yıllık gelir sigortasından gelir. Orada birikmiş fonlar var. İkinci elektrik olarak. Ama biz 95 yılında 0,5’ti. Şimdi 1.55’e geldik. Buna karşılık Meksika 1,2’den 3’e falan gelmiş. Baz daha yüksek.” diye konuştu.

TRAFİKTE SENELERCE İSTEĞİMİZ GİBİ KONTROL YAPILAMADI

Genç ayrıca, “Reel büyüme gerçekleştiriyoruz. Ama istediğim sıçramalara henüz gelebilmiş değiliz. Onun için bizim formüllerimiz var. Ama tabi her zaman o formülleri yapabilmek mümkün olmuyor. Mesela hep bize deniyor ki zorunlu sigortaları arttırın. Hâlbuki çok sayıda zorunlu sigorta var. Mesela trafikte senelerce isteğimiz gibi kontrol yapılamadı. Ben sigortacılık genel müdürlüğüne yeni geçtiğim sıralarda 97 yılında falan. Hep ne zaman toplantı olsa emniyetçilere derlerdi ki trafik polisleri daha çok kontrol etsin. Onlarda sürekli olarak bize derlerdi ki hazine bu sigorta şirketlerinin avukatlı mı? Onlara para kazandırmak için niye kontrol edeceğiz. Bu kısır döngü yıllarca devam etti. Sonrasında biz özellikle 2000’li yıllardan itibaren artı yöntem değiştirebildik. Neye döndük? Şuan da emniyette ki veri tabanıyla ruhsat veri tabanıyla bizim tramerde ki poliçelerin tabanı konuşuyor. Tarihte ilk defa 2011 yılında ben il bazında sigortasızlığı gönderdim. 81 ilin valisine gönderildi. İl bazında sigortasız araçlar. Trafik sigortasında çok fazla sorun kalmadı. Ama halen sizler acenteler olarak mesela Kars ilinde kimler sigortasız? Biz onlara bir pazarlama yapalım gibi bir yaklaşımımız olacak. Olur, ise bilin ki böyle bir şey tramerde var. Ve sizin hizmetinize de verilebilir. Birinci konu budur. Şuanda sigortasız araç olarak traktör kaldı, motosiklet kaldı. Otomobilde yüzde 95’lere kadar geliyor. Motosiklet ve traktörün dışında kalan araçlarda yüzde 92 sigortalılık oranı. Orada ki sorun çözülmüş gibi görünüyor. Her şeye rağmen halen birilerine bir şeyler satabilelim diye bu veri elimizde var.” şeklinde konuştu.

TEHLİKELİ MADDELERİ TAŞIYAN VE SATAN HERKES O TEHLİKELİ MADDELERİ ZORUNLULUK SİGORTASIN ALMAK ZORUNDADIR

Tarım sigortasına devlet desteği olduğunu da hatırlatan Genç daha sonra şunları söyledi:

