TEMA Kars Vakfından, “Toprağı koru, iklimi koru” çağrısı
TEMA Vakfı, 12-18 Kasım tarihlerini kapsayan Erozyonla Mücadele Haftası’nda yurt genelinde olduğu gibi Kars’ta da toprak ve iklim ilişkisine dikkat çekti.
Volkan KARABAĞ
TEMA Vakfı Kars İl Temsilciği, hafta dolayısıyla “Toprağı koru, iklimi koru” sloganıyla yürüyüş ve etkinlikler düzenledi. TEMA Vakfı Kars İl Temsilcisi Mehmet Ali Kırpık, koordinasyonunda düzenlenen anlamlı etkinlikte, ilk ve orta öğretim öğrencileri ellerinde taşıdıkları döviz ve pankartlarla Öğretmenevinden yürüyerek Faikbey Caddesinin üzerinde bulunan Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı yanındaki parkta bir araya geldi. Burada basın açıklamasında bulunan TEMA Vakfı üyeleri vatandaşlara broşürler dağıttılar.
Yapılan basın açıklamasında bu yıl Erozyonla Mücadele Haftası'nda toprak ve iklim konusuna vurgu yapıldı. Yapılan açıklamada: “Toprak ve iklimin birbiriyle yakından ilişkili olduğuna değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “İklim değişikliği bugün ve yarınımızı tehdit eden en önemli sorunlardan biri olarak görülüyor. İklim değişikliğine özellikle fosil yakıt kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazları (karbondioksit vb.) neden oluyor. Sera gazları küresel ortalama sıcaklıkları artırıyor. Sanayi devrimini takiben dünyadaki ortalama sıcaklık 1 derece arttı. Bu artışın 1,5 derecede sınırlı tutulması iklim değişikliğinin etkilerinin daha da şiddetlenmemesi için ciddi önem taşıyor. Küresel sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2010 yılı seviyesine göre %45 azaltmamız ve 2050 yılına kadar net sıfırlamamız gerekiyor. Bunu başarmak için öncelikle toprak olmak üzere tüm karbon yutaklarını korumak büyük öneme sahiptir. Bu nedenle ülke genelinde düzenlediğimiz toprak yürüyüşleri, tanıtım ve bilgilendirme stantları ve eğitim etkinlikleri ile ‘toprağı korumak, iklimi korumaktır’ diyerek, toprak ve iklim değişikliği arasındaki karşılıklı ilişkiye dikkat çekiyoruz” dedi.
Türkiye topraklarının yüzde 86’sında erozyon görülüyor
Gıdamızın yüzde 95’i doğrudan veya dolaylı olarak toprakta yetişiyor. Ancak yaşamsal önemi olmasına rağmen topraklar yeterince korunmuyor. Türkiye’de ve dünyada ciddi oranda toprak bozulumu görülüyor. Dünyada ekilebilir arazilerin yüzde 33’ü toprak bozulumuna uğramış halde bulunuyor. Erozyon ile öncelikle toprakların karbon içeriği en yüksek olan üst kısmı yok oluyor. Türkiye’de erozyon hala en büyük toprak bozulumu nedenlerinin başında geliyor. Topraklarımızın yüzde 86’sında erozyon görülüyor. Bununla birlikte Türkiye’de yürütülen başarılı erozyon kontrolü ve ağaçlandırma çalışmaları ile taşınan ve erozyonla kaybedilen toprak miktarı yıllar içerisinde azalıyor. Ancak hala yılda 642 milyon ton toprak erozyonla taşınıyor. Bu toprağın 154 milyon tonu ise deniz, dere ve göllere taşınarak kaybediliyor. Türkiye’de erozyonla taşınan toprağın yaklaşık %1’i ormanlardan, %56’sı mera alanlarından, %39’u tarım alanlarından ve %4’ü diğer alanlardan geliyor. Bu açıdan bakıldığında ormanların erozyonu önlemede önemli bir rolü bulunuyor. Dolayısıyla orman varlığının korunması ve artırılmasının önemi bir kez daha öne çıkıyor. Bununla birlikte tarım ve mera alanlarında erozyonu azaltacak önlemlerin de alınmasının gerekliliği görülüyor. Toprak verimliliğini azaltan erozyon aynı zamanda bugün ve gelecek kuşakların gıda güvenliği açısından büyük risk oluşturuyor. Oysa sürdürülebilir toprak yönetimiyle yüzde 58 daha fazla gıda üretilebileceği bildiriliyor. Bu konuda herkesin üzerine ciddi sorumluluklar düşüyor. Devletlerin ve karar alıcıların ise sürdürülebilir toprak yönetimi konusunda daha somut adımlar atmaları gerekiyor." şekilde açıklamada bulundular.
Etkinliğe katılamayan TEMA Vakfı Kars İl Temsilcisi İrem Betül Aydın da gazetemize bir açıklama yaparak, "Yenilenebilir enerji kullanmalı, yerel ve ulusal yönetimlerin yenilenebilir enerjiye öncelik vermesi için talepte bulunmalıyız. Toplu taşıma ve bisiklet kullanmalı, kısa mesafeleri yürümeli, kaldırımların ve bisiklet yollarının iyileştirilmesi için talepte bulunmalı, daha az uçak kullanmalı ve demiryolu ulaşımı yatırımlarının artırılması için talepte bulunmalıyız. Enerji verimliliği yüksek elektrikli eşyalar kullanmalıyız. Yerelde üretilmiş gıda ürünlerini tercih etmeliyiz. Çöpümüzü azaltmalı, ambalajlı ürün satın almamalı ve her şeyi yerel yönetimlerden beklemeyip geri dönüşüme evde başlamalıyız. İklim değişikliği konusunda bilgilenmeli ve harekete geçmeliyiz." dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.