
Yel devirsin sebeplerin kökünü
Murat Şanlı’nın kaleminden...
Merhaba Dostlar….
Biliyorum belki birçoğunuz bu yazının tek satırını dahi okumayacak. Beni tanıyan birkaç dost gönlümü hoş tutmak adına sadece beğenip geçecek.
- İçinizden şu geçecek.
- Amma uzun yazmış, bu kadar yazıda okunmaz ki kardeşim.
Facebookta beğeniden ibaret olacak yazdıklarım.
- Önemsemeyeceksiniz.
- Es geçeceksiniz.
Oysaki sadece beş dakikanızı ayırıp yazıyı okusanız eminim sizde kendinizi bulacaksınız bu satırlarda. Ama haklısınız. Benim için önemli olan değerlerin başkaları içinde aynı öneme sahip olmasını beklemek hayalcilik olur. Toplumun değer yargıları, beklentileri farklı, farklı. Bu yüzden kimseye gücenecek değilim. Ama şunu bilmenizi isterim ki insan yüreğinde birikenleri kâğıda dökmeli. Yoksa iç dünyasında kopan fırtınaların esiri olur ve sürüklediği menzilde yönünü şaşırır.
Çok düşündüm aslında yazıp, yazmamayı ama sonunda yazmaya karar verdim kaybettiklerimden yanında yazacaklarım bana daha fazla ne kaybettirebilirdi ki. Sonuçta ömrünün en güzel yıllarını feda ettiği bu şehirden alacaklı olan bendim. O zaman benimde iki kelam etme hakkım olmalıydı bu şehre ve bu şehrin güzel insanlarına.
Nereden başlamalı bilmem ama sanırım bu şehre geldiğim günden başlamalı yazmaya.
Bu şehre geleli bu gün tam 19 yıl olmuş. Gelen her memurun geldiği gün kaçmanın yollarını aradığı bu şehirde geçen 19 koca yıl.
-Dile kolay dolu, dolu 19 yıl.
- Bir ömür.
Bu şehre geldiğim ilk günü hatırlıyorum da bir kaç otel dışında kalacak eli ayağı düzgün bir mekân dahi yoktu. Gecenin ayazından korunmak için sığındığım Çobanoğlu kıraathanesinin muhabbet kokan ezgi dolu ortamı şimdilerde nostaljiden ibaret sadece. Hatırlıyorum da ilk görev yerim olan Susuzun Ortalar köyünde lojman bulamamış, köylü kardeşlerimin gösterdiği bir köy evine yerleşmiş onların sıcak ilgiyi sayesinde hiç zorluk çekmemiştim. Bu gün muhabbet kokan ortamı, misafir perverliği, görmek mümkünmü? Vefayı bilen insan Şah İsmail amcayı, Eşref ağabeyi’yi unutur mu?
Lokmasını benimle paylaşan Anadolu’nun böylesi sıcak insanlarını bir kalemde silip atmak yaşanmış onca güzel anıyı unutmak kolaymı. Mayasında bozukluk olmayan hiçbir insan karşılıksız yapılan böylesi iyilikleri, içten ve samimi dostlukları unutamaz. Biz böyle yetiştirildik, böyle gördük. Yıllar su misali akarken devlet memuru olmam münasebetiyle ortalar köyündeki hizmetimi tamamlayıp zaman içerisinde Karsa hicret ettik. Haliyle burada da yeni, yeni insanlar tanıyıp güzel dostluklar kurduk. İnsanın dostları ve dostlukları unutması kolaymı? Elbette değil. Bunlar güzel anılar olarak belleğimde hiç silinmemek üzere yerini alacak.
-E… zaman hepimizi pişiriyor.
- Doğrularımız da oluyor, yanlışlarımızda.
-Ama terazin kefesine koyunca her ikisini doğrularım ağır basması ne büyük kazanım.
Bir konuda vicdanen müsterihim. Dosttum dediğin gönül bağımda yer eden insanlara hiç zaman yanlışım olmadı. Dost diye sırtımı yasladığım hiçbir beşere yanlış yapmadım,sırtından vurmadım. İnandığım doğrulardan taviz vermedim. Her insan gibi benim de bir dünya görüşüm vardı bu görüş çerçevesinde doğrularımın her platformda savunucusu oldum.
Kendi doğrularımı savunurken başka insanların doğrularına da saygı gösterdim. Doğrularım menfaat odaklı olmadı. Elime birçok fırsat geçti makam mevki hırsı uğruna nefsime yenik düşüp kişiliğimi satmadım.
Ancak şunu ifade etmeliyim ki inandığım doğrularımın diyetini çok ağır ödedim.
-Üzerime geldiler yılmadım.
-İftira ettiler boşa çıkarttım.
-Ekmeğimle oynadılar mücadele ettim.
Nefes aldıkça güzel şeyler yapmanın mücadelesini verdim yıllarca. Yeri geldi Sendika yöneticiliği de yaptım, yeri geldi dernek başkanlığı. Ama her zaman doğrudan yana oldum. Yanlış insanların safında olmadım. Yaşadığım süre zarfında bu şehre ve bu şehrin insanına faydalı olmaya çalıştım.
