''Türk dünyası ile ilişkiler daha da gelişecek''
İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı, gazeteci-yazar Seyfullah Türksoy, ''Türk Dünyası'nın öneminin her geçen gün artıyor.
Önümüzdeki süreçte bu önem daha da artacak. Türkiye ile Türk Dünyası arasında her alanda çok güçlü işbirlikleri olacak'' dedi.
Uzun yıllardan bu yana Türk dünyası eksenli çalışmalarıyla tanınan İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı, gazeteci-yazar Seyfullah Türksoy, Türk Dünyasının öneminin her geçen gün arttığına işaret ederek, ''Önümüzdeki süreçte bu önem daha da artacak. Türkiye ile Türk Dünyası arasında her alanda çok güçlü işbirlikleri olacak. Dilde, fikirde, işte birlik ideali kapsamında çok önemli gelişmeler yaşanacak. Türkiye olarak stratejilerimizi bu gerçeğe göre yapmak zorundayız'' dedi. Türksoy, Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki ilişkileri değerlendirdi.
Özbekistan'la uzun yıllardan beri devam eden soğukluğun sona ermesinin önemine işaret eden Türksoy, ''Son yılların en sevindirici gelişmesi Türkiye ile Özbekistan arasındaki siyasi ilişkilerin yeniden başlamasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan ziyareti bu bakımdan tarihi bir milattır. İki kardeş ülkenin liderleri, birlik beraberlik adına çok önemli mesajlar vermişlerdir. Çeşitli sektörlerde 25 ayrı anlaşmanın yapılması ve 5 milyar dolarlık bir ticaret hedefinin öngörülmesi çok sevindirici ve ümit vericidir'' şeklinde konuştu.
Sovyetler Birliği'nin dağıldığı ve Türk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlıklarını ilan ettikleri 1991 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin çok hazırlıksız olduğuna işaret eden Seyfullah Türksoy sözlerini şöyle sürdürdü: ''Eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak geçmişte Başbuğ Atatürk'ün ve Başbuğ Türkeş'in öngörülerini ve tavsiyelerini dikkate almış olsaydık, Türk Dünyası gerçeğine daha hazırlıklı olurduk. Bugün çok daha farklı bir manzara ortaya çıkmış olurdu. Enerji, ekonomi, eğitim, kültür, akademi, medya ve diğer sahalarda çok daha şuurlu ve stratejik hazırlıklar yapılabilirdi. Bunlar yapılmadığı için maalesef pek çok alanda istenen gelişmeler sağlanamamıştır. Fakat son yıllarda sevindirici gelişmeler yaşanmaktadır. Başta TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü, Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Türksoy, Türk Konseyi, Türk Dünyası Parlamenterler Asamblesi gibi resmi kuruluşlar çok önemli çalışmalar yapmaktadırlar. Türk Dünyası'nın dilde, fikirde, işte birlik ideali asrımızın en önemli gerçeğidir. Türkiye Cumhuriyeti bunun önemini fark etmiştir. Gelecekte bu önem daha artacak ve her alanda işbirliklerimiz gelişecektir''.