“Bu destekle birlikte havuz kurdu. Sigorta şirketleri normalde dol teminatı vermiyor. Doluyu çok sınırlı veriyor. Yüzde yarımdır. Toplam arazinin yüzde yarımı sigortalıydı. Şuan da yüzde onlara geldi. Dolayısıyla orada da hızlı bir artış var. Ve devlet pirime yüzde 50 destek veriyor. Bazı hallerde yüzde 66’ya kadar çıkabiliyor bu destek. Buda bir imkândır. Zorunlu deprem sigortası getirildi. 2000 yılında faaliyete başladı. Ve zorunlu devrem sigortasında bir müddet objektifte gittikten sonra en son aslında biz 2008’de hazırlamıştık kanunu. 2012 yılında afet sigortaları kanunu çıktı. Ve su ve elektrik abonelerinde kontrol getirildi. Eskiden yalnızca tapuda kontrole geliyordu. İlave iki kontrol noktası getirildi. İlave kiki kontrol noktası bizim zorunlu deprem sigortalı ev sayısını 4 milyondan 6 buçuk milyona çıkartıldı.  Yani mevcut şeylerde sorunlu sigortanın var olması önemli değil. Kontrol edilmesi önem arz ediyor burada. Mesela şuanda en büyük sorunlardan birisi tehlikeli maddeleri taşıyan ve satan herkes o tehlikeli maddeleri zorunluluk sigortasın almak zorundadır. Marmara bölgesinde son 10 yılda yanan benzin istasyonlarının yüzde 4’ü sigortalı. Dolayısıyla orada bir sorun var. Kars’ta ki tüp gaz sorunluluk sigortası alıyor mu? Kars’ta ki benzin istasyonlarının sorunluluk sigortaları var mı? Çoğu zaman ruhsat alırken şart koşulduğu için alıyor poliçeyi belki bir hafta sonra, bir ay sonra iptal ediyor. Yeni çıkarttığımız yönetmelikte artık iptal edilemez hale getiriyoruz tehlikeli maddeler sorunluluk sigortasını. Ve kontrol yani ruhsat veren mercilerle elektronik kontrol imkânı getiriyoruz. Orada da varmak istediğimiz hedef aynı trafik sigortasında olduğu gibi çıtayı yükseltmek. 2010 yılında doktorlar için sorumluluk sigortası geldi. O tarihte 132 bin doktor vardı. En başında elektronik sisteme kurduk. Ve sağlık bakanlığında ki doktor veri tabanıyla sigorta bilgi merkezinde ki poliçe tabanı konuşuyor. İlk yılda baktığımızda 132 bin doktordan yalnızca 2–3 bin tanesinin sigortası yoktu. Yani 128 bine falan ulaşmıştı. Birinci yıl için çok büyük bir başarıdır. Zaten yönetici olan hekim doktorlar için mecburiyet yok. Yani doktorluk yapmıyor bakanlıkta müsteşar genel müdür falan ise onlarda mecburiyet yok. Dolayısıyla o 2–3 bin kişi de yönetici kesim olabilir. Orada da çok iyi bir nokta yakalandı. En son yabancılar için sağlık sigortası geldi. Bunu içişleri bakanlığı getirdi düzenlemeyle. Ama göç idaresi var içişleri bakanlığında. Onlar getirdi. Fakat sigortanın çerçevesi belirlenmediği için şikâyetler geliyordu. Biz onun çerçevesini belirledik. Ve o çerçeveyi belirledikten sonra şimdi oradan da ciddi bir pazar bekleniyor.”

YİNE HAYAT SİGORTACILIĞINA VE SAĞLIK SİGORTACILIĞINA BELGE AVANTAJLARINI DAHA DA GENİŞLETTİK

Bireysel emeklilik sisteminin 10. yılında vites değiştirdiğini belirten Genç, “2003’te başlamıştı. 2013’ye yeni bir uygulama başladı. 100 TL yatırana devlette 25 TL yatırıyor. Tabi onun hak ettiği şartlarda. Uzun vadeli tasarrufları arttırmak için devlet böyle bir uygulama getirdi. Buda tabi aynı şekilde bireysel emeklilikle ilgili sayıyı 2013’ün başında 3 milyon civarındaydı bez katılımcısı. Şimdi 4,7’ye geldi son rakamıyla. Yani beş milyona doğru koşuyor. Birikim de 30 milyarı geçti. Yine hayat sigortacılığına ve sağlık sigortacılığına belge avantajlarını daha da genişlettik. Onları teşvik ediyoruz. Bütün bunlar sigorta sektörünün büyümesi amacıyla alınmış tedbirlerdir. Yakın zamanda sizleri ilgilendiren konu olarak acenteleri işledik bu sene Nisan ayında. Bu acenteler yönetmeliği eskiye göre temel olarak ne getirdi? Nispeten de olsa sizinle haksız rekabet yapanlara mutlak bir eşitlik getirmiyor olsa bile teknik personel mecburiyeti herkese geçerlidir. Şimdi teknik personel tabanına yani nasıl bez aracısı bireysel emeklilikte satışlar en uçta ki adamsa teknik personel bütün satışlar bakımından en üstte ki adam. Yönetmelik bunu getirdi. Sizin çok şikâyet ettiğiniz bir konu vardı. Dernekler, vakıflar falan yapıyor diye. Bunlar artık kendi içlerinde bir iktisadi işletme kurarak yapamayacaklar. İlla ki çok istiyorlarsa ayrı bir ya limitet şirketi kuracak ya da anonim şirket kuracak. Bunu kurmazsa kendi bünyesinde bunu yapamayacak. Yönetmeliğin getirdiği temel yeniliklerden birisi de budur.” ifadelerini kullandı. 