Unuttuğum bir şey vardı ama ‘’ Bu memleket için bir çivi dahi çakamayanların doğrudan yana olan insanlara ayak bağı olacağı’’ gerçi onlara da alıştım. Hatırladıkça gülüp geçiyorum artık. ‘’ Sen Doğru Ol Allah Seninledir ‘’ sözü her zaman ışık tuttu yaşantıma. zaman haklılığımı tasdik etti hamdolsun. Zulümden medet umanlar şöyle veya böyle yaptıklarının karşılığını gördü. Zaman içerisinde silinip gittiler. Birçoğunun ismini duyanlar dahi nefretle anarken çok şükür dimdik ayaktayım. Cenabı hakta biliyor ki bana yapılanların hiç birini hak etmedim. Şunu bilmenizi isterim ki ne benim, nede çocuklarımın kursağından haram lokma geçmedi. Hakkım olmayan tevessül etmedim, el uzatmadım. Her zaman kanaat edip hakkım olana razı oldum.
-Şimdi soracaksınız kardeşim madem bu kadar sıkıntı çektin neden hala buradasın?
Anlatayım dostlar İnananlar doğrularıyla hükmeder yaşantısına. Bu Karsta da aynıdır, Ankara dada, İzmir dede başka bir şehirde de. Ben doğrularım doğrultusunda yaşadığım sürece gittiğim her şehirde bu ve benzeri davranışlarla karşı karşıya kalacağım inancında olduğum için mücadele yolunu seçtim. Sıkıntılara göğüs germemin tek sebebi inandığım doğrular için yanlışlıklarla savaşmaktı.
-Zaman geldi kendi doğrularımla yüzleştim.
-İnandığım doğruların bana kaybettirdiklerini düşündüğüm.
- En zayıf anımda dahi acaba demedim.
Zira başkalarına göre yanlış olan benim için doğruydu çünkü. Yılların birikmişliklerine rağmen of demedim. Rüzgârını yönü değiştiğinde savrulan yaprak olmadım.
- El ovuşturmadım.
- Medet ummadım.
İnsan doğrusu için kaybetmeyi de göze almalı;
Velhasıl-ı kelam bazen kaybetsen de doğruların için mücadele etmeli, asla yılgınlığa düşmemelisin. Ben doğrularımla ve dostlarımla vardım. Çocuklarıma örnek gösterdiğim benim için çok değerli olan, dostlarımla. Yeri geldiğinde hiç düşünmeden her türlü zorluğu göze aldığım, göğsümü siper ettiğim, türlü sıkıntılara katlandığım dostlarımla.
Lakin insanız, beşeriz bizlerde bazen şaşarız. İnsan dost bildiklerinden darbe yediğinde anlıyor dostluk denen kavramların manasını yitirdiğini. Yaşarken dost bildiklerimin darbeleriyle de yüzleştim. Dost diye canımı esirgemediğim bir takım insanların şahsi Menfaatleri uğruna yıllarca beni kullandığını çok geç fark ettim. Bana yapılan haksızlığa rağmen dert yanmadım.
- Sustum,
- Kimseye söylemedim duygularımı.
-Hep İçime attım.
Çünkü doğru bildiğimin dostlarımın yanlışı varsa bu yanlışta mutlaka benimde payım vardır dedim katlandım.
-Yücelttiğim insanlar menfaatlerinin esir düşüp bel altı vurur oldu.
- Suskunluğumu acziyet sananlar oldu.
-Kırgınlıklarımdan faydalanıp yanlarına çekmek isteyenler oldu.
Kısacası doğrularımı bir kalemde silmemi, yeni doğrular keşfetmemi isteyenler çoğaldı etrafımda. Ama dedim ya insanın tek doğrusu olmalı bu hayatta. İnandığı doğrular yüzünden dostları tarafından incitilseler de doğrusunda asla vazgeçmemeli.
Unutulmamalı ki zaman doğruyu haklı çıkaracaktır. Bu gün kazandığını zannedenler ileride vicdanlarıyla yüzleşince yaptıkları bu davranıştan ötürü eminim pişman olacaklar, telafi etmek için imkânlar arayacaktır. Ama gönül incinmeye görsün bir defa incindin mi eskisi gibi olmuyor hiçbir şey. Şahsıma yapılanların dünyevi boyutu bir yana bırakıp uhrevi boyutundan ele alırsak Kul hakkı kolay affedilecek bir husus değildir.
-Şimdi gidiyorum bu şehirden.
-İnandığım doğruların bana ihanet etmeyeceği yeni yerler bulma umuduyla gidiyorum.
-Yorgun gönlüme yenik düşüp bu şehri terk ediyorum.
- Dost dediklerimden yediğim her darbede daha da katlanılmaz oluyor bu şehir.
Ben bu şehre geldiği gün kaçmanın yollarını aramadığım için başım dik onurluca gidiyorum. Bu şehre faydası olmayan yanlış insanların akla ziyan davranışlarına rağmen güzel hatıralarla gidiyorum. Beni bağrına basan beni ben yapan değerleri öğreten beni hamken pişiren kalan birkaç dosttun güzel anılarıyla gidiyorum.
Giderken bu mümtaz şehirden kulaklarımı Âşık Reyhanînin şu nameleri çınlatacak.
Yel devirsin sebeplerin kökünü
Sırtıma verdiler sitem yükünü
Kırk senedir beklediğim ekini
Harmana dökmeden yaktım gidirem
Ayrılık vakti dostlar. Bilmenizi isterim ki bu şehirden giderken Yanımda hiçbir şey götürmeyeceğim İki şey gelecek benimle beraber.
- İnandığım doğrular
- Uğradığım ihanetler..
Ne diyordu Şems ‘’ Olduğu kadar ,olmadığı KADER’’
Sevgiyle kalın….
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.