Susuz’da okul açılışında bulunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, burada Hollanda hükümetinin aldığı kararla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundular.

“Öncelikle bu Avrupa’nın bir araya gelmesinde temel değerler vardır. Bu temel değerler demokrasidir, haktır, hukuktur. Özgürlüktür, düşünce hürriyetidir. İfade hürriyetidir” diyen Bakan Yılmaz, “Dolayısıyla şimdi Dışişleri Bakanımız teröre mi çağrı yapıyor? Dışişleri bakanımız şiddete mi çağrı yapıyor? Dışişleri Bakanımız nefret dilini mi kullanıyor? Dışişleri bakanımız hukuktan, demokrasiden doğan hakkını kullanmak için gidiyor. Ve bundan rahatsızlık duyuyorlarsa bu kişiler kendilerini mutlaka gözde geçirmesi gerekiyor. Kağıt üzerinde kalan Avrupa değerlerine kesinlikle bunlar uzakta kalmıştır. Çifte standart deniyorsa işte siz hangi ülkeye sizde ifade hürriyeti yok. Hangi ülkeye düşünce hürriyeti yok. Hangi ülkenin vatandaşına sizde toplanma hürriyeti yok. Gösteri hürriyeti yok diye bunlar şikayet yapma hakkını kendinde görecekler. Ancak asil milletimiz şunları görsün ki eğer bizim bu yaptığımız işlem, eylem işte bunları rahatsız ediyorsa, demek ki biz doğru yoldayız. İnşallah by doğru yolda daha bir kararlılıkla ilerleyeceğiz ve milletimize bu doğrultuda bu kararın arkasında duracaktır diye düşünüyorum” dedi.

“Asıl korkuları Türkiye’nin hızla yükselişi”

Türkiye’nin hızla yükselişinin asıl korkuları olduğunu ifade eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, “Doğrusu bir telaffuz var. Bugün uygulanan uygulamaları gördüğünüzde ya Avrupa Birliğini oluşturan ülkeler, medeni batı ülkeleri bugüne kadar bizi kandırdılar. Demokrasi dediler, hukuk dediler, özgürlük dediler, ifade özgürlüğü dediler. Yeter ki bir başkasının yaşam alanına müdahale edilmesin, onun dışında her şey söylenebilir dediler. Bugüne kadar ama bizi bunu ifade ettiler. Bugün ki uygulamaları gösteriyor ki ya bugüne kadar yaptıklarıyla kendilerini kandırdılar. Dolayısıyla bizi kandırdıklarını zannettiler. Ya da bugünden sonra ben bir başka pencereden bakıyorum. Bu kadar vesayet odaklarına rağmen, bu kadar prangalara rağmen, bu kadar bürokratik oligarşiye rağmen Türkiye 15 yıldır yükselişini hız kesmeden devam ettiriyor. Bence asıl korkuları şu; ‘eğer Türkiye 16 Nisan’da bu çift başlı yönetimden, vesayet odaklarından, bürokratik oligarşiden kurtulursa, bu prangalara rağmen, bu vesayet odaklarına rağmen Türkiye bu kadar büyüdü. Bundan sonra Türkiye’yi hiç tutamayız” diye konuştu.

“İki yüzlü uygulamayı kınıyorum”

Bakan Ahmet Arslan, “Büyüyecek, güçlenecek bir Türkiye’yi biz tutamazsak da, Türkiye bu coğrafyada son 15 yıldır bizim dediklerimizi dinlemiyor. Kendi milletinin, kendi memleketinin ve mazlumlar ile mağdurların menfaatine göre davranıyor. Bundan sonra güçlenince bunlara göre davranır. Bize bu coğrafyada iş kalmaz. Bize bu coğrafyada at oynatacak alan kalmaz diye düşünüyorlar.’ Değerlendirmesini yapıyorum. Aksi takdirde onlarca yıldır savundukları bir tezi bugün uygulamamalarının arkasında ben başka bir sebep, başka bir gerekçe göremiyorum. Doğru bulmadığımızı özellikle ifade etmek istiyoruz. Ve bu ikiyüzlülüğü, ikiyüzlü uygulamayı da ben açıkçası kınıyorum” şeklinde konuştu.