Yol bozuk bozuk...
Kafkas Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İkram Çınar Kaleme Aldı : "Yol bozuk bozuk..."
Yazının başlığını tarihimizin büyük ozanlarından Pir Sultan Abdal’ın bir deyişinden aldım. Deyişin son kıtası şöyle:
“Pir Sultanım yaratıldım kul diye
Zalım paşa elinde mi öl diye
Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim amma yol bozuk bozuk”
Yollar bizi dostlara kavuşturur, işimize ulaştırır, yol kenarlarındaki ağaçlar, çiçekler gözümüzü gönlümüzü okşar; güzelle güzelleşir, iyiyle iyileşiriz.
Üzerinde yürüdüğümüz, taşıtların hareket ettiği, bir yerden başka bir yere giderken kullandığımız uygarlık nimetinden söz ediyorum. Ülkemiz, cumhuriyetin ilk yıllarında demiryollarında büyük atılım yapmıştı. Son yıllarda ise özellikle bölünmüş yollarıyla karayollarında önemli mesafe aldı. Birçok köy yolunun da asfaltlandığını görüyoruz. Bunlar ülkemiz adına sevindirici gelişmelerdir.
Hemşerilerimizin bir kısmı da ülkeyi geziyor, görüyor ve haklı olarak istiyor ki bunlar Kars’ta da olsun.
Olmuyor değil. Kars dışına çıkanlar yıllardır yolların yapılmakta olduğunu görüyor ve seviniyorlar. Demek ki buraya da yatırım yapılıyor. Ama yollar bir türlü tamamlanmıyor. Kars-Ardahan karayolu yıllardır bitmiyor. Tamamlanan kısımlar eskimiş, yama yapılmaya başlamış ama hepsi birden bitmiyor, bitirilemiyor. Kars-Sarıkamış-Erzurum yolu da öyle. Evet, orada da yolun büyük bir kısmı bitmiş ama çalışmalar hala devam ediyor. Sanırım daha teslim alınmadı ama bu arada yol eskimiş, aşınmış. Sarıkamış’a giderken yer yer asfalt yoldan değil şoseden gider gibi oluyoruz. Mıcırda savrulma korkusu mu, lastiklerin fırlattığı taşların araçları tahrip etmesi mi dersiniz… Beğenin beğendiğinizi. Kars sınırları dışına çıkınca yollar bir harika. Başka şehirlere gıpta ediyoruz.
Daha bir veya iki yıl önce yapılan asfalt bir yol neden aşınır, delik deşik olur? Acaba başka yerlerde daha kalın bir asfalt dökülürken “Kars’ta 1-2 santimlik asfalt yeter” diyen biri mi var? Nasıl bir asfalt veya malzeme kullanılıyor? Görüyorlar, görüyoruz ki bir yıl bile dayanmıyor. Yoldaki çukurlara düşmemek için cambazlık yapan şoförlerin saç baş yolmalarını gören ya da kötü yolların araçlarda yarattığı hasarları üzerine düşünen yok mu? Düşünüyor ve çözüm üretiyorlar: Asfalta yama yapmak ama bu da yolu başka türlü bozuyor.
Şehir içi yollar da içler acısı durumda. Yollara taş döşemişiz. Komşumuz Erzurum’da yollar asfalt döşeli. Sibirya’da, o meşhur soğuk ve kışa rağmen şehir içi yollar asfalt. Her şehir yollarını asfaltlıyor ama Kars taş döşüyor. Bu işte bir tuhaflık yok mu? Taş döşeli ana caddelerde yollar deforme olmuş. Bazı taşların altındaki kum ve toprak gitmiş ve taşlar çökmüş. Ana caddede araçlar geçerken arkasından toz kalkıyor. İnsanlar toz soluyor. Çukurlardan ve bazı yerlerdeki bir türlü tutmayan yamalardan söz etmiyorum bile.
Yollar dayanıklı malzemeyle, deneyimli uzmanlarca yapılmalıdır. Aksi taktirde hem insanların sağlığını bozarak zulmetmiş, hem de milletin parasını yele vermiş oluruz. Milletin parasını hovardaca harcamayı kimse istemez sanırım.
Şehir içinde sokakta insanlar tozdan nefes alamıyor, yolda yürüyemiyor. İnsanların toz ile birlikte hangi mikroorganizmaları da içine çektiğini bilmiyoruz. Tozdan ötürü insanlar caddelerde yürüyememenin dışında evlerinin balkon ve bahçelerinde de oturamıyor, spor yapamıyorlar. İnsanların hayat kalitesi düşüyor!
Millî ekonomiye de zarar veriliyor. İyi ve dayanıklı yapılmayan bir yolu defalarca tamir etmek veya yeniden yapmak zorunda kalırsınız. Astarı yüzünden pahalıya gelir. Oysa onlarca yıl tamir gerektirmeyecek yol yapmak mümkündür. İyi yapılmayan yollar trafik kazalarına davetiyedir. Can ve mal kaybına yol açar. Kars-Ardahan karayolunda seyreden araçlar elbette bir şahsa aittir ama o araçlar aynı zamanda millî servettir. Kars’ta otomobillerin amortisör hasarı oranı acaba kaçtır? Ardahan ve Kars’ta taşıt lastiklerinin ömrü ne kadardır? Trafikte sinirlenen insanların o gerginlikle gittikleri evlerinde ve işyerlerindeki olumsuz iletişimin topluma maliyeti ne kadardır? Trafik polisinde, belediyede ya da valilikte bunların istatistikleri var mıdır?
Tuhaftır, herkesin demokrasi istediği bir ortamda demokratik davranış gösterenler ne kadar az! Demokrasi ve insan haklarını anayasadan ve hükümetten bekliyoruz. Ya hemşerilerimizin insan hakları? Temiz hava almak, rahat bir yolculuk yapmak, çocuklarımızı sağlıklı bir çevrede büyütmek gibi. Vatandaş sorumluluğuna ne kadar sahibiz? Sorumlulara, halka hizmet etmek şartıyla emanet edilen paraları sorumlu biçimde kullanıp kullanılmadıklarını, işlerini en iyi biçimde yapıp yapmadıklarını öğrenme ve gerektiğinde hesap sormanın bir vatandaşlık görevi olduğunu kaç “demokrat” biliyor ve yerine getiriyor?
Şehrin önemli bir sorunuydu. Basın yoluyla dile getirdim; içimizden değil, sesli konuşalım diye.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.