Türkiye Şehitlerine Yürüdü
Sarıkamış Allah-u Ekber Dağları'nda, Sarıkamış Harekât'ında şehit düşen 90 bin asker için anma töreni düzenlendi.
96 yıl önce çok kötü şartlarda feci şekilde hayatını kaybeden 90 bin şehidimiz 96. kez anıldı.
Sarıkamış Harekatı'nın 96. yılı anma törenleri kapsamında düzenlenen "Türkiye Sarıkamış Şehitlerine Yürüyor" yürüyüşü tamamlandı.
Kars'ın Sarıkamış ilçesine bağlı Şehitler Mahallesi'ndeki Yukarısarıkamış Şehitliği'nde düzenlenen törene Kars Valisi Ahmet Kara, AK Parti Milletvekilleri Zeki Karabayır, Mahmut Esat Güven, Sarıkamış Belediye Başkanı İlhan Özbilen, öğrenciler, askerler ve yaklaşık 6 bin vatandaş katıldı.
Türk Kızılayı tarafından hazırlanan çadırda törene katılanlara sıcak yemek ikram edildi.
Davutoğlu, Sarıkamış Şehitliği'nde Konuştu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sarıkamış Şehitleri'nin bedenlerinde can dizlerinde derman olduğu müddetçe yürüdüklerini kaydederek, kendilerinin de dünyanın her köşesinde bedenlerinde can, dizlerinde derman olduğu müddetçe Türk bayrağını daha yükseklerde dalgalandıracaklarını söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve 3. Büyükelçiler Konferansı için Türkiye'de bulunan büyükelçiler, Sarıkamış Şehitliği'nde düzenlenen törene katıldı.
Törende ilk olarak Davutoğlu, bakanlık adına şehitliğe çelenk koydu. Şehitler anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kars Valisi Ahmet Kara bir konuşma yaptı.
Vali Kara, Sarıkamış'ın donan gözyaşının adı olduğunu söyledi.
Vali Kara, "Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu vatanın bize intikalini sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm ecdadımızı minnetle anıyorum. Sarıkamış soğuğun adıdır. Sarıkamış acı ve ızdırabın adıdır. Donan gözyaşının adıdır. Fakat aynı zamanda sabrın, tahammülün, mücadele azminin ve vatan sevgisinin her şeyin üzerinde olduğunun adıdır. Sarıkamış şehitliğin adı ve diyarıdır. Neredeyse şehitlik ve Sarıkamış birbiriyle özdeşleşmiştir. Ha Sarıkamış ha şehit. Sarıkamış'ta törensiz ve kefensiz ölündü." dedi.
Vali Kara şöyle konuştu: "Sen ey karlara bıraktığım şehidim. Ey bir Sarıkamış uğruna yitirdiğim fidanım. Allah-u Ekber içinde candan geçen ilk şehidim ve son şehidim. Ay ışınırken gecelerde üzerine bir nur iner ve beyaz güllerden bir çelenk konur başına her gece, her şafakta, her karda ve her ayazda. Ey adına yüzlerce film, onlarca roman, binlerce hikayenin adanması seza şehidim. Artık seni ananlar, seni sevdikleri için anıyorlar. Artık seni andıkları için seviyorlar. Sen ki Allah ve vatan için ölmenin adısın, nasıl sevilmezsin. Sen ki karların ve rüzgarların yutmak için genişleyip uzadığı, serinleyip uzadığı, tutup bırakmadığı emanetimsin. Sen ki yer yer bağımsızlığını kaybetmeye ramak kalmış milletimin son çocuğuydun. Eğer yapmaya niyet ettiğini yapmasaydın, analar, eşler, gelinler ve kızlar bir ülke namusunun, bir şehit haysiyetinin, bir millet onurunun ayaklar altına alındığını görebilirlerdi. Sen ey şehit, seninle gökler mavi nurlardan bir sevgilinin yüzüne döner. Seninle semada rüyalar sevgilinin üzerine görülür. Senin sayende ülkemin yedisinden yetmişine herkes acıların ölmesinden sonra umutlarını yeşertir. Kaypak zamanların ve dönek tarihlerin içinde birikmiş kanlarınla bayrağıma damla damla renk verensin sen çünkü. Çünkü sen bir zamanlar bozkır taşlı bir civan, mavi cepkenli bir yiğidiydin. Şafak şafak donan kanına kalemimi batırıp romanıma kahraman yapasım gelir. Bu yüzden seni, seni şairlerin dilinden dinlemek için şiire caide veresim gelir. Sen ey şehit ağlamakta bir anlatıdır diye, şimdi yalnızca ağlıyorum. Ardından üzüntüden değil, hüzünden gözyaşlarım. Çünkü yıldızlar hep başka bir kıyıda doğmak için batarlar ve şehitler nur içinde yatarlar. Bu sözler bir yazarın içten bir makalesinden alınmıştır. Nur içinde yatınız. Ben bu sözlerin üstüne başka bir söz söylemeden, büyük şairin ne bir söz, ne bir kelam, esselam, esselam sözleriyle tamamlamak istiyorum.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.