Yoksulluk TBMM’de
BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane,
BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, yoksulluğun temel sebeplerinin araştırılarak, günlük temel ihtiyaçlarını karşılama imkanı bulamayan, açlık-yoksulluk sınırı altında yaşayan tüm vatandaşları kapsayacak şekilde alınacak önlemlerin belirlenmesi, sosyal devlet anlayışı ile bu kesimlerin tüm ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kalıcı imkanların tanınması için Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir meclis araştırması açılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na teklif etti.
GEREKÇE
17 Ekim her yıl Dünya Yoksullukla Mücadele Günü olarak anılıyor. Yoksulluğun giderek arttığı Türkiye’de binlerce insan, günlük 1 lira ile geçinmek zorundadır. Yoksulluğun temel nedenleri arasındaki en önemli faktör, işsizlik olarak sayılıyor. Aynı zamanda düşük ücretler, enflasyon ve en önemlisi sosyal devlet anlayışının giderek yok olmasıyla birlikte sağlık, eğitim başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin ücrete tabi kılınması, yoksulluğun Türkiye’de yaşanan boyutunun temel sebepleri arasındadır.
TÜİK’in 2011 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre, Türkiye’de yoksulluk oranı yüzde 16.1 olarak verilmiştir. Bu orana göre Türkiye’de 11 milyon 670 bin yoksul var. Yoksul sayısı belirlenirken aylık 678 TL’lik harcama sınırı kabul edilmiştir. İşçi sendikalarının araştırmasına göre ise dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 949,14, yoksulluk sınırı ise 3 bin 91 liradır.
2008 yılında yoksulluk ya da maddi yoksunluk riski altındaki nüfusun oranı %65.7 olup, bu oran 2011 yılı için %62.5 olarak hesaplanmıştır. Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında % 63, 2010 yılında % 66,6 iken 2011 yılında % 60,4 olarak hesaplanmıştır.
Türkiye’de toplumun büyük bir kesimi, yiyecek, içecek, barınma, giyim-kuşam gibi temel ihtiyaçlara çok zor koşullarda erişiyor. Milyonlarca vatandaşımız bu en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma gelmiştir. Ekonomi politikaları, siyasi sorunlar, siyasi sorunlara bağlı göçler, ekonomik krizler toplum kesimleri arasındaki gelir eşitsizliğini büyütmektedir. Özellikle bütçeden güvenlik harcamaları altında yapılan harcamalar, bu harcamaların yarattığı bütçe açığının vergi ve zam oranlarının yükseltilerek karşılanması, açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan vatandaşların sayısını arttırıyor.
Türkiye’deki mevcut yaygın gelir dağılımı eşitsizliğini gidermek için ciddi bir politika üretilemiyor. Yoksullukla mücadele, kapsamlı ve sistemli bir mücadeleye dönüştürülemiyor. Siyasal iktidar yoksullukla doğrudan mücadele etmek yerine, bu sorunu yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin çabaları ile geçici çözümler bulma yoluna gidiyor. Yoksullukla mücadelenin ciddi oranda sonuç vermesi, devletin politik kararlılığı ve bu konudaki kalıcı çözüm yöntemleri ile olanaklı olacaktır.
Yoksul vatandaşların, iş arayışı, eve ekmek götürme çabası kimi zaman büyük trajedilere sebep oluyor. Türkiye’de bir çok vatandaş yoksulluk yüzünden yaşamına son veriyor.Yoksulluk sadece ekonomik değil aynı zamanda psikolojik olarak da toplumun büyük bir kesiminde ciddi olumsuz etkiler yaratıyor. Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırında ya da altında yaşayan vatandaşların sayısı hakkında sağlıklı bilgiler yoktur. Ancak bilinen bir gerçek var ki o da TÜİK rakamlarının çok üzerinde bir yoksul kesimin olduğudur. Bu nedenle Türkiye’nin açlık ve ya yoksulluk haritası çıkarılmalı, kentlerde, köylerde, beldelerde ve sokaklarda yaşayan tüm yoksul ya da açlık sınırının altında yaşayan vatandaşlar tespit edilerek ciddi ve kalıcı önlemler alınmalıdır. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak Genel Kurulda yoksullukla mücadele için alınacak önlemlerin belirlenmesi için bir meclis araştırması açılmasını Genel Kurul’un takdirine sunuyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.