Alibeyoğlu, “Türkiye’de 2002 yılına kadar illerde Cari fiyatlara ve satın alma paritesine göre kişi başına düşen GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) eski adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından hesaplanarak açıklanıyordu. Bu veriler, illerin gelişmişlik sıralamasını ortaya koyuyor, önceki yıllara göre ilin gelişip gelişmediğini açıklıyor ve aynı düzeydeki illerle karşılaştırılmasına olanak sağlıyordu. İllerin saptanan gelişme stratejileri yine bu verilere göre belirleniyor, teşvik düzenlemeleri bu veriler üzerinden gerçekleşiyordu. Bu veriler bir anlamda ekonomik açıdan illerin karnesi gibiydi. Ancak 2002 yılından sonra artık illerde kişi başına düşen GSYİH verileri yayımlanmamaya başlandı” dedi. 

“Ama iller açısından yaşamsal öneme sahip pek çok düzenleme yine 9 yıl önceki verilere dayanarak yapılmakta.” diyen Alibeyoğlu, “Hiç kuşkusuz bu veriler günümüzde illerin performansını yansıtmaktan uzak olduğu için çıkarılan düzenlemelerde sorunun çözümüne yönelik gerçekçi bir yaklaşım içermemektedir. Sözgelimi 2001 yılında kişi başına düşen Gayri Safi Yurt İçi Hasılası 1500 doların altında olan kimi iller bugün bu gelirin oldukça üzerine çıkmış olmalarına rağmen yapılan düzenlemelerde halen 1500 doların altında olan illerle beraber aynı kategoride değerlendirilip aynı olanaklardan yararlanıyor. Nitekim 16 Temmuz 2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2009/15199 sayılı son teşvik kararnamesi de yine dokuz yıl önce yayımlanmış bu verilere dayanılarak hazırlanmıştır.Sayın Başbakan 4 Haziran 2009 tarihinde Teşvik Yasasına ilişkin Adalet ve Kalkınma Partisi Grup toplantısında açıklamalarda bulunurken bir anlamda Türkiye İstatistik Kurumunu bu noktada uyarıyor,yaptıkları düzenlemenin gerçekçi olmadığını itiraf etmek zorunda kalarak şunları söylüyordu: “Bölgesel teşvik noktasında tüm Türkiye’yi kapsam içine aldık.Biliyorsunuz bundan önce 49 vilayetimizi kapsayan bir teşvikimiz vardı.Şimdi ise 81 vilayeti kapsayan bu bölgesel teşviki ele aldık ve onunla hareket ediyoruz. “Gelişmişlik sırasına göre, bu 2002’nin TUİK rakamlarıdır,sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi,tabi burada 2002’den bu yana bir güncellemenin yapılmaması gerçekten bizim için üzücüdür. Güncellemenin yapılması bizi çok daha rahat hareket etmeye sevk edebilirdi.Şimdi kendilerine biz süre verdik…” diyor ve TUİK’in verileri güncellemesini isteyerek uyarıyordu.” şeklinde konuştu. 

Alibeyoğlu şöyle konuştu: “Ne var ki, 2011 yılında olmamıza rağmen TUİK bu uyarıyı dikkate almamış, bu veriler halen yayınlanmamıştır. İllerin gerçek ekonomik gücünün bilinmesi ve buna göre düzenlemelerin yapılabilmesi için bir an önce TUİK illerde kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi verilerini açıklamalıdır. Açıklanan bu verilere göre bölgesel teşvikler düzenlenmeli,eskiden olduğu gibi en düşük gelire sahip 15-20 İle gerçekçi mahiyette sektörel teşvikler verilmelidir. 2009 yılında çıkarılan Teşvik Kararnamesi ile Doğu ve Güney Doğu Anadolu’ya teşvik alıp yatırım yapan işletme sayısı yok denecek kadar azdır.Geçtiğimiz aylarda başlayan et fiyatlarındaki tırmanma Kars’ta ,Ardahan’da ve Erzurum’da, hızla hayvan varlığının erimesine yol açmıştır.Orta vadede bu bölgenin hayvan varlığını eski düzeylerine çıkarmak için sözü edilen illere acilen sektörel teşvik uygulaması getirilmelidir.”