''Türkiye ile Azerbaycan arasında finansal boyutu 40 milyar doları bulan devasa projelerin gerçekleşti''
Bakü-Tiflis-Ceyhan, Tanap ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu başta olmak üzere Türkiye ile Azerbaycan arasında finansal boyutu 40 milyar doları bulan devasa projelerin gerçekleştiğine işaret eden Türksoy, ''Aynı şekilde Orta Asya'nın yıldız ülkesi Kazakistan'la da çok önemli stratejik ortaklıklarımız söz konusu. Orta Asya'nın en önemli ülkelerinden Özbekistan'la 25 yıl aradan sonra kurulan müsbet ilişkiler ve 25 ayı sektörde yapılan anlaşmalar da ortak geleceğimiz adına sevindiricidir. Türk Cumhuriyetleri'nde yaşayan halklar Türk atanın balalarıdır ve kardeştir. Bu kardeşliği her alanda gerçekleştirmek herkesin yararınadır. Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleri; kardeşliğimizin yanı sıra, petrol, gaz, uranyum, altın gibi yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip ülkelerdir. Türkiye'nin öncülüğünde Türk Cumhuriyetleriyle gelişen müsbet ekonomik ve kültürel ilişkiler, Balkanlar'dan Rusya Federasyonuna, Ortadoğu'dan Çin Halk Cumhuriyetine kadar dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan ve kimliklerini yaşatma mücadelesi veren kardeş toplulukları da çok olumlu etkileyecektir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk Dünyasıyla ilgili 25 yıllık, 50 yıllık ve 100 yıllık yeni stratejiler ve hedefler belirlemesi; bu hedefleri gerçekleştirecek idari ve bürokratik kadroları şimdiden oluşturması elzemdir'' diye konuştu.
İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin yanı sıra Dünya Karapapak Türkleri Birliği Genel Başkanlığı görevini de sürdüren Seyfullah Türksoy, 24 Haziran seçimlerinde AK Parti'den İstanbul 3'üncü bölge milletvekili aday adaylığı için başvurduğunu ve şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki kardeşlik bağlarını yeni proje ve stratejilerle güçlendirmeyi hedeflediğini belirterek, ''30 yılı aşkın bir süredir Balkanlar'dan Kafkaslara, Ortadoğu'dan Orta Asya'ya ve Sibirya'ya kadar Türk milletinin farklı boylarının yaşadığı tüm coğrafyaları dolaştım. Türksoy'la İpekyolu başta olmak üzere yaptığım binlerce belgesel ve haber programıyla, düzenlediğimiz kurultay, çalıştay ve sempozyumlarla, çıkardığımız dergilerle Türk Dünyası gerçeğini hafızlara kazımaya çalıştım. İnşallah bundan sonra da Türk Dünyası'nın Gönül Elçisi misyonunu layıkıyla sürdürmeye çalışacağım'' açıklamalarında bulundu.
''Türkiye'nin öncülüğünde büyük Türk Birliği'nin er veya geç kurulacağına inanıyorum''
Dünya Karapapak Türkleri Birliği olarak, şimdiye kadar Türkiye'nin pek çok şehrinde, Türkiye'den ve Türk yurtlarından onbinlerce kişinin katıldığı dev kurultaylar düzenleyerek ülkemizin ve milletimizin birlik- beraberliği konusunda dünyaya anlamlı mesajlar verdiklerini belirten Türksoy sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Türkiye'nin öncülüğünde büyük Türk Birliği'nin er veya geç kurulacağına inanıyorum. O bakımdan önümüzdeki süreçte Türk Dünyası'ndan sorumlu bir bakanlığın veya müsteşarlığın mutlaka kurulması gerektiğini ifade ediyoruz. Dünyanın en önemli enerji, maden ve tarım kaynakları ile beraber genç ve dinamik bir nüfus Türk Cumhuriyetleri'nde bulunmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de en büyük hayali olan Türk Birliği'nin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetli liderliği ile mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum. Ekonomi, eğitim, yayıncılık, kültür ve sanat bu birliğin temelini teşkil edecektir. Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan Cumhuriyetleri'nin devlet başkanlarıyla ve Avrasya coğrafyasındaki diğer liderlerle kurmuş olduğu sağlam dostluk ve kardeşlik ilişkileri gelecek adına ümit vericidir. Mazlum milletlerin ümit kapısı olan güçlü Türkiye; Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi; Alevi ve Sünnisiyle, tüm etnik unsurlarıyla bir bütündür. Farklılıklar zenginliğimiz ve gücümüzdür. Tıpkı ecdadımız gibi bizler de ırk, din, dil ayırımı yapmadan bu milletin tüm unsurlarını kucaklayarak güçlü Türkiye'nin ve büyük Türk Dünyası'nın inşası için var gücümüzle çalışacağız''.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.