ESKİDEN HÜKÜM YOKTU

Genç, konuşmasının devamında, “Bunun ötesinde yine sizin çok şikâyet ettiğiniz şubeleşmeyle ilgili bazı disiplinler ve kurallar getirdi. Eskiden hüküm yoktu. Genelgelerle vs. yapmıştık. Mutlaka şubede en az 1 teknik personel kalması lazımdı. O teknik personelin o il sınırları içerisinde ikamet etmesi ve bir yerde o şubenin mutlaka merkezde aranan fizik ki alt yapı şartlarına hâkim olması şeklinde belli ölçüde şubeyi daha da kurumsallaştırıyor. Şube dediğiniz şey tali acentelik organizasyonu değildir. Nasıl ki iş bankasının, ziraat bankasının şubesi var aynı onun gibi olacak. Yani Kars’ta ki ziraat bankası şubesi genel merkezin kendisidir. 1- şube merkezin mutlaka ya kendi mülkü olacak ya da o kiralayacak. 2- orada çalışan teknik personelde onun kadrosunda olacak. Küçük acenteleri toparlayarak çalışan yaparsınız. Ama tali acente şeklinde ve ya alt acente şeklinde yapı olmayacak. Yani eskiye oranla getirdiğimiz bu 4–5 tane şart var.” diye konuştu. 

TEK DÜZEN HESAP PLANI BİZE ÇOK MASRAF GETİRİR ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRMELER VAR

Genç konuşmasını şöyle tamamladı:

“Tek düzen hesaplar yani son zamanlarda aldığımız geri bildirimler çerçevesinde acenteler yönetmeliğinde bir değişiklik düşünmüyoruz. Mesela tek düzen hesap planı bize çok masraf getirir şeklinde değerlendirmeler var. Biz o konuyu da değerlendireceğiz. Değiştireceğiz şeklinde bir söz vermek istemiyorum. Tüzel kişi acentelerinde mutlaka bir teknik personel çalıştırılır maddesi de enteresan bir şekilde, biz ölüyoruz bitiyoruz şeklinde tepkiler aldık. Onları da açıkçası ben tam çözemedim. Yani bir şirket kurduğunuzda illaki bir çalışanınızın olması gerekiyor. Yoksa gerçek kişi olarak devam edersiniz. Buda bize gelen şikayetler arasında var. Bütün bunları değerlendireceğiz. Bizim maksadımız size fazla yük getirmek değil tam tersine sizin üzerinizdeki maliyetleri azaltma konusunda biz daha hassasız. Maliyetlerinizi nasıl azaltabiliyorsak, gelirlerinizi nasıl arttırabiliyorsak yapabileceğimiz bir şey varsa her zaman yaparız. Sigorta şirketlerinin kayıtlarında 18 bin acenta gözüküyor. Halbuki toplam levha kaydında 15 bin 400 gözüküyor. 4 bin tanesinde 0 üretim kalan 14 bininde de 4 bini 500 binin altında yemlik üretim yapıyor. Hesaba kitaba vurduğumuz zaman tek başına kendisini bile geçindirmesi zor görünüyor. Dolayısıyla biz kamu olarak devlet olarak sigorta sektörü istihdamı yoğun bir sektör, bankacılık sektörünün finans sektörü içerisindeki aktif büyüklüğü %80 sigorta sektörünün aktifliği %4. Bankacılık sektöründe 200 kişi çalışıyor. Sigorta sektöründe 100 bin kişi çalışıyor. Ya bankacılık sektörü teknolojiyle çalışıyor ya da sigorta sektörü çok verimsiz çalışıyor. Biz bu istihdamı nasıl koruyabiliriz? 1 milyonun altında üretim yapan acenta nasıl yaşamaya devam edecek. Geriye ne çare kalıyor? Ya bunlar birleşerek güç birliği yapacaklar ya da sigortacılık sektörü bir anda sıçrama yapacak müşterileri artacak. Başka kanallarda var. Şimdi direk kanallar, internet satışı gibi kanallarda açılacak. Bu konuları burada enine boyuna bilimsel yöntemlerle analiz edip bir sonuca varmak gerekiyor. Manzara bu şekilde. Bu sene yaptığımız düzenlemelerden bir tanesi acenteler yönetmeliği değişikliği diğeri de mesafeli satışla ilgili yönetmelik. Orada da telifsizlerle ilgili bazı hükümler var.”

BAŞTA KOBİ STATÜSÜNDE OLMAK LAZIM

Toplantıda daha sonrada TOBB Sigortacılık Müdürü Mevlüt Söylemez ve Saik Başkan Hüseyin Kasap söz alarak şu ifadeleri kullandılar:

“15 bin 459 tane acente var şuanda kayıtta. Ama 3904 tane refah kaydı silinen acente var. 20 bin civarında bugüne kadar refah kaydı yapılmış. Ama önümüzde ki dönemde bu sayıyı birazcık daha azalmış olacak. Niye? Biz bundan sonra 6 aydır hiç bir sigorta şirketi ile çalışmayanlarında kontrolünü yapacağız. Ve onların da refah kaydı silinecek bizde. Sigorta şirketi ile sözleşmesi hiç olmayan bir acente en fazla 6 ay durumumuzu idare edebilir. Oda burada ki sayıyı biraz azaltacaktır. İcra komitesi 17.12.2013 tarihinde seçildi. Ama 24.12.2013’ de ilk görevine başladı. 11 toplantı yapmıştık. 250 tanesini açılan disiplin soruşturması, 12 uyarı cezası, 5 kınama cezası,15 de meslekten men cezası verilmiş. Tabi 11 ayda çok toplantı yaptık. Her yıl veya iki yılda bir toptan düzenlenen bir ekonomik şura var. Bu ekonomik şura Sayın Babacan, Sayın Cevdet yılmaz ve Nihat Zeybekçi bu üç bakanın müsteşarlığın katılımıyla altmış tane sektörün başkanı katılıyor. Her sektör kendisi için en önemli 5 tane sorunu orada anlatıyor. Ama burada şimdi bir süre var. Ve bu sürede hem sorunları hem çözüm önerilerini anlatıyorsunuz. Bu kitapçık Sayın bakana veriliyor.  Ve hazine müsteşarlığı tarafından bu 60 sektörün sorunları, çözümleri devlet tarafından takip ediliyor. Bu sene bu toplantı 5 farklı şekilde yapıldı. Bende sigortacılık sektörü adına çıkıp bizim 5 sorunumuzu orada dile getirdim. 1- kredi sigortalarında tüketicinin seçme hakkının sınırlandırılması. Yani bankalara gittiğiniz zaman bankalar bize baskı yapıyor, zoraki poliçe yaptırıyor. İstatistik orada yapılmamasını savunan bir grup değil. Mutlaka olmalıdır. Ama bankaların bu daimi yaptığı poliçelerde nasıl kredi yapılandırılabiliyorsa ileriki zamanlarda vatandaş kredisini yapılandırıyor daha şartlarda? Bunu ilgili bankayla yaptığı gibi daha iyi şartlarda başka bir bankadan kredi bulundurmak onu kapatıp öteki tarafa geçirebiliyorsa poliçelerde de bu imkân olmalıdır. Yani tüketiciye cayma hakkını vermeliyiz. Ama ben kredi yapılansa bile bizim poliçeye dokunulmuyor. Çünkü poliçenin üstünde daimi mültecin var. Daimi mültecin poliçelere de kimse dokunmuyor.  2. konu acentelerin kamu destekli finansman programlarına dâhil edilmesi. Hepiniz KOBİ olmak istiyorsunuz. Eskiden KOBİ’lere kredi veriliyordu. Şimdi artık bu yok. Yani bir grup KOBİ olacak. KOBİ vites değiştirmiş, makas değiştirmiş. Farklı bir şekilde işliyor. KOBİ’ler ve KOSGEB ile artık projeler var. Siz bu projelerden birini seçiyorsunuz. Ve size orada ona uygun davranırsanız kredi veriyor. Ama bunun için de başta KOBİ statüsünde olmak lazım. Bizim en büyük sorunumuz bu. Bunun için bizi bakanlar kuruluna götürüp sigortacıların KOBİ olması lazım demesi lazım. Bakanlar kuruluda; evet sigortacılar KOBİ olsun deyip bizi aydınlatırlarsa biz öyle KOBİ oluyoruz. Ama bizde bunun üzerine KOBİ başkanıyla randevu aldığımızda gittik. Konuştuk. Orada projeler var. İş birliği, güç birliği diye bir proje var. Bu proje size uygun dediler. Bu projeyi alırsanız olabilir. Bizde bununla ilgili bir çalışma başlattık. Yani bu bir süreç. KOSGEP’de bu çalışma bittikten sonra sanayi bakanlığına gidilecek. Sanayi bakanlığı bunu uygun görürde bakanlar kuruluna götürürse, bakanlar kuruluna gidince de muhtemelen Sayın Babacan’a da soracaklardır. Siz buna destek veriyor musunuz diye. Oda herhalde kendi bürokratlarına soracaktır. Ahmet beyin de baştan beri istediği bir şeydi bu. Yani 5 ve daha fazla acente bir araya gelirse çok ciddi desteği var KOBİ’nin. Yani bizim baktığımız projelerden bir tanesi bu. Biz bununla ilgili de bir çalışma yapıyoruz.”

TOBB Sigortacılık Müdürü Mevlüt Söylemez ve Saik Başkan Hüseyin Kasap’ın da konuşmacı olarak katıldıkları toplantıda Sigortacılığın genel sorunları masaya yatırıldı. Toplantıda konuşmaların ardından soru cevap bölümünde katılımcıların dile getirdiği sorunlar da tartışılarak çözüm önerileri ortaya konuldu